Sevgili okurlar,
İşgalci Ermenilerin, işgal ettikleri Azerbaycan topraklarında  terör estirmesi ve işgali 30 Yıla yakın bir zaman dilimi içinde sonlandırmaması hep konuşuldu, takip edildi!..
Sizlere Brüksel’e gidişimi ve Brüksel’de “Azerbaycan sevgisi” ile tanıştığımı önceki yazımda anlattım..
Evet, aslen Genceli, fakir bir ailenin evladı olan Rahimi Eskander’in okuma şevki nedeni ile Moskova’ya gönderilişi ve sonrası hikayesinden kesitler sunduğum yazımın birçok bölümünü hatırlayan arkadaşlarımın, dostlarımın olması elbette sevindiricidir..
Ermenilerin, sıkı bir örgütlü olduğu Avrupa Birliği ülkelerinden biridir Belçika.. Avrupa Ermeni Federasyonu çatısı altında, tüm Avrupa Ermenileri buradan kontrol edilir.. Etkinlikler buradan planlanır, hayata geçirilir..
Birlikteliğin odak noktasını “Türk Düşmanlığı” oluşturur!..
Tercüman ve Hürriyet’ de görev yaptığım zaman zarfında, bunların bin bir melanet “Türk düşmanlığına, öfkelerine” tanıklık ettik..Bunları gazete okurlarımız ile paylaştık..
Bir Anadolu delikanlısı olan ve görev aşkı ile Brüksel’e gelen, Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliği çalışanı Dursun Aksoy, evinden çıkıp, büyükelçiliğe gitmek isterken, Brüksel’in en görkemli semtlerinden birinde otomobilinin önünde şehit edildi..
Haber, hemen Brüksel’de yankılandı, tüm Avrupa ülkelerine dağıldı, Türkiye’de ise acı ayyuka çıktı..
Cinayeti ASALA denen Ermeni Terör Örgütü üstlenmişti..
Fail peşine düşüldü..
Fail hemen komşu ülkeye Hollanda’ya kaçmıştı..
O yılların acar muhabiri rahmetli Sıtkı Uluç, bir gazeteci olarak cinayetin peşine düşerek,takibine almıştı..
Ne acı ,öfke dolu yıllar!..
Ortada “Ermeni “ve “ASALA” isimleri vardı ya, korku da büyük idi..
Ardından Sırbistan’da görev yapan bir süre NATO’da görev  ifa eden diplomatlarımızdan Galip Balkar’ın şahadet haberi düştü yüreklere!..
İşte böyle kabus dolu, karanlık günler içinde Avrupa’da cinayetleri ile öne çıkan ASALA, birden bire tarih sahnesinden çekildi. Yerine PKK Terör Örgütü sürüldü..
Uzatmayalım, merhum şehidimiz Dursun Aksoy’un cinayet zanlısı ASALA Terör Örgütü bağlantılı katil yakalandı. Belçika’da bir dizi yargılama süreci yaşandı. Ama düzmece, yalancı şahitler ile bu terör örgütü mensubunun yakalanması işe yaramamıştı..
Enmeni Diasporası topyekun karşı atağa geçmişti..
“Yalan, iftira, düzmece bilgi ve belgeler, itirafçılar..” mahkemede görev yapanların aklını bile karıştırmıştı..
Belçika’da hangi terör örgütü davası, sağ-salım sonlandırılmıştı ki?
 Avrupa’nın göbeğinde cinayet işleyen, masum bir Türk diplomatı acımasızca öldüren katil, Belçika Adaleti tarafından serbest bırakılıyor, yürekler kanıyordu!..
Elbette o günkü durumu yazmak, anlatmak zor!..
Brüksel’de görev yaptığım zaman dilimi içinde Ermeni ve PKK yanlıları tarafından sayısız defa hakkımda suç duyurusunda bulunuldu.. Tercüman ve Hürriyet’te imza attığım haberler hoşlarına gitmiyordu..
Aynı zamanda başkanlığını yaptığım Belçika Türk Spor Federasyonu olarak, terör işbirlikçilerine ve Türkiye’nin milli hassasiyetlerine karşı bayrak açanlara karşı düzenlediğimiz,” etkinlikler,konferanslar, anma törenleri” gözlerine batıyordu..
Daha Azerbaycan’ın bağımsızlığını almadığı yıllarda Bakü Reşit Beybetov Müzik Topluluğunu Brüksel’e davet ettik..
Bu topluluğu, yıllardır anavatandan uzak yaşayan ve o topraklara dönme imkanı bulamayan Genceli Rahimi Eskander’in  sıcak,samimi girişimleri ile  Brüksel’e davet ettik..
Topluluğun Başkanı Rahimi Eskander’in torunuydu..
17 Kişilik bir grup ve beraberlerinde KGB Ajanları olduğu halde Brüksel’e geldiler..
Brüksel ile diğer kentlerde “Azerbaycan Geceleri” düzenledik.. Birbirinden güzel halk oyunları gösterileri ve türküler, şarkılar ile Azerbaycan’ın kültür yüzünü  tanıttık..
Bizim için gerçekten iki ülkenin insanlarının buluşmasına  vesile olan bu kültür etkinlikleri görülmeye değerdi.. Daha sonra Brüksel’e bir başka Azerbaycan Heyeti geldi.. O ilk kuruluş yıllarındaki siyasi ayak oyunlarının yaşandığı günlerde zamanın Başbakanı Hasan Hasanov ve diğerleri de Brüksel’e gelerek, Avrupa ile ilişkilere büyük önem verdiler..
Azerbaycan için Brüksel, Paris ve Berlin çok önemli siyasi başkentlerde.. Buralarda ilk büyükelçilik örgütlenmeleri başladı..
Brüksel’de Azerbaycan’ın ilk Büyükelçisi Mir Hamza Efendiev oldu..
Öğrencilik yıllarında da tanıdığımız Mir Hamza Efendiev’e, aksakal, bilge insan Rahimi Eskander,” Oğul Brüksel’e hoş gelmişsin, ama boş gelmişin! Git,milletvekili ol, büyükelçi ol, Brüksel’e öyle gel” diye tembihte bulundu..
Efendiev, bu sözleri iyi dinlemiş olacak ki, gitti, gereğini yaptı ve Brüksel’e “büyükelçi” olarak geldi..
Ne kadar sevinmiştik, ne kadar!
Sonra büyükelçilik kurma çalışmaları, diplomasinin ilk heyecanlı yazışmaları ve Azerbaycan’ın temsili yeti, büyük heyecanların da yaşanmasına vesile oluyordu..
Azerbaycan kısa zamanda ayağa kalkmış, özellikle “Sözde Ermeni Soykırımı”  dayatmalarına, karalamalarına karşı atağa geçmişti..Hazırlanan İngilizce, Türkçe, Almanca bilgi setleri, tüm Avrupa Büyükelçiliklerine, kütüphanelere basına, sivil örgütlere dağıtılmaya başlandı.
Bunu ülke düzeyinde siyasi işbirlikleri, yerel manada gidip gelmeler, kültür etkinliklerinin düzenlenmesi takip etti..
Ermenilerin, Süryanilerin ve diğer azınlıkların Türklere karşı,” Sözde Ermeni Soykırım Anıtı” diktikleri ülkeler de; artık Türkiye yalnız değildi..
Türkiye’nin yanında, “bu anlamsız iddialara, çirkin karalamalara, bu bitmeyen diaspora öfkesine karşı artık Azerbaycan Devleti’ de” yerini almıştı..
Uzatmayalım Azerbaycan’ın efsane lideri merhum Aliyev Brüksel’e geldi.. Çantasında,” elbette Azerbaycan’ın Batı ile Avrupa Birliği ile NATO ile ilişkileri olduğu kadar, Azerbaycan topraklarının  Ermeniler tarafından işgali de” vardı..
Avrupa Birliği ülkelerinin Brüksel’deki temsilcileri Aliyevli bir toplantı gerçekleştirdi..Büyük bir basın ordusu ile toplantı sonunda Aliyev’i bekliyoruz..
Aliyev salonun uçunda gözüktü..Basın mensuplarından çıt yok!..Ben Türkçe soruyu patlattım..Bir elimde kamera var..
“Sayın Cumhurbaşkanım Brüksel’e hoş geldiniz! Bizleri mutlu ettiniz..Toplantıda Ermenilerin işgal ettikleri Azerbaycan topraklarının durumu konuşuldu mu?”
Soru buydu ya, Türkçe sorulmuştu..
Hemen Aliyev,” Çok teşekkür ederim..Hepinizi selamlıyorum.. Çok anlamlı, tarihi bir toplantı gerçekleştirdik..Ermenilerin işgal ettikleri topraklardan sulh usulü çıkmalarını istedik.. Yoksa, biz zamanı geldiğinde gerekeni yaparız..Bu durumu içimize sindirmemiz, kabul etmemiz mümkün değildir” diyerek, Avrupa Biriliği ile NATO ile  ikili sosyal, kültürel, siyasi, sportif işbirliklerine büyük önem verdiklerini, vermeye devam edeceklerini, Ermenilerin bu hasma ne tutum ve öfke ile işgalci konumu ile gündemden gitmeyeceklerine dikkat çekti..
Soru kapısını açtığım için Aliyev, bu buluşmanın sonunda  bana döndü ve “ Varol yahşi oğlan” diye seslendi ve oradan ayrıldı..
Brüksel’de Türkiye’yi temsil etmek, buluşmaların odağında olmak, Türk ve Azerbaycan, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrakları ile diğer Türk cumhuriyetlerini sahiplenmek, öyle herkese nasip olan bir durum değildir..
Bilgi ister, yürek ister, kültür ve birikim ister..
Gazan mübarek olsun ey can Azerbaycan!

TAZİYE
Karasu İlçesi eski Belediye Başkanlarından, Sakaryalı girişimcilerden mümtaz, mütevazı insan, müşfik ve sevecen kişiliği ile Selahattin Tatlı’nın vefatını üzüntü ile öğrenmiş bulunuyorum.
Başta Ailesi olmak üzere, sevenlerinin, dostlarının başı sağ olsun!..
Allah gani, gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun!