Sevgili okurlar,
Bu sabah radyoda ünlü merhum sanatçı Zeki Müren’in “Annem şarkısı” ile uyandım..
Ne hikmettir bilinmez ama, bugün “anneler “ ile ilgili bir iki laf etmek istiyordum..
Tesadüf mü, ilahi bir hatırlatma mı bilmem?..
Sabah saatlerinde, evlatlarını okula götürmekte olan bir anne, evimizin hemen önüne park ettiği ve evlatlarını bindirdiği otomobilinin radyosundan o sesleri duyuyordum..
Mazide kalan hatıra gibi şefkatli kollarını aç bana annem
Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık;
üşüdüm, üstümü örtsene annem?

Anne, anne, anneciğim anneciğim!..”
,
Bir ara duraksadım, rüya mı bu ne diye düşündüm..
Hemen kalkıp pencereye koştum..
Perdeyi araladım..
Evet, o bir anne, evlatlarının okul telaşı içinde..
Allah kolaylık versin!..
Bizim de evlatlarımız oldu..Onlar için gecemizi, gündüzümüz bile karıştı.. Okul yollarında, büyüdüler, iş, aş telaşında..
Anne oldular, evlat telaşında hep birlikte olduk..
Hala da, o güzel, sevgi, saygı telaşı içinde yuvarlanıp gidiyoruz..
Ama ülkemizden gelen haberler bizi gelecek için daha da kaygılandırdı?..
Neden mi?
Önce, bu ülkenin gözbebeği kızlarımızın sevinçlerini, zafer coşkularını yüreklerinde bırakan bir açıklamaya tanıklık ettik..
Ve bu ses, bu çıkış, bize çok yakın bir yerden Düzce Kaynaşlı’ dan geldi”..
Kızlarımızın neresine takılmışsa gözleri, aklı, o iğreti, çirkin, kabul edilmez  sözleri etti..
Sonra tepki çığ gibi büyüdü ve partisinin listesinden çıkarıldı..
Yeter mi?
Bence yetmez?
Görevinden derhal alınmalı, psikolojik tedaviye alınmalı, ya da hemşerisi
Hasan Mezarcı’nın yanına gönderilmelidir..
“Kızlarımıza, kadınlarımıza, bu gözle bakan, kem gözlerden, sapık fikirlerden Allah korusun” derim!
“Din, ahlak doğruluk, dürüstlük öğrensin” diye kurslara gönderdiğimiz ve “bademlenen” ve sonrada çıkıp,” Yahu sizde her şeyi bilmeyin canım! Müslüman’ın, Müslüman’da hakkı vardır” diyen zihniyete, ne diyeceğiz?
Bu sapıklar, hala ortalarda dolaşmıyorlar mı?
Biz, bu hale nece geldik?
Bütün bunlar yaşanmışken,  şimdi Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Rehber öğretmenlere dağıtılan kitapta yer alanları, nasıl izah edeceğiz?
Anneleri ikiye ayıran, yani “ iyi anne ve kötü anne” ile “başı örtülü ile başı açık” arasındaki tercihi nasıl izah edeceğiz?
Ayrımcılık yapan, dışlayan, tüm anneleri karalayan” bu anlatıma, ne dersiniz?
Bunu yapanlar, Atatürk Türkiyesi’nin “öğretmeni, bilim adamı, eğitimcisi “olamazlar..
Belli ki, bunlar başka bir zihniyete hizmet ediyorlar!?..
Bu ne utanmazlık, bu ne aymazlık, siz kim oluyorsunuz da annelerimizi “iyi anne, kötü anne” diye “ayrıştırıyor ve güya İslam adına yönlendirmelerde” bulunuyorsunuz?
Siz kimsiniz?
Eğer bu durum da sessiz geçirilecek ise, yazıklar olsun!
Hani “ülke bitmişte, ağlayanımız yok” diyeceğim vallahi!
Bu kepazelik tez elden düzeltilmeli, sorumlular yakalanmalı ve gereken yapılmalıdır..
Yoksa, “şeriat ülkesi Türkiye” için, hazır olmalısınız?
Tercih sizin!
***
Sevgili okurlar,
Sakarya’nın iki ilçesinde, belediye başkanları seçimler sonrası geçen zaman zarfında, ne gördüler, ne bekliyorlar ki, partilerini değiştirme kararı aldılar?
Evet, Hendek ve Pamukova’da yaşanan siyasi gelişmelerin derinliğini bilmiyorum..
Ama bildiğim, bir siyasi etik olduğudur..
Elbette bu iki ilçede alınan kararlar, kararı alan ile bu zatı muhteremlere oy verenleri bağlar..
Maalesef böyle saf değiştirmeler oluyor..
Sadece Türkiye’de değil, başka ülkelerde de bunun çok örneği var..
Öyle ya, ortada geçerli bir sebep olması gerekmez mi?
Şahsen, bu iki ilçedeki  “saf değiştirmeleri” anlamış ve ikna olmuş değilim..
Keşke,” bu iki ilçede seçimi kazananlar, sonuna kadar dirense ve kıl kanaat imkanlar ile halka hizmeti tercih etmiş olsalardı, daha çok yücelirler, takdir “görürlerdi..
Elbette, takdir kendilerinin ve seçmenlerinindir..
Tekrarlıyorum, “keşke böyle devam etse ve işi sonuna kadar götürdükten” sonra bu karara varsalardı..
Olmadı, yakışmadı!
Fakat, takdir onların ve hizmet bekleyenlerindir..
Belli ki, millet olarak birçok özelliğimizi de kaybetmişiz!
Söylenecek ne kaldı ki?

TAZİYE
Öncelikle gazeteci,yazar Uğur Mumcu ile Sakarya’nın yetiştirdiği yiğit evladı  Ali Gaffar Okan’ı  ölüm yıldönümlerinde saygıyla anıyor, ahrete intikal eden hemşerim, dostum Akyazı- Alaağaçlı Matbaacı sevgili  Ziya Sezgin ve sevgili  Recep Öztürk’e Allah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine başsağlığı dilerim..Mekanları cennet olsun!