Hükümet, Taşerona kadro verme hususunda sınava iyi hazırlanmayan kopyacı öğrenciye benzedi. Üstelik kötü kopyacı…

Çünkü bu konuda hiçbir hazırlıkları yoktu.

CHP’nin, konuyu sık sık gündeme taşımasından duydukları rahatsızlık ve bir nevi zorunluluk icabı taşeron çalışanlarına kadro meselesini tıpkı asgari ücret konusunda olduğu gibi seçim vaatleri arasına almak zorunda kaldılar.

Lakin o günden bu yana ortaya ciddi manada bir sistem koyamadılar.

Dediğimiz gibi, CHP den kopya çektikleri için ne yapacaklarını bilemiyorlardı.

Bir gün dedikleri ertesi gün söyledikleriyle örtüşmüyordu.

Çok değil daha 15 gün evvel 657 Sayılı DMK 4. Maddesine bir fıkra daha eklenerek kadro verileceğini ve memur sendikalarına üye olabilecekleri söylenmişti.

5 Aralık salı günü saat 13 sularında AK Parti Genel Başkanı olarak TBMM de Partisinin grup toplantısında konuşan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; "Kamudaki 450 bin ile belediyeler ve il özel idarelerindeki 400 bin işçimiz çalıştıkları yerlerdeki belediye iktisadi teşekküllerinde istihdam edilecekler. Böylece kamuoyumuzda uzun zamandır tartışılan bu meseleyi kökten çözmüş oluyoruz" sözleriyle, Çalışma Bakanının açıklamaları birbirini tutmuyordu.

Haliyle kadroya geçme ümitlerini yitiren taşeron çalışanları adı verilen halkasız köleler de bazen şaşkınlık bazen sevinç bazen de ümitsizlik arasında duygusal geçişler yaşadılar.

Aynı gün Sendikacıların iş yerlerinde taşeron çalışanlarını toplayarak "Hayırlı olsun yılbaşı itibari ile kadroya geçiyorsunuz" müjdeleri bile çoğunu inandırmadı.

Nitekim Çarşamba sabahı işe geldiklerinde, bir gün önceki açıklamaların mana ve anlamından farklı KİT’lerin hariç tutulacağı, yazılı sözlü sınav yapılacağı gibi söylentiler sevinçlerin yerini kaygı duygularına bıraktı.

Özellikle TCDD ve onun Bağlı Ortaklıkları TÜDEMSAŞ, TÜVASAŞ, TÜLOMSAŞ ve TAŞIMACILIK AŞ ile TEİAŞ gibi KİT’lerde görev yapan taşeron personelin durumlarının belirsizliği, kadroya geçişin 2019’a bırakılacağı hatta kadro kapsamı dışında tutulacakları yönündeki söylemler bu insanların mutluluğunun sadece bir gece sürmesine sebep oldu.

"Kamudaki taşeronların tamamını kadroya geçiriyoruz" Sözleri ardından hükümet kanadından sınav şartı, KİT’ler hariç gibi söylemlerin gelmesi, Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamadan hükümetin tam olarak bilgi sahibi olmadığı hatta üstü kapalı itiraza sebep bir konu teşkil ettiği apaçık ortada gözüküyor.

da hiçbir şeyden haberleri olmadığı 5 Aralık salı günü taşeron işçilerine kadro müjdesi vermelerinden belli oluyor.

Sınav konusunda belirsizliklerin yanı sıra içerik yönünden de sıkıntılar var.

Öyle ya, aynı işi yapan ve aynı kadroyu bekleyen ilkokul mezunları ile üniversite mezunlarını aynı sınava tabi tutmak ne kadar adaletli olacak?

Bir haksızlıkta şu ki, kimlerin, nasıl, hangi partiden hamili kart yakınımdır torpiliyle taşeron tarafından işe alındıklarını, listelerin hangi partide hazırlandığını, çoğunun bizzat taşeron firma tarafından iktidar partisine oy verme konusunda zorlandığını bilmeyen yok değil mi?

O halde bu kesimin büyük bir çoğunluğuna iktidar partisi tabanı, yandaşı ve seçmeni desek yanlış olmaz değil mi?

Peki, hadi o taşeron işçilikti, geçiciydi falan…

Ama şimdi ancak ve ancak KPSS ile işe girebilecekleri alanlarda, kadrolu iş sahibi olmaları hangi vicdana sığar diye sormayalım mı?

Kamuda işe girmek için KPSS şartı aranırken, iktidar partisi tasallutu ile bir şekilde taşeron işçisi olanların, bugün ‘ama canım onlar da yıllardır üç kuruş ücret karşılığı köle gibi çalışıyorlar, hem edindikleri tecrübe ve deneyimleri görmezden mi gelelim’ savunmasıyla, onlara imtiyaz sağlanması hiç de adil değildir.

Kamu İktisadi Kuruluşlarında çalışan taşeron işçisi ile dışarıda ellerinde kuru birer diploma ile yıllardır devletten kadro ve işe alınmayı bekleyen milyonlarca işsiz arasında hiçbir fark yoktur, olmamalıdır.

Dolayısıyla, kadroya geçirilmesi planlanan taşeron işçi sayısı kadar kadro açılmalı, ilan edilmeli, başvurular mezun oldukları okul, mezuniyet durumları, diplomaların özelliğine ve ihtisaslarına göre alınmalı ve aralarındaki yarış ancak ve ancak KPSS puanına göre yapılmalıdır.

Gerisi hikayedir…

Hükümete yakışan, daha adil, daha sosyal ve daha insani olan yaklaşım;

Kamudaki, bütün güvencesiz ve esnek istihdam modellerini ortadan kaldırmak, geçici, sözleşmeli, vekil, ücretli gibi tüm personelini, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/A maddesi kapsamında kadrolu statüye geçirmektir.

Kaldı ki, kamuda tüm güvencesiz istihdam modelleri kendi iktidarlarının eseridir.

Öyle ağzımıza bir parmak bal çalmakla, yaşadıklarımızı unutacak değiliz…