Sevgili okurlar,
Şu mübarek Bayram arifesinde sizlere elbette güzel bir yazı, şöyle güzel kelimelerden oluşan cümleler kurmak isterdim..
Şu “Koronavirüslü” günlerde Karadeniz’in cesur yüreği, sesi İsmail Türüt’ün, o meşhur kafı aklıma geldi..
“İktidarda CHP olsaydı, ülkenin yarısı virüsten ölmüştü”” diyerek, ülke gündemine oturan İsmail Türüt’ün o sözünü hatırladınız mı?
İsmail Türüt, Karadeniz’in bağrından çıkmış, sözünü esirgemeyen, deli, dolu yüreği ile hareketli türküler yanında, ülke gerçeklerini de dile getiren türkülere imza atan bir sanatçı..
Hatta Türüt, bir “şehide ağıt türküsü” yüzünden, Avrupa’ya girişi bile yasaklanmıştı..
“ Rize’de kar yağsa, İstanbul’da üşüyorum” diye başlayan ve şehitlere yakılmış türküleri yanında espritüel “Oflu Hoca” türküsü ile de bilinir..
Karadeniz dereleri gibi çağıl, çağıl akan İsmail Türüt’ü, bir ara yine Karadeniz’in bir başka efsane Ozanı, Ozan Arif ile birlikte konserlerde izledik..
Yani, İsmail Türüt, şu karışık, salgın korkusu yaşadığımız günlerde, durdu, durdu da diline, neden CE HA PE’yi doladı ki?
-Saraya davet edilen sanatçılara mı özendi?
-İşsiz kalıp, himaye beklentisi mi var?
-Yalakalığın, at başı rağbet gördüğü şu günlerde, bir başka beklentisi mi vardı?
-Yavuz Bingöl’e, Orhan Gençebay’a, Hülya Koçyiğit’e ve diğer sanatçılara mı kıskandı?

Neyse ki, bir hafta sonra bizim Türkücü İsmail Türüt çark ederek, “haddimi aştım” diyerek, CHP’den, CHP’lilerden özür diledi..
Bu da bir erdemliktir!..
İnsan sarf ettiği sözün, nereye gittiğini iyi hesaplamalı, bir çift sözün, kimi , nasıl üzeceğini, toplumu nasıl gereceğini,ayrıştıracağını,  iyi düşünmeli..
Hele de karşında, ülkenin ana muhalefet partisi varsa?
Dilin kemiği yok ya, salla gitsin!
Buraya şuradan geldim..
İyi ki, bu sözü İsmail Türüt söylemiş?
Bakınız, İzmir’de bir cami hoparlöründen çalınan bir şarkı, Türkiye’nin ne derece “din eksenli, hassas ve her an galeyana gelebileceğini” gösterdi..
Merkezi sisteme yapılan saldırı ilk değil..
Daha öncede müzik çalındı..
Şimdi ise, “Çav Bella” duyuldu, cami minarelerinden..
Bu yayını, sanal kişisel sayfasından paylaşan biri “dine saldırı, dini değerleri aşağılama” bağlamında gözaltına alınıp, tutuklandı!?..
Suçlu bulundu!?
Tebrikler vallahi!
Daha öncede ülkede, bu tip haberler yapan gazeteciler yakalanıp, sorgusuz, sualsiz hapse atılmadı mı?
Hala haksızlık üzere,”ölüm oruçlarında” olanlar yok mu?
İnşallah “ömür boyu” hapse mahkum etmezler!
Neyse ki, merkezi sistem ezan okunmasına bir süreliğine ara verilmiş, soruşturma ise sürdürülüyor..
İnşallah fail ve failler bulunur, gerçek anlaşılır..
Vay be Türkiye!
Şimdi asıl söylenmesi gerekeni söyleyeyim:
Şu Koronavirüslü, karantinalı, yasaklı salgın günlerinde CHP iktidarda olsa ve camiler, okullar, işyerleri kapatılmış olsaydı, vay CHP’nin haline!
Yıllarca dillerden düşmeyen bir türkü olurdu vallahi!
-CHP camileri kapattı..
-Okullar kapattı..
-İşyerlerini kapattı..
-Futbolu yasakladı..
-65 Yaş üstünü evlere kapattı..
“Kapattı, kapattı, kapattı, len kapattı, ülke battı”
şarkıları söylenirdi!
