Anlatılanı aklımda kaldığı kadar anlatıyorum; Sakaryaspor, Mersin’deki süper lige terfi maçları finallerinde. Favoriyiz, Sakarya protokolü de tribünlerde.

    Bizim Tatangaları marka olmuş tezahüratları ile dünya biliyor. Maç kıran kırana geçerken, Protokol de pozisyonu gereği ciddiyetle izliyor.

    Oysa, O maça gelene kadar hayatını, zamanını, her şeyini bir kenara atmış Tatangalar oyuncularımızı havaya sokmak için kan ter içindeler.

  Galiba(?), Protokolün hala O keyifli sessiz ciddi oturması Tatandaları ateşlemiş. İşte O tribün tarihine geçen,“ Zıpla Zıpla, Zıplamayan ….!” İronisi O an başlamış;

    Protokolün, çaresiz ayağa kalkarak zıplamaya başlaması ise unutulamaz bir Halkın Gücü gibidir. Ee, Protokol de halkın hamurundan pişmiştir!

     Boğaziçi Öğrencileri de bu Halkın Hamurundan. Geçen hafta, Tatangaların O eşsiz,” Zıpla Zıpla, zıplamayan ….!” İronisini kendilerine adapte etmiş;

   “ Zıpla Zıpla, zıplamayan Rektör!” ironisi, Boğaziçi öğrencilerinin uyarlaması ile  hoş bir tepki-etkiyle gösteriye renk katmıştı.

    Siyaset, ülkede kendisi yöneten olduğunda, her geçen gün kimi hatalar-yanlışlar yapar. Ev-Aile hayatı bile böyledir; herkes hatası-yanlışı ile taşınır.   

    Ama, Yöneten her hata ve yanlışta uyaranları iplemez, yola devam diyerek  arkasındaki tüm köprüleri atarsa, sevenlerine bile dönüş yolu bırakmaz.

    Evde, Ailede her gün pardon deme, küçücük bir sözle bile gönül alma çabamız olmasa; hepimizde ne huzur kalır, ne mutluluk!

     Bunları yapamazsak? Bu cennet vatanda, neden bunca ailede toplumsal cinnetler yaşanır ki? Neden hapishane yatırımında rekorlara gidilir ki?

    Boğaziçi Öğrencilerine sevgim de, saygım da çok. Sakarya Üniversitesi Öğrencilerine ise kuruluşunda beri var, var da olacak.

    Sakarya Onlar ile şehirde, ilçelerde sosyal ve ekonomik gelişmeler kazandı.

    SAÜ’lü Akademisyenlere çok daha fazla sevgi saygı büyütürüm ama, saygıyı, sevgiyi Hak edenlerine?

    Onların içinde, Hak etmedikleri Liyakatle görev yapanlar çok olabilir. Bunu bilen, haddini aşıp, topluma siyasi içerikli erdem dersi vermeye kalkmaz.

    Aleni, Öğrencilerini ahlaksız, erdemsiz göstermeye kalkan bir Akademisyene pek rastlamadık. Tabii şu günlere kadar?

    Hala aynı kafa, aynı savunmayı yaparsa, ee,” Amcam Arıza, Malum.” derim.

    Tatangaların,” Zıpla Zıpla !” sevimliliği, bana, Üç Büyüklerin ve tüm spor dünyasının unutamayacağı Galatasaraylı Amigo Karıncaezmez Şevki’yi hatırlatır.

    Bugün Türkiye Derbileri’nin hemen hepsi kavgalı, küfürlü biter. Bitse iyi, medya da beslenir. Aylar, yıllar kin, intikam büyütür. Ölümlü biten sonlar olur?

    Mithatpaşa stadında GS.’lı Karıncaezmez Şevki’li tribünleri yıllarca izledim. Fener, Beşiktaş tribünleri bile Karıncaezmez’den bayraklı tezahürat beklerdi.

   Sözü bakın nereye bağlayacağım: 

   Spor tribünlerinin içtenliğinin zerresi Siyaset Tribünlerinde yoktur, bekleme!

    Spor kulüplerinin çoğu, tribünlerden gelen tepki tezahüratlarının, takımın önündeki kritik maçlara zarar vereceğini de görür. N’olur?

    Tribünleri yöneten 3-5 tribün lideri ile görüşülür. Haklı olunsa bile, karşılıklı yumuşama zamanlarıdır. Çünkü sahaya yansıyan olumsuzluklar bitmelidir.      

     İnanın, Amigolarla oluşturulan O ortamlarla gelen şampiyonluklar çoktur.       “ Zıpla Zıpla, Zıplamayan …!” denilirse de, O ironide zıplamak keyiftir: -)

   Siyasetin, ironiyi anlama düzeyi, erdemi yoksa; ülkede halkın işi çok zordur.

   Faturayı çocuklarına, gençlerine çıkaran toplumların geleceği de tehlikededir. 

    Biz futbolcu eskilerinin ağzımızı doldura doldura anlattığımız gibi,” Şimdiki gençlerde saygı maygı kalmadı. Bizim zamanımızda büyüklere saygı vardı!

   Gençler yere forma atamazdı, oyundan çıkarken tepki gösteremezdi!” gibi ahlaki ne masallarımız vardır. Birisi eskinin kapı arkalarını bir kitap yapsa: -)

    Şimdiki gençler çok daha dürüst, saydam ve özgüvenli. Biz arkalarında Haklı oldukları, Hak ettikleri yerde olsak, Gençliği o zaman kazanacağız. Olabilsek???

     Son sözü Siyaset Dünyamıza ve Bize ayırdım: Tribün Halktır; Siyaset Tribüne, ” Zıpla Zıpla!” ayarı veremez.

   Çünkü, geçmişe bakın, Siyasiler asla kaybetmez. Zıplayan halk sokakta kalır.