AKP belediye ile geldi, görünen o ki belediyeler ile gidecek.

Son yerel seçimlerde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere önemli büyükşehir belediyelerin kaybedilmesi AKP için sıradan bir yerel seçim kaybı değil, bu bir nevi surda önemli gedik açılması ve bu aynı zamanda AKP belediyeciliğinin değerlendirilmesi için önemli bir turnusol kağıdı oldu.

Belediyelerin el değiştirmesi ile yolsuzluklar bütün boyutlarıyla ortaya saçılırken, yeni seçilenlerin şu kısa sürelik icraatları bile o övünülen ve örnek gösterilen AKP belediyecilik anlayışını siyaset tarihi mezarlığına gömmeye yetti.

Bu da haliyle genel iktidarın sorgulanmasına ve ilk seçimde cezalandırılmasına yol açacaktır.

Yani artık, ‘kime vereceğim, başka kim var ki’ devri kapandı desek yeridir.

Bugün Ankara’yı ele alalım.

İktidarın en yüksek ağızdan “adamda her türlü yolsuzluk var, sahte senet cambazı, vergi kaçakçısı, bu şahıs kimin adayı belli değil, bu seçime girebilse bile seçimden sonra çok ciddi bedel ödeyecek, benim milletim terör örgütü destekçilerine oy vermez” dediği, belediyeyi PKK’ya teslim edeceği iddia edilen Mansur Yavaş, neler yapmış, görelim;

Bence tarihin en kısa zamanda en çok iş yapmış yöneticilerinden biri olmaya adaydır.

100 günde üç alt geçit tamamladı.

Tüm ihaleleri canlı yayınladı.

İthal ağacı yasakladı.

Köylerde suyu ucuzlattı.

Öğrenci evlerinde suya yüzde 50 indirim yaptı, öğrencilere çorba dağıttı.

60 TL'ye 200 binişlik öğrenci abonmanı çıkardı. Direkt hatlar koyup, ücretsiz otobüsler tahsis etti. Kırsal kalkınma projesi başlatarak Atatürk Orman Çiftliği arazisi kiralayıp üretimi arttırdı.

Çiftçinin elinde kalan malları alıp, durumu olmayan vatandaşlara dağıttı.

Rusya'nın değil artık Ankaralının buğdayını kullanmaya başladı.

Durumu olmayan ailelerin çocuklarına servis tahsis etti.

25 ilçedeki muhtarların sorunlarını çözdü.

Vatandaş şikayetlerinde çözüm memnuniyet oranını yüzde 50'nin üzerine çıkardı.

Asfalt katılım payı şerhlerini kaldırdı.

Üç yeni bağlantı yolu açtı.

53,6 km'lik Bisiklet Yolu Projesi'ne başladı.

30 Ağustos Zafer Parkı'nı açtı.

Doğal gazda Ankaralının hakkını aradı. Ranta geçit vermedi, kimseye boyun eğmedi.

Devri sabık yapmadan usulsüzlüklerin ve terör örgütleriyle yapılan işbirliklerinin takipçisi oldu.

Milli bayramları da hakkıyla kutladı.

Ve önceki gün itibariyle İ.Melih Gökçek’in Yolsuzluk Dosyasını Savcılığa teslim etti.

Ankara belediyesine teröristleri dolduracak denilen Mansur Yavaş, belediyenin tüm binalarını Türk bayrakları ile donattı ve birilerine battığı için kaldırılan T.C. ibarelerini tekrar geri taktırdı.

Çünkü Mansur bey salonda oturduğu kürsünün arkasına, baş köşeye, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk portresini astırdı.

Zaten ilk görev gününde de Ulus Meydanında bulunan Atatürk heykelini temizlettirmişti.
Mazbatasını alır almaz yaptığı ilk icraatlerden biri de belediyeye ait araçların çakar lambaları ile amaçlarından aykırı sebeplerle kullanılmalarını engellemek oldu.
Kendi makam aracı da dahil araçların çakar lambalarını söktürdü. Dolayısıyla çakar lambalı, görevleri doğrultusunda kullanılmayan araç olmuyor.

Mansur Yavaş’la parsel parsel satışlar, trilyonluk vurgunlar ve ihalelerde yolsuzluk devri kapandı.

Mansur Yavaş “Hesap sormaya değil, hesap vermeye geliyoruz” diyerek şeffaflık sözü vermişti.
Göreve gelince belediye meclis toplantılarını internetten canlı yayımlatmaya başladı.
Görevinin ilk 100 gününün raporunu, belediyenin gelir gider tablosunu ve belediyenin verdiği 136 milyonluk bütçe fazlasını kamuoyuyla paylaşarak, belediyeye ait 400 milyon TL bedelli yeşil alan ihalesini YouTube üzerinden canlı yayında yaptırarak verdiği sözü tuttu.
Yani artık meclis toplantı salonunda veya belediyenin diğer makamlarında gizli kapaklı saklı bir şey olmuyor.

Mansur bey hukuk okuduğu ve asıl mesleği avukatlık olduğu için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hak ve sorumluluklarını gayet iyi biliyor.
 

Örneğin Ankara halkının ona verdiği yetkileri belediye meclisi elinden almaya çalışınca hukukçu kimliği ile buna müsaade etmedi. Denediler ama başaramadılar.

Mansur beyle israf devri kapandı. Belediye bünyesinde bulunan otomobil sayısını 1953'ten 1250'ye düşürdü. Tasarruf edilen 703 araç sayesinde belediye bütçesini yıllık yaklaşık 30 milyon TL civarı rahatlattı.
Önceki seneler 1 milyar TL'ye verilen ihalelerin aynısı, hem de internetten yayınlamak suretiyle yani açık ve şeffaf bir şekilde, artık 188 milyona veriliyor.
İlginç ve emsaldir ki, Gökçek’e önceden tahsis edilen ve başkanlıktan alındığı halde kullandığı iki arazi aracını belediyeye geri aldı ve durumu olmayanlara gelin aracı olarak tahsis etti.

Yardımları aleni ve reklam amaçlı yapmıyor, meydanlarda dağıtılan erzak poşetleri yerine Ankara belediyesi artık ihtiyacı olanlara alış veriş kartı dağıtıyor. İhtiyacı olan vatandaş yardım alırken gözler önünde olmuyor yani…

Hasılı Ankara, ilkeli, ahlâklı, liyakatli bir yöneticiye ve yönetime kavuştu.

Artık Ankara’nın, şova, gösterişe değil, işine odaklanan, milli ve manevi değerlerimize gönülden bağlı, icraatlarından kadro oluşturmasına kadar ülküsünü ve Ülkücüleri ön planda tutan, oy verenlerin güvenini boşa çıkarmayan bir başkanı var.

Var olsun, sağ olsun…