Vay anam, vay!?
CHP’nin yüzüne yapışacak bu “etiketi”, pardon “çamuru” yıllarca, cümle alem uğraşsa silemezlerdi!
Cumhuriyet döneminin en önemli komutanlarından İsmet Paşa için sarf edilenleri, hatırladınız mı?
“Bir iki camiyi kapatmış” diye, adı “zafer kazan paşa” olarak değil, “cami kapatan” olarak anılan, İstiklal Savaşı kahramanı İsmet Paşa’ya yapılmadık iftira kalmamıştı!..
“Ayyaş” bile yaptık üstelik!?
Ne aymazlık?
Ama o camilerin neden kapatıldığını herkes bildiği halde, “CHP cami kapatan, din karşıtı bir parti” olarak yaftalanmıştı!
Unuttuk mu?
Geç beyim!
İşte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Belediye Başkanı Turgut Soyer, konu ile ilgili olarak,” Camiler kutsalımızdır. Bu işin failleri bulunmalı.. Camilerden sadece,” ezan ve İstiklal-Marşı” yükselebilir” açıklamasında bulundular..
Şurada, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladığımız, mübarek Ramazan Bayramını idrak edeceğimiz şu günlerde, aradan 101 yıl geçmesine rağmen, Türkiye’nin nasıl da “din eksenine” çekildiği, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarının getirdiği, “Laik, Sosyal Hukuk Devleti” kavramının, ne kadar önem arz ettiği bilinmelidir, görülmelidir..
Hatırlayınız, Lübnan’da iç savaş, “bir cami duvarı pisletildi” yaygarasından sonra çıkarıldı ve Ortadoğu’nun İsviçresi Lübnan, yerle bir edildi, o eski günlerden bir eser bırakılmadı!..
Türkiye, bir Lübnan değil ama, tarihten alacağımız çok ders var..
Tek tesellimiz, ”Türkiye’nin, Türk Milleti’nin sağduyusunu” kaybetmemiş olduğudur..
İşte bu dönemde, ana muhalefet partilerinden yükselen o ses, çok önemli?
“Bir masa etrafında”, yada “memleket masası etrafında buluşalım” çağrılarına, iktidarın kulak tıkaması hayra alamet değildir!?.
Bu bağlamda, “muhalefeti sıkboğaz” edecek, “yeni siyasi partilerin seçime girmesini engelleyecek çabalar” ise, “faşizmin ayak sesleri” olarak değerlendirilmelidir..
Türkiye, MHP’den ayrılarak, bir siyasi oluşuma giden İYİ Parti gerçeğini unutmamıştır..
Türkiye, artık “12 Eylül Darbesinin” kanunları ile siyasi geleceğine yön veremez..
Asıl yapılması gereken, “bu demokratik olmayan yasaların, milletin önündeki siyasi engellerin kaldırılması” olmalıdır..
Şu bir gerçektir ki, iktidar ve ortağı ülkeyi bir bataklığa saplamıştır!..Buradan ancak “milletin iradesi” ile çıkılacağı, eski “fabrika ayarlarına” dönülmesinin sağlanması ile “ülkenin huzur ve güven içinde yarınlara taşınacağı” gerçeğidir..
Cumhurbaşkanlığı Sistemi iflas etmiştir!..
Bu sistemde inat etmenin alemi yoktur!..
Artık iktidarın önünde deniz bitmiştir!..
“Yapılan zamlar ve yaşanan gerçekler, Euro-Dolar artışı ve diğer ekonomik sıkıntılar ve toplumdaki ayrışma, gerginlik, hukuksuzluk, liyakatsizlik, faşizan uygulamalar..”
bunun en bariz göstergesidir..
Bu raddede, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun,
” seçimlerle” ilgili açıklaması manidardır!?..
Karamollaoğlu’nun,“seçimlere müdahale edecekler” tanımlaması, öyle yabana atılacak söz değildir?..
Tam da “darbe tartışmalarının” ardından sarf edilen bu söz, acaba “karşı darbe” için mi söylenmiştir?
Allah korusun!

TEBRİK
Sevgili okurlar, Mübarek Ramazan Bayramınızı en kalbi duygularımla tebrik ediyor, bu Koronalı günlerde sağlık, afiyet ve mutluluklar diliyorum.