Benim ismim Toz Tanesi. Yanlış okumadınız, ismim Toz Tanesi. Annemin ve babamın bana bu ismi neden verdikleri konusunda en ufak bir fikrim yok. Ben doğduğum anda annem vefat etmiş. Babam annemi çok seviyormuş ve onun yokluğu ağır gelmiş, çok fazla dayanamamış. Annemin vefatından sadece iki yıl sonra da babam vefat etmiş. Kısacası onlara bana neden bu ismi verdikleri için sorma şansım olmadı.

Toz Tanesi isminin hep tatlı bir anlamı olduğunu düşünüyordum fakat gerçekleri öğrenene kadar. İlkokula gittiğim zamanlarda öğretmenimiz insan evrimini anlatırken bizlerin ‘’Uzaydaki toz taneleri.’’ olduğunu söylemişti. Ben de ismim söyleniyor diye ayağa kalkmıştım. Bütün sınıftaki arkadaşlarım bana kahkahalar atarak gülmüşlerdi. İlk defa ismimin o kadar tatlı bir şey olmadığını orada anlamıştım. Büyümeye devam ettiğim yıllarda bütün ilgimi bu noktaya çevirdim: Kocaman, sonsuz uzayda bizler neden toz tanesiyiz? Toz tanesi kötü bir şey mi?

Yurt dışına üniversite okumaya gittim sonrasında yüksek öğrenimimi de burada tamamladım. Burada bulunan uzay programlarında aktif bir şekilde yer alan şirketlerde çalıştım. Çok saygın ve insanı başka düşüncelere sürükleyen nice bilim insanı ile tanıştım. Hatta bazılarıyla tartıştık. Onlar ismimin anlamını öğrenince benimle daha çok bilgi paylaştılar. Bunun yanında bazıları da ismime çok şaşırdı.

Deneyim kazandığım yıllarda artık uzayı gözlemleyip gezegenlere bakabiliyordum. Sadece bir teleskop yardımıyla değil onların yörüngelerini, etrafındaki gezegenlere yakınlığını, hangi sistemde olduğu gibi bilgileri anlayabiliyordum. O zaman daha da iyi anlamaya başladım ismimin anlamını. Gerçekten ben onlara bakarken onların yanında bir toz tanesiydim. Kendime bir anlam yüklemenin bir anlamı yoktu. Ne dünya benim etrafımda dönüyordu ne de bu galakside bir şey benim varlığım için yapılmıştı. Bu düşünceler içerisinde kendimi tanıma yolculuğum devam ederken bir el omzuma dokundu. Bir anda daldığım düşüncelerden gerçek hayata geri döndüm. Elini omzuma koyan bilim insanı bu konuda büyük atılımlar ve düşünceler ortaya koymuş ve bunların birçoğunu da kanıtlamış biriydi. Bana çok düşünmemem gerektiğini söyledi. Sonrasında da yanımda boş duran sandalyeye oturdu. Gözlerini bana doğru çevirdi ve boğazını temizleyerek söze girdi.

‘’Ben de çocukluğumda hep gökyüzüne bakıyordum ve ‘’Biz neden aşağıdayız?’’ diye düşünüyordum. Aileme, öğretmenlerime soruyordum ve soruma aldığım cevaplar beni tatmin etmiyordu. Ben de gelecek yıllarda kendimi bu sorunun cevabını bulmaya adadım. Çok okudum, çok dinledim. İnanır mısın benimle uzaktan yakından alakası olmayan fikirleri bile dinledim. Çalıştım, araştırdım ve en sonunda bugün bulunduğum konuma geldim: Senin isminin anlamı aslında ‘’İnsanlık’’ çünkü bizler birer toz tanesiyiz, hepimizin ismi Toz Tanesi. Bu dünyada yalnız değilsin senden milyarlarca var. Şimdi sen gökyüzünü incelemeye başladın. Uzaktaki yıldızlara, gezegenlere bakıyorsun. Şimdi söyle bakalım bana sen hâlâ toz tanesi olmadığına inanıyor musun?’’