Çoğumuz bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz.

Bilmiyoruz, öğrenmiyoruz, okumuyoruz, izlemiyoruz, araştırmıyoruz ama hemen her konuda üstelik kavga dövüş savunduğumuz bir fikrimiz var.

Bu fikir veya fikri saplantı oy verdiğimiz partinin görüşlerine göre şekilleniyor, bunu inanmasak da benimsiyor ve sonrasında bahane veya mazeret üretmekle siyaset yaptığımızı sanıyoruz.

Örneğin şu Tank Palet meselesi…

Yaşadığımız ilin ve ülkemizin önemli bir gündemi…

Her konuda olduğu gibi bunda da fikir sahibiyiz veya öyle sanıyoruz.

Bakın, CHP, tank palet fabrikasının BMC-Katar ortaklığına devredilmesine ilişkin bir video hazırladı.

Kaç kişi seyretti veya seyretmeye değer buldu, çok az…

Niye? Çünkü CHP ne derse desin ne kadar doğru söylerse söyleyin, biz de oluşan/oluşturulan ideolojik duvara çarpıyor.

Çünkü başkalarına ve başka fikirlere kapalıyız…

Seyretmeyenler için bir özet çıkarayım;

CHP “Kim yalancı kim hain?” başlıklı videoda, tank paletle ilgili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Ethem Sancak ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından kesitler yer alıyor.

Videoda Sayın Erdoğan, tank palet fabrikasının BMC’ye 25 yıllığına kiralandığını söylüyor ama Ethem Sancak “Devlet bana burayı sana veriyorum bana kira ver, demiyor. Böyle dese kira koyacak. Ben içindeyim” sözleriyle kiralama olayını reddediyor.

Videoda ayrıca, Sayın Erdoğan Kılıçdaroğlu’nu yalan söylemekle itham ediyor, Fırtına obüsleri burada (Sakarya'daki tank palet fabrikası) üretiliyor, diyor. Yok böyle bir şey” diyor.

CHP’de karşılığında Sayın Erdoğan’ın fabrikanın duvarında asılı duran fırtına obüslerine kaynak yaparken çekilmiş fotoğrafını gösterip soruyor; Kim yalancı?

Çoğumuz bunu seyretmediğimiz gibi Haber Türk’te Ethem Sancak’ın katıldığı ve çeşitli gazetecilerin sorular sorduğu programı da izlemedik, değil mi?

Tamam, onu da özetleyelim;

BMC 2014 yılında TMSF tarafından satışa çıkarıldı.

Niye TMSF? Devlet bu fabrikaya el koydu, artık milletin oldu da ondan…

Ethem Sancak, ihaleyi kendi deyişi ile 200 milyon dolara satın aldı. Ki bunun tıpkı havuz medyasının alım satımında olduğu gibi bir emrivaki olduğunu herkes biliyor, nitekim Sancak, tek başına işin altından kalkamayacağını itiraf ediyor.

Sana ortak da buluruz deniliyor ki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önerisiyle kendisinin hemşerisi ve akrabası olan işadamı Talip Öztürk, 100 milyon dolar koyarak hisselerin yüzde 25’ini alıp ortak oluyor.

Sancak, o programda konuyu “Güneysu'da herkes birbirinin akrabası, ne olmuş yani” diyerek geçiştiriyor.

Yetmiyor, yabancı ortak olarak da yine Erdoğan’ın devreye girmesiyle Katar Ordusu alınıyor.

Katar Ordusu, 300 milyon dolar ödeyerek şirket hisselerinin yüzde 49.9'unu satın alıyor.

Ethem Sancak, tamamını 200 milyon dolara satın aldığı BMC’nin yüzde 75’ini 400 milyon dolara Talip Öztürk ile Katar Ordusu'na satıyor.

Bir daha söyleyeyim;

BMC’yi Devletten 200 milyona alıyor, yarısını Katarlılara 300 milyon $’a satıyor, Tank-Palet’in işletme hakkını sermaye koymadan ve teknoloji getirmeden 25 yıllığına alıyor ve ihaleler sonradan yapılacak, diyor.

Şimdi bunu bir daha, bir daha okuyun ve kendinize sorun;

Bu cümle bir demokratik hukuk ülkesinde kurulabilir mi? Kurulursa ne olur?

Devam edelim;

BMC satıldıktan ve işler hale getirildikten sonra şirketin gelirlerinin yarısı Savunma Sanayi Başkanlığı, TSK ve belediyeler gibi kamu kuruluşlarından alınan ihalelerle büyüyor.

İşleri daha da büyütmek isteyen BMC’ye 2015'te savunma sanayi ürünleri, tren ekipmanı gibi alanlarda üretim yapacağı bir fabrika için Sakarya Karasu'da 2.2 milyon metrekare bir arazi tahsis ediliyor.

BMC, Otokar’ın 2009’da prototip üretimi ihalesini alarak Altay Tankı’yla ilgilenmeye başlıyor.

Sonra iktidar desteği ile Otokar devreden çıkarılıp seri üretim görevi BMC’ye veriliyor.

BMC, Mayıs 2018’de Cumhurbaşkanlığı kararı ile 1,4 milyar TL'yi bulan süper teşvikler alıyor.

Teşvikin kapsamı, kurumlar vergisi indirimi, sigorta prim desteği, enerji desteği, yatırım indirimi, personel maaşları ve faiz desteği ile genişletiliyor.

TSK, BMC’den Mayıs 2020'ye kadar teslim edilmek üzere 250 tank isteyince ve bunun için gerek İzmir gerekse Karasu fabrikasının yeterli gelmeyeceği gerekçesiyle BMC’ye Tank-Palet Fabrikası'nı kullanma seçeneği sunuluyor.

Yine Cumhurbaşkanlığı kararı ile fabrika 25 yıllığına BMC’ye kiralanıyor. Bunun için Sancak’ın da doğruladığı bilgiye göre sadece 50 milyon dolarlık yatırım şartı dışında herhangi bir kira talep edilmiyor.

Söz konusu programa gazeteci sıfatıyla katılan Deniz Zeyrek, olayın özetini şöyle aktarmış;

“Benim gördüğüm manzara şu:

Yarısı Katar Ordusu'na ait olan BMC, sadece 50 milyon dolar yatıracağı TSK’ya ait bir fabrikada iki yılda 250 tank üretecek ve karşılığında 2 milyar 750 milyon dolar kazanacak.

Anlayacağınız, BMC, Tank Palet’e 50 milyon dolar koyup 25 yılda 3 milyar dolar kazanacak.

Karlı iş değil mi?”

Deniz Zeyrek, “Meselenin sadece Katar ortaklığı değil, aynı zamanda BMC’nin özelleştirilmesinden başlayan bir “iktidar desteği” olduğunu anladım” sözleriyle açıklamasını noktalıyor.

Bu durum aynı zamanda iktidarın özelleştirme ve ihale olaylarına bakış açısının da bir özeti olsa gerek.

Tabi ki okuyana, araştırana, anlayana…