‘ABD tarih bilmez. Çünkü tarihi yoktur. O nedenle başkanına söyletilen sözün de kıymet-i harbiyesi yoktur’ diyor Süleyman Soylu.

Doğrudur. Dünyanın başına bela oldukları süreç de, namuslu toplumlar için anmak bile istemeyecekleri bir zaman diliminden ibarettir.

Tarihi yoktur evet ama tarihçileri vardır. Örneğin Bruce Fein...

Ve adam gerçekten de tarihçi ve tam bir bilim adamı;

“Başkan Reagan’ın talimatlarıyla biz bu konuda araştırmalar yaptık. Döneme ait Osmanlı ve Avrupa devletleri arşivlerini taradık. Yapılan araştırmalar Ermenilerin soykırım konusunda anlattıklarının ve söylediklerinin hiçbir dayanağı olmadığını ortaya çıkardı. Ermeni soykırımı konusunda Ermeni tarihçilerinin uydurdukları masallar, onların hayal ürünleridir. Unutmamamız gerekiyor ki, o dönemlerde Osmanlı topraklarında yaşayan tüm millî ve dinî azınlıklar devletin onlara verdiği hukuk ve fırsatlardan eşit yararlanmaktaydılar. Yunanlar, Ermeniler, Süryaniler, Araplar ve diğer azınlıklar dönemin hükümetinde ve bürokraside önemli görevlerdeydiler.

Bu konuda Ermenilerin de ayrıcalıkları vardı.

Birinci Dünya Müharebesi yıllarında Türkiye Ermenileri vatanlarını sattılar, Osmanlı İmparatorluğunun düşmanlarına sığındılar. Ermeni savaşçıları Kafkasya cephesinde Rus Ordusu’na destek verdi; onlarla omuz omuza Türklerle savaştılar. Ermeniler Ruslarla beraber Gürcü ve Türk köylerini kundaklıyor, sivilleri katlediyorlardı. Sonuç olarak iki milyondan fazla sivil öldürüldü.

Türkiye tarafı bize kendi arşivlerini kullanma yetkisi verdi, ama Ermeni tarafı kendi arşivlerini bize vermekten vazgeçtiler. Düşüncelerime göre, biz Ermeni arşivlerine ulaşabilsek, gerçekler açığa çıkacak. O zaman Ermeniler tarihî ve siyasi yalanları nedeniyle tüm dünyadan, keza Türklerden özür dilemek zorunda kalacaklar.”

Olay bundan ibarettir…

Bir de yerelden bir akademisyen hocamızın görüşlerine yer verelim.

Sakarya Üniversitemizin değerli hocalarından Engin Ömeroğlu;

Soykırım (genocide) TDK sözlükte “Bir insan topluluğunu ulusal, dinsel vb. sebeplerle yok etme” diye açıklanıyor.

Bir ülke, devlet, millet için söylenebilecek en ağır suçlama…

ABD başkanı Joe Bidon, Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan 1915 Olayları için Türkçede soykırım anlamına gelen “genocide” terimini kullandı. Türkiye’den bazı siyasetçiler de ne yazık ki aynı şeyi söyledi sosyal medya hesaplarından. Ermeniler, başta Los Angeles olmak üzere ABD’de sevinç gösterileri yaptı.

Genellikle Nazi soykırımı için kullanılan bu sözü (genocide) daha önceki ABD başkanları söylemiyor, büyük felaket anlamına gelen “great disaster”i kullanıyordu Türkiye’yi kızdırmamak için. Ancak ABD’deki Ermeni lobisinin etkisi, Biden’in önceden beri kendinde var olan Türk düşmanlığı, onu bu sözü söylemeye itti. Ne fark eder, arada fark yok diye düşünülebilir. Ancak durum öyle değil. Genocide sözünün hukuki, bağlayıcı bir tarafı var. Almanya’da soykırıma uğrayan Museviler bu sözle davalar kazandı, milyarlarca tazminat aldı…

Her yerde Ermeni dolu: Amerika'da, Fransa'da, Rusya''da, İran'da, Ermenistan'da, Arjantin'de, Avusturalya’da, Uruguay'da, Türkiye'de...

Madem 1915’te soykırım yapıldı, bu insanlar niçin var?

Oysa Apachi, Cheroki, Siyu ve başka Kızılderililer yok artık, esamisi okunmuyor.

Soykırım görmek isteyenler Aborjinlere, Mayalara, Azteklere baksın.

Soykırım görmek isteyenler 1993'te Srebrenica'ya, Hocalı'ya; 1940-45 Nazi Almanya’sına baksın.

Soykırım görmek isteyenler Afrika'ya; 1950’deki Cezayir’e, 1993'teki Ruanda'ya baksın.

Soykırım görmek isteyenler Kafkaslar’a; Çeçenistan’a, Çerkezistan’a, Abhazya’ya baksın.

Soykırım görmek isteyenler Kazan’a, Orta Asya’ya, Kırım’a baksın.

Soykırım görmek isteyenler şu anda yaşanan soykırıma; Myammar'a, Suriye'ye, Doğu Türkistan’a baksın…