Bacasız sanayi denince, turizmden sonra ilk akla gelen üniversitelerdir.

Kaldı ki hükümetlerin belirledikleri ve uyguladıkları üniversite politikalarının eğitimden ziyade bir nevi iç turizmin hareketlenmesi amacına matuf olduğu malumunuzdur.

Mevcut hükümetin de her ile 1 üniversite açma, yetmedi o ilin neredeyse bütün ilçelerini o üniversitenin bölümleriyle donatma politikasının yerel siyasi taleplerden kaynaklandığını çok iyi biliyoruz.

Dolayısıyla, bir üniversite yönetiminin, durup dururken “ben yaşayan Üniversite icat edeceğim, öğrencilerimin üniversite dışı ekonomik ve iç turizme matuf hareketliliğinin önünü keseceğim, öğrencilerim burada yiyecek, içecek, gezecek, eğlenecek ve parasını burada harcayacak, yani üniversite bu şehre yar olmayacak” düşüncesi her şeyden önce yerel ve genel iktidarın politik anlayışı ile ters düşmektedir.

Öyle ya, üniversitenin varlığına güvenilerek yapılan onca esnaf yatırımları ve açılan işyerleri saçma sapan bir kararla sekteye uğradığında, mağdur olan esnafın ilk başvuracağı kapı neresi olacaktır?

Elbette ki siyaset…

Ve haliyle çarşı karışacaktır.

Mesele üniversite bünyesinde faaliyet gösteren birkaç kantinin kapatılacak olması değil, mesele büyük ve Serdivan dahil bütün şehri ilgilendiren bir meseledir.

Herkes biliyor ki, Serdivan’ı Serdivan yapan üniversitedir.

Serdivan’ı bir köy görüntüsünden çıkarıp, modern bir kente dönüştüren üniversitedir.

Öğrencilerin yeme, içme, eğlenme barınma anlamında tüm ihtiyaçlarının öncelikle karşılandığı ve karşılığında yüzlerce esnafın yüzünün güldüğü ilk adres Serdivan’dır.

Dolayısıyla bu saçma projeye ilk karşı çıkması gerekenler Serdivan esnafı ve Serdivan yerel yönetimleridir.

Tepkilerini merakla bekliyoruz.

Yukarıda ‘durup dururken’ dedim ya, pek de öyle olmamış aslında. Alınan bu kararda üniversite yönetiminin ilim ve irfandan ziyade ticarete kafası çalışan bazı ticari deha sahibi yöneticilerinin parmağı var.

Bizim gazeteyi okuyanlar bilir, arkadaşlar işe mezuniyet törenlerinde su ve dondurma satarak başlamışlar ve bakmışlar ki bu işte para çok, yahu sudan bile bu kadar para kaldırabildiysek bunun çayı çorbası yemeği tostu var, ne duruyoruz ki diyerek harekete geçmiş olabilirler.

Yine gazetemizin http://www.bizimsakarya.com.tr/guncel/bu-cubbe-isi-cok-karisik-h56220.html adresinden ulaşabileceğiniz haberde belirtildiği gibi ‘cübbe’ işinden de malı götürenlerin, bütün üniversiteye ’mal’ ve ‘rant’ gözüyle bakıyor alabilecekleri ihtimalini de gözden kaçırmayalım.

KATILI-YORUM

KUTSAL İNEK HİKÂYESİ

İngilizler Hindistan gibi koca bir ülkeyi sömürgeleştirdiklerinde, muhatapları olan bazı devlet adamları sormuşlar, "bu kadar büyük ve kalabalık bir ülkeyi nasıl kontrol altında tutuyorsunuz?"

EL CEVAP; "Bir Müslümana kalabalık bir pazar meydanında bir "kutsal ineği" öldürtüyoruz ve sonrasında Hindularla Müslümanların kan gölüne döndürdükleri iç savaşta, savaşan taraflara " hem hakemlik hem de efendilik" yaparak" demişler...

Senelerdir birilerinin, "türban, din-iman, laiklik, ümmet, şeriat, cumhuriyet, bekâ" vb kavramlarını da bizim "kutsal ineğimiz" yaptıklarının farkına varabilecek miyiz acaba?

Rubil GÖKDEMİR

İĞNELİ-YORUM

Geçiş garantili tünel, yol, köprü…

Hasta garantili hastane…

Yolcu garantili havaalanı…

Ve sıra geldi; Yangın garantili yangın söndürme ihalesine…