Şehrimde biraz eski bir futbolcu olarak bilinirim. Oysa Sezen Aksu’nun bir şarkısı vardır ya; eskidendi eskiden çok eskiden, der geçerim.

    Bugünün futbolundan anladığımı hiç iddia etmem. Ama iyi sporcu olduğumu da bilirim ve hala!

    Ah keşke, “ Spor Şehri Adapazarı-Sakarya olmaya başladığımızı” da 3-5 yıl içinde  görebilsem? Bu şehre şu gün asla bir spor şehri denilemez!

    Mesela; İzmir, Bursa şehirleri kadar nüfusu olan;  Finlandiya’nın, Norveç’in herhangi bir şehrine gidin, spor şehri nasıl olunur siz söyleyin! Ki;

   Dünyanın imrenilen spor şehirlerine giden Yönetenler bilir. Paris’in merkezi Eyfel Kulesi’nin parkında genç-yaşlı, kadın-erkek yüzlerce insan koşar.

     İngiltere’de, London Bridge köprüsü ‘nde sırtın dönük fotoğraf çektirirken, yanından yarış bisikleti ile vız diye 45-50 yaşlarında bir kadın geçebilir.      

    Madrid, Londra, Roma, Paris, Marsilya, Viyana; hemen hepsinde, şehir merkezindeki parklarda spor yapan genç-yaşlı, kadın-erkek insanlar vardır.

    O şehirlerde sayısız yüzme havuzu vardır. Herkes yüzme şansı bulur. Biz de, siteler yüzme havuzu dolu; yüzen yok, serinleyip güneşte bronzlaşılır!

    

    Acım vardır; Spor Şehri Sakarya’da olimpik bir tek havuz var: yüzme öğreten okullara ve yarışmacı gençlere bile zor saat fırsatı kalır. Dahası var da, tablo acı?

    Kırkpınar’da 10-15 yıldır 25 metrelik Yarı Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu var! İroni yapmıyorum; yıllardır KAPALI-çürümeye terk edildi: -(

     Yanında da, her geçişimde düzen ve güzelliğini hayranlıkla seyrettiğim, Fenerbahçe SPOR KULÜBÜ’nün Kürek Tesisleri var: -)

     Bir sporcu mekanı, tesisi ve bahçesi bu kadar mı güzel olabilir? Zerafetli Ahşap mekanı, çitleri, ağaçları, çimen ve çiçekleri bir peyzaj harikası: -)

   Ah’larım; keşke Sapanca Gölü kenarındaki FB Kürek Tesisleri yıkılmasaydı; Süs Bitkisi Fuarı ve sonrası için bile farklı bir zenginlik olurmuş. 

    Futbol maçlarına hazırlanan sahası, bir zamanlar konserlerle, tiyatro ve gösterilerle, sanat atölyeleri ile cıvıl cıvıl olan Kırkpınar’ın ölmeye yatırılan havuzu!

 Erenler Yaşam Merkezi’ndeki Yarı Olimpik Yüzme Havuzu yaşıyor mu?

   Dünya