‘’Ya inanamıyorum sana! Benim gibi birine bunu nasıl yaparsın? Ne yaptım ki ben sana? Gel dedin geldim, sev dedin sevdim, nerdeyse öl desen ölecektim. Seviyorum işte seni. Bunun sonucunda da ne varmış kıskanıyorsam? Bu kadar mesele edecek? Sadece meseleyle kalmayıp başıma daha da büyük işler açacağını nereden bilebilirdim?

Geçenlerde alışverişe çıktığım arkadaşlarımdan öğrendim bu yaptıklarını. Düşünsene sevgilinin yaptıklarını arkadaşlarından öğreniyorsun, ne kadar utanç verici! Bu arada alışverişe gittiğimde üstüme kırmızı bir kazak ve güzel pileli bir etek aldığımı bile sana o anda mesaj atarak haber vermiştim. Ben bütün bunları sevdiğimden ve seni önemsediğimden yapmıştım. Hatta o anda bile yanımda olmanı istemiştim de alışverişi sevmediğini biliyordum. Kendimce sana bir iyilik yaptığımı düşünmüştüm. O yüzden de arkadaşlarımı yani bizim kızları ki hepsini tanıyorsun, onları çağırmıştım yanıma yalnız olmayayım diye.

Keşke çağırmasaydım. Alışveriş sonrası bir yerlerde oturalım bi’ soluklanalım istedik. Konular birbiri ardına açılmaya başladı ve en sonunda konu sana geldi. Klasik kız sohbetleri. Herkes bizden evlilik bekler diye düşünüyorken arkadaşlarımdan biri ağzındaki baklayı çıkardı ve senin yaptığını söyledi. Bir şey diyemedim tabii ki kalakaldım. O anda bütün pembe hayallerim, düşüncelerim hatta sana mesaj atma istediğim bile bir anlığına yok oldu. Arkadaşlarımın ve insanların arasında bir anda kendimi yapayalnız hissettim. Sanki onlar orada değildi de ben karanlık, bir göz oda da tek başıma oturuyor gibiydim. Bunu bana nasıl söylemezsin? Biz seninle konuşup anlaşmamış mıydık her şeyi birbirimize anlatacağız diye? Gizli, saklı bir şey olmayacak ve birbirimize hep dürüst olacağız diye.

Kızlarla ayrılırken eve kadar yürüdüm. Düşünebiliyor musun? Ben yürümeyi hiç sevmem ama o kadar hırslı ve sinirliydim ki sana, yürüdükçe yürüdüm. O an bir otoyolda olsaydım yürüyerek başka şehre bile gidebilirdim. O kadar sinirli ve bilinçsiz bir şekilde yürüyordum. Aklım almıyordu bunu bana nasıl yaptığını. Ben yine de büyüklük gösterip bunu bile alttan aldım. Seviyorum seni, sevgime ve sana olan saygımdan dolayı bunu telefonda konuşmak veya mesajla paylaşmak istemedim. Seni çağırıp yüz yüze bu konuşmayı yapmak istedim. Hani belki kızların anlattığı gibi değildir olay. Başkadır da kulaktan kulağa konuşulunca gerçek değişmiştir diye düşündüm. Açıkçası öyle olmasını umuyorum çünkü seni kaybetmek istemiyorum.

Şimdi karşında durup senden işin doğrusunu ve açıklamanı bekliyorum. İlk gün konuşup anlaştığımız gibi her şeyi ama her şeyi dürüstçe bana söylemeni istiyorum. En azından bir kere dürüst olma şansın olacaksa bana bu zamanda ol. "Hakkında söylenenler doğru mu? Beni çok seviyormuşsun ama benimle evlenme konusunda kıskançlığım yüzünden korkuların varmış. Bak bunu söylerken yine ellerim titriyor. Ne var yani kıskanıyorsam? Olamaz mı? Bir de bu kıskançlık baskı yaratıyormuş sana. Beni seviyor ama bu huylarımı sevmiyormuşsun. Çocuk oyuncağı mı bu? Bir şey desene! Dur ya da dur söyleyeceklerim bitmedi. Eğer bu düşüncelerin gerçekse sana da sevgime de yazıklar olsun. Hatta sen konuşmadan ben söyleyeyim, bitirelim. Ciddiyim bu ilişkiyi bitirelim. Ben yapamam böyle. Böyle sevgi olmaz. Konuşsana be! Cevap versene. Cevabını duyup öyle gitmek istiyorum buradan.’’

Adam yutkundu ve sakince:

‘’Tamam.’’