Dünya büyük bir sınavdan geçiyor.Bu salgın bittiğinde birçok şey yazılacak,söylenecek.

Çağımızda her söz, her davranış,ses tonu ve mimiklere kadar dijital ortamda kayıt altına alınıyor.Salgının sonunu görebilenler,geriye dönüp değerlendirmelerini yapacaklar.

Hangi devlet,hangi yönetici,politikacı,bilim adamı,işadamı,şirket,banka,belediye,gazeteci,televizyoncu

Sivil Toplum Kuruluşu neler yapmış,nasıl davranmış daha iyi göreceğiz.

Yukarıda saydığım unsurlar şu andaki hayatımızı ve geleceğimizi şekillendirecek kişi ve kurumlardır.

Güçlerini,kalitlerini,kapasitelerini,samimiyetlerini,akıllarını,imanlarını,doğru ve yanlışlarını,günah ve sevaplarını değerlendirecek,haklarında dünyevi hükümlerini vereceğiz.

Tarihe not düşmek için beklentilerimizi sıralayacağım.

Devlet vatandaşları için böyle zamanlar da gereklidir..Yöneticiler ve politikacılar her türlü politik,ekonomik ve şahsi hesapları bir kenara bırakarak en doğru kararları,bilimin ışığında gecikmeden, cesaretle almak durumundadırlar.

Anayasamız ve hukukumuz bu şartlarda OLAĞANÜSTÜ HAL ilan edilmesine imkan vermektedir.Böyle bir karar,ülkemizin bütün kaynaklarının (kamu ve özel sektörü de kapsar) bu mücadelede kullanılması için hukuki zemini hazırlar.

Şu an kadar alınan kısmi kararlar bile milyonlarca kişinin işsiz,parasız ,çaresiz kalmasına sebep olmuştur.Özellikle dar gelirliler,işçi,çiftçi,küçük esnaf,emekli,memur,hiçbir sosyal güvenliği olmayan,iş yeri kapanan,iş kollarında üretimi ve ticareti son bulan kesimleri zor duruma sokmuştur.

Özellikle bankaların tutumuna dikkat çekmek istiyorum.Hükümetin aldığı karalar tavsiye niteliğindeymiş gibi dikkate almıyorlar. Bu şahsi kanaatim değil.Uygulamalar böyle gösteriyor.Ayrıca ötelemek itelemek ne oluyor.Kazanmayan neyin faizini ödeyecek.Ne faiz verme zamanı, nede alma zamanı.Göstermelik faiz indirimleri hiç gerçekçi değil.Kanseri aspirinle tedavi edemezsiniz.

Bu ülkede düne kadar her şartta kazanan bankların,şirketlerin,iş adamlarının elini taşın altına koyma zamanı gelmiştir.Pamuk eller cebe girmelidir.

OLĞANÜSTÜ HAL işte bunun için gereklidir.Devlet ricacı tavsiyeci değil,emredici olmalıdır.

Medya kuruluşları ve mensuplarına da önemli görevler düşmektedir.Evlerimize kapandığımız bu günlerde doğru haber ve hür yorumlarla bizleri bilgilendirmelidirler.Dün söylediklerini bu gün yalayıp yutan,yeteneksiz,bilgisiz,seviyesiz aklımızla alay eden bu yazar,çizer,yorumculara artık kapılarını kapatmalıdırlar.Halkın ve hakkın sesi olmalıdırlar.

Bilim adamları cesur olmalı.Sivil Toplum Kuruluşları temsil ettikleri kesimlerin haklarını korumalıdır.

Bu salgın geçecektir.Ama belikli delip geçecektir. Tanrı ölüm hariç her şeyin çaresini vermiş.Akıl ve imanla hareket edersek çok şey öğrenebiliriz.Bu durum Tanrını bir lütfü de olabilir cezası da.Bu bizim elimiz de.

Emperyalizmin perişan ettiği bu adaletsiz dünya daha iyiye mi gidecek yoksa daha kötüye mi?Buna bu günkü yönetimler ve yöneticiler karar verecek.Bekleyip göreceğiz, son kararı da bizler vereceğiz.

Tanrı akıl ve beden sağlığımızı korusun.Bütün insanlığın yardımcısı olsun.Özellikle Türk Toplumunu yeteneksiz muhterislerden korusun.