Beni tanıyan Sakaryalılar, kendi yaşıtlarımın ilk ülkücü ve Türkçülerinden olduğumu bilirler. Anavatan Partisinin grup toplantısında, yakama Anavatan Partisi rozeti takan zamanın Başbakanı Rahmetli Turgut Özal’ın kulağına eğilerek,  “Sayın Özal, siz benim genel başkanımsınız, ancak liderim Türkeş’tir’’ diyecek kadar gözü kara bir ülkücüydüm. Halen de aynı noktadayım. Türkçülük ve Turancılık benim için vazgeçilmez bir ideolojidir. Bu konumuma dayanarak halen Milliyetçi Hareket Partisine rey vermeyi düşünen ülküdaşlarıma, aşağıdaki soruları sormayı bir vazife kabul ediyorum
Parti lideri olduktan sonra, seçim gezilerinde Türk adını ağzın almayan, Türk Silahlı Kuvvetlerine bile te-se- ka diye hitap eden,’’Ne Türk kavramını, ne de Türkiye ismini kullanamayacaksınız artık, Güneydoğu’nun Kürdüstan eyaletini olduğunu, Doğu Karedeniz’in Lazistan eyaleti olduğunu göreceksiniz, bunlar bize tarihimizin devrettiği mirastır’’diyebilen birisiyle ittifak kurmayı nasıl hazmediyorsunuz? 
Neticesinde Türkiye’yi eyaletlere bölmeyi hedefleyen, emperyalizmin Ortadoğu da bölünmemiş devlet bırakmamayı öngören, Büyük Ortadoğu Projesi’ne eş başkanlık yapan bir siyasinin iktidarına destek olmak zorunuza gitmiyor mu?
Ülkeyi eyaletlere bölmek için başkanlık sisteminin şart olduğunu, bunun için etnik yapının değiştirmesi, gerektiğini, Irak, İran,  Suriye,  Afganistan gibi ülkelerden gelen milyonlarca göçmenin bu proje çerçevesin de ülkeye kabul edildiğini bilmiyor musunuz?
2009 ila 2011 yılların da Suriye sınırındaki mayınların temizlendiğini, Suriye deki iç savaşın 2011 yılında başladığını, ABD askerinin Afganistan’dan çekilmeden önce, Avrupa Birliği’nden alınan krediyle İran sınırındaki mayınların temizlenmeye başlandığının fakında değil misiniz?
İhvân-ı Müslimîn denilen, masumca Müslüman Kardeşler diye bilinen, İngilizler tarafından 1912 yılında Mısır’da kurdurulan bu yapının, temelinde Türk düşmanlığı olduğu ve bugün Rabia işaretiyle kodlandığını daha nasıl anlatmalıyız size? 
Atatürk tarafından 1925 yılın da kurulan Türk Hava Kurumu’nun, cemaatlerin menfaatleri doğrultusun da işlevsiz hale getirilip, malının mülkünün, bilinen ihale yöntemleri ile yok edildiğini, bunun gibi Cumhuriyet döneminde imkânsızlıklar içinde var edilen 589 milli kuruluşun, ekonomik değerlerinin çok altında satıldığını görmüyor musunuz? 
“Keşke Yunan galip gelseydi” diyen meczubun elini öpen, FETÖ’nün dinler arası diyalog projesini öven, bu konu da kitap ve tezleri olan, her fırsatta Atatürk’e hakaret eden teşkilata sahip bir kişinin, malum teşkilatın başında neden tutulduğunu zannediyorsunuz?  
Bütün bu ve bunun gibi birçok siyasi ve ekonomik faaliyetin hedefinin, Anadolu’daki Türk varlığını silmek için gerçekleştirildiğini ne zaman fark edeceksiniz?
Ülkücülük ve Türkçülük onurlu davranış gerektirir. Milletine, dinine zulüm edenlerin karşısın da el pençe divan durulmaz. Kendisine en ağır hakaretleri eden, karşılığında senden bu memlekete muhtar bile olamaz dediği bir kişiyle ittifak kuran liderinize, bu davranışlarının nedenini ne zaman soracaksınız?
Sorularım bitmedi, devam edecek, şimdilik yerim bitti.
Sağlıklı günler dileğiyle…