Her gece olduğu gibi koltuğunda uyuya kalmıştı. En son televizyondaki elektrikli testere reklamını hatırlıyordu. Son derece amatörce çekilmiş bir reklamdı. Reklamı seslendiren kadının sesi hâlâ kulaklarındaydı… ‘’Kullanımı kolay, taşınabilir ve dişleri çok kesin bu elektrikli testere ile işlerinizi kolayca yapabilir ya da kalın ve zor yüzeyleri kolayca kesebilirsiniz.’’ diyordu. Sonrasında da elektrikli testerenin dayanıklı olduğunu göstermek için elektrikli testere ile betonu, asfaltı veya taş olan yer zeminini kesiyorlardı.

Oysaki uyuyakalmadan önce reklamın ne kadar saçma olduğunu düşünmüştü. “Kim ne yapar ki elektrikli testereyi? Haydi, işine yarayacak diyelim neden televizyondan alsın? Veya elektrikli testere alacak kişi asfaltı, betonu ve yeri deliyor mu diye kontrol ediyor muydu?” gibi arkası kesilmeyen ve cevabı olmayan sorular kafasına takılmıştı.

Gözünü açtığında televizyon açık, elindeki bira şişesi de aynı şekilde elinde duruyordu. Oturduğu koltukta biraz doğruldu. Elindeki şişeyi kenara bıraktı. Biraz gerindi. Beli ağrımıştı. Televizyondan gelen sese dikkat kesildi: ‘’ Kullanımı kolay, taşınabilir ve dişleri çok keskin bu elektrikli testere…’’. Gözlerini ovuşturdu. Dün akşam gördüğü reklam hâlâ yayındaydı. Herhalde sabah akşam yayınlıyorlar diye gülerek televizyonu kapattı. Üstüne ceketini aldı ve evden çıktı.

Yolda yürürken bir kahve almak için her gün gittiği dükkâna girdi. Kahvesini aldı ve evinden biraz uzaklaştıktan sonra karşı kaldırımda yeni bir dükkân açıldığını gördü. Dükkânın tabelasında “kesici aletler” yazıyordu. Meraklandı ve içeri girdi. Bıçak, satır gibi aletlerin satıldığı bir dükkândı fakat dükkânın arka tarafına doğru gittiğinde elektronik olan daha büyük kesici aletleri gördü. Hatta reklamlarda sürekli gördüğü elektrikli testereler de satılıyordu. Bu farkındalıkla birlikte reklamın aklına yer ettiğini düşündü, kendine güldü ama istemsizce fiyatına da bakıp dükkândan ayrıldı.

İki hafta sonra evinde televizyon reklamı üzerinden sipariş ettiği elektrikli testeresini deniyordu. Sert zeminleri kesmeye çalışıyor, hatta önüne iki kat kereste koyup kesip, biçiyordu. Bundan büyük keyif alıyordu. Bir gece işten çok sinirli bir şekilde eve geldi. Saat baya geçti hırsını çıkarmak için elektrikli testeresini açtı. Bulduğunu kesiyordu fakat elektrikli testere öyle bir ses çıkartıyordu ki çevresindekiler ve komşuları bu durumdan rahatsız olmuştu. Bir komşusu evine gelip onu uyarmıştı. Fakat komşusunu dinlememiş bir şeyler kesmeye ve doğramaya devam etmişti. Komşusu tekrar gelindiğinde ise sinirden elektrikli testeresini doğrulttuğu komşusuna istemeyerek zarar vermişti.

Komşusu tam 4 hafta yoğun bakımda kalırken, kendisi tutuklanarak mahkemeye sevk edilmişti. Savunmasında komşusunu bilerek yaralamak istemediğini, her şeyin sebebinin televizyonda yayınlanan reklam olduğunu söyledi ve suçu elektrikli testere reklamına atmıştı. Ancak hâkim bu duruma aldırış etmemiş ve adamı mahkûm etmişti. Hem de ömür boyu.

Olayı ilk duyduğumda ben yerel bir gazetenin muhabiriydim. Merak ettim ve kimsesi olmayan bu adamı hapiste ziyaret ettim. Pek konuşkan biri değildi. Biraz da kafayı yemişti. Ona bu olayı anlatmasını istediğim de hiçbir şey söylemedi. Kendisinden bile bahsetmedi. Ne dediysem konuşturamadım. En sonunda elektrikli testere hakkında bir şey söylemek ister misin diye sorduğumda da şu cevabı aldım:

‘’Kullanımı kolay, taşınabilir ve dişleri çok kesin bu elektrikli testere ile işlerinizi kolayca yapabilir ya da kalın ve zor yüzeyleri kolayca kesebilirsiniz.’’