Sakarya'da son yıllarda doğal ve tabi kaynakların kiralanması, birilerine tahsis edilmesi ve ardından yapılan eylemler gündemde başı çekiyor.

Örnekler çok. Hatta saymakla bitmez..

Akyazı Bıçkı deresi, Sapanca Yanık, Söğütlü Beylikkışla, Karasu Darıçayırı, Yenikent vs.vs.

Bu kaynaklar ya da doğal güzellikler büyük sermayenin kontrolü altına alınmak isteniyor sürekli.

Bunların dışında var olan talanı da Sakarya'da herkes çok iyi biliyor.

Mesela;halka ait olan Sapanca Gölü sahilleri..

Ya da gölü besleyen derelerin orantısız sömürülmesi..

Bazen düşünürüz, Sapanca Yanık'ta her ne sebepte olursa olsun, bir vicdan nasıl olurda taş ocağı kurmak ister.

Kaldı ki orada bir yaprağa bile kıyamazken insan..

Beylikkışla'da köy merasına doğalgaz çevrim santrali kurmak isteyenleri düşündüm.

Nedir doğadan bu para kazanma hırsı.

Hadi onları geçtik de; çünkü onlar google'den haritaya bakıp boş gördükleri alanların peşine düşüyorlar.. Dert belli, para kazanmak. 

Peki bizimkiler nerede?

Bu şehirde görev yaptığını söyleyenler nerede?

Bir kaç kurum ve bir kaç iyi insan dışında kim var?

Nerede lafa geldi mi mangalda kül bırakmayanlar..

Söylenene değil, söyleyenin siyasi görüşüne bakılmıyor mu?

Hepsini geçtim. Hepimiz suçluyuz. Devlet kurumları, siyasiler, belediyeler, bizler suçluyuz.

Varlığını tabelada gördüğümüz muhalefet suçlu.

Aslında bunları neden anlattın derseniz; İl Toprak Koruma Kurulu var bu şehirde..

Bilmiyorduk, bir bilene sorduk, yönetmeliklerle baktık görevlerini öğrendik.

Özetiyle; Tarım arazilerini korumak, kollamak, strateji geliştirmek.

Doğayla, dereyle bir alakası olmayabilir belki. Buna eyvallah.

Bu kurulun görev tanımı ve sorumluluk alanları yasada belli.

Ancak dikkat çeken bir şey var. Hem de rahatsız eden bir detay.

Mesela kamuoyu adına ben bu kurulun ne yaptığını çok merak ediyorum.

Son aldıkları kararı oluşan tepkiler nedeniyle yani kazayla öğrendi herkes.

Bir kararla Pamukova'ya kağıt fabrikası kurulmasında sakınca görmedi bu kurum.

Zararlarını, faydasını, geleni gideni zaman gösterecek.

Bu kurul böylesine önemli kararları alırken, bunlardan kimin haberi var?

Mesela tarım arazilerinin korunması için ne yaptı, hangi kararları aldı, neleri önledi, ne geliştirdi? Bilen var mı acaba?

Kararlara ulaşmak derseniz o çok mümkün değil. Ben denedim olmadı. Bilgi edinme yasasıyla belki olur.

Bu kurulun şeffaf olması, ne yaptığını Sakarya'ya açıklaması gerekiyor.

Valilik bir çok konuda aylık toplantısını açıklanması gerektiği kadarıyla kamuoyuna açıklıyor.

Toprak Kurulu'da açıklanması gerektiği kadarını paylaşsa, şeffaf olsa bence çok güzel olur. Bilelim neler yapmışlar, biz de yeri geldiğinde onların aldığı kararları bu sütunlarda savunalım.

Bir de bu kurulun yeni bir üyesi var.

Tarım ve hayvancılığın başındaki Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Cevdet Mete.

Kurul üyesi olmasının ardından düzenlenen ilk toplantıda şans eseri, tamamen tesadüfü(!) bir karar çıktı.

Kaçak olduğu için Ferizli Belediyesi tarafından ceza uygulanan ve yargı süreci devam eden bir konu.

İşyerinin bulunduğu arazi Mete'nin kurul üyesi olmasının ardından ilk toplantıda 1nci sınıf tarım arazisi vasfından çıkarıldı.

Onunla ilgisi varmış yokmuş. Bağlantısı var mı, yok mu, etik mi değil mi takdir kamuoyunun.

Ondan öncesi de var.

Kağıt fabrikasına karşı çıktığı için kuruldan atılan Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu'nun yerine atandı Mete.

Sonrasında fabrika için tarım arazilerine zararı olmaz kararı çıktı. İnsanın aklı bulanıyor.

Bazı gariplikler var..

Aslında şehrin güneyinden kuzeyine var oğlu var.

Peki bu kurula biz nasıl güveneceğiz. Aldığı kararların sorgulanmasına dahi izin verilmeyen bir kurul.

Uzmanından da iyi bilecek değiliz tabi ki..

Ama görünen köyde kılavuz istemez.

Topraklarımızla ilgili alınan kararlar üzerinde bilgi sahibi olmaya çalışıyoruz. Alınan kararları araştırıyoruz.

Artık bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Değişeceğine de inanıyorum.

Tesadüfen Mete'ye yapılan kıyak bu kurulun güvenilirliği sarsmıştır.

Sarsıntı da her zaman yorar, zarar verir.

Artçı şok gibidir..

Belki de ben abartıyorum.