Dün, sözde MİT mensuplarını ifşa ettikleri gerekçesiyle tutuklanan gazeteciler bahsinde ‘Kozmik Odaya Girilirken Aklınız neredeydi’ diye sorduk.

Bugün de Kozmik Oda işin bahanesi diyelim.

Evet, bahanesi…

Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, ardından da Murat Ağırel, iktidar gözüyle amiyane tabiriyle söylüyorum; adeta kaşındılar!

Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu yazdıkları METESDAZ (kanserin diğer organlara sıçraması, yayılması anlamında) adlı kitapla, fetönün iktidar partisi ile olan ilişkilerini deşifre ettiler.

Devlette FETÖ’den boşalan koltuklara hangi tarikat nasıl yerleşti, Nedir bu hüsn-ü şehadet ve FETÖ borsası, - FETÖ operasyonlarından çıkarılan "imtiyazlı ortaklar" kim, FETÖ operasyonu yapan savcının odasını AKP’liler mi bastı, Genelkurmay Başkanı’nın “sahip çıkın” dediği isimler neden tutuklandı, şeklinde onlarca soru sordular.

Onlar, ilk kez yazılan gerçeklerle tabular yıktılar, METASTAZ ile devleti esir alan kanserli hücrelere ışık tuttular.

Keza, önce denetimli serbestlik ile bırakılıp ardından hafta sonu mesaisi ile hapse tıkılan Murat Ağırel, yeni çıkan SARMAL adlı inceleme kitabı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine kimler tarafından dinamit yerleştirilmiş ise bugün tüm temel kurumları bir bir patlatanların aynı kişiler olduğunu adeta belgelemekle zaten hedefe alınmıştı.

Önce meslektaşı Batuhan Çolak ile birlikte, bildik FETÖ usulleriyle gerçekleştirilen bir e-operasyona maruz kaldılar, sanal alem hesapları şüpheli bir şekilde ele geçirildi.

Ve şu an, on sekiz yıldan beri ülkemizi yöneten iktidar partisi ve muktedirlere yönelik müthiş bir suç iddianamesinden farksız olan SARMAL’ın bedelini ödüyor.

Dikkatinizi çekmiştir umarım, bu arkadaşlarımız kitaplarıyla ilgili yargılanmıyor ve kitaplarının içerikleriyle ilgili suçlanmıyorlar.

Çünkü o manada suçlanamıyor ve yargılanamıyorlar.

E o zaman bir bahane lazım…

İşte o bahane de, geçtiğimiz günlerde Libya’da şehit olan MİT mensuplarını deşifre ettikleri iddiası…

Oysa hepimiz biliyoruz ki, MİT’in bütün sırları bilgi, belge ve çalışanlarıyla Kozmik Oda’ya girildiğinde düşmana adeta teslim edilmiş ve bu iktidar bütün unsurlarıyla olayı alkışlamıştı.

Bülent Arınç'a suikast yapacaklar yalanını klavye gibi kullanıp Kozmik Oda’ya girmekle bu ülkenin modern ve çağdaş Kuvayı Milliye’sini deşifre ettiler.

MİT mensupları, işgal veya saldırı durumunda görev alacak olanlar, baskın, pusu, keşif yapacaklar, direniş, istihbarat, haberleşme, ikmal yapacaklar toptan ifşa ve ardından bir kısmı düşman istihbarat örgütleri tarafından şehit edildiler.

Bu ülkenin, 125 milyon word sayfası ebatında devlet sırrı, ordunun silah depoları, cephanelikleri, gizlenmiş sivil depoların adresleri, pist olarak kullanılacak yollardan, uçurulacak demiryolları ve patlatılacak viyadükler, açılacak baraj kapaklarına kadar her bilgi düşman eline geçti.

Yılmaz Özdil’in deyimi ile; “Mazaallah memleket işgale uğrarsa kimler göreve çağırılacak?

Hangi balıkçı barınakları kullanılacak, silah kaçırmak için kimlerin teknesi kullanılacak?

Hangi kahvehane, hangi park, hangi bakkal, hangi fırın buluşma noktası olacak? Mazotu gizlice nereden alacağız? Yaralananlar olacak, hastaneye gidemezsin, hangi doktorlar gizli ameliyatlar için yeraltına inecek, hangi eczacılar ilaç temin edecek? Elektrik kesik, telefon yok, hangi taksici, hangi çiçekçi kuryelik yapacak? Hangi mühendis, hangi mimar, hangi avukat hangi işe yarayacak?

Senin kırtasiyeci zannettiğin, mobilyacı zannettiğin, tuhafiyeci zannettiğin kişiler, aslında kim?

Adresler, kapı numaraları, kodlar, şifreler, vatan için hayatını ortaya koyacak olan yaklaşık 100 bin sivil yurtseverin isim listesi, çalındı.

Devletin ‘nefsi müdafası’na tarihimiz boyunca böylesine büyük bir darbe vurulmadı.

Ve, o dönemde hayatını ortaya koyarak, Kozmik Oda'ya girenlerle mücadele eden, gazetecilik mesleğinin yüzaklarından Barış Terkoğlu, dün tutuklandı.

Kozmik Oda’yı kendi ellerinizle komple Amerikan istihbaratına vereceksiniz…

Sonra utanmadan, Oda Tv rahmetli istihbaratçıyı deşifre etti diyeceksiniz, öyle mi?”

Ya, kahraman şehidimiz Kaşif Kozinoğlu’nu, ellerinde kameralar ve fotoğraf makinalarıyla havaalanında karşılayan, fetö ağzıyla boy boy haberlerini yapan gazetecilere dokunuldu mu bu ülkede? Hayır…

Kaldı ki Barış Terkoğlu, hapiste olduğu dönemde tanıştığı MİT mensuplarına yönelik ifşa ve iftira olaylarının üzerine giderek, bugün muhalefet etmekle suçlandığı MİT Kanunu’nun çıkmasına vesile olan bir kardeşimizdir.

Bugün Barış'a saldıranların, maklube partilerinin müdavimleri, Pensilvanya’dan çıkmayan, TSK'ya operasyon yapılırken ateşe odun atan, fetö kredileri ile boğaza nazır villalarda oturan, vicdanlarını FETÖ'ye teslim etmiş kişiler olması çok manidardır.

Hasılı, bu kardeşlerimiz, vatansever kimlikleriyle gerçekleri yazdılar. ABD emperyalizminin kuklası olmadılar ve aksine Wikileaks’te, Mahrem’de, Metastaz’da ‘kirli’ yapıları deşifre ettiler.

Şimdi onlara uzanan ellerin kirliliği, hepimizi ve en başta eğer samimi iseler iktidarı ilgilendirir.

Bu tutuklamaların iktidar lehine olmadığı gibi, iktidar iç çekişmelerinde taraf olanların bir eseri olduğu da açıktır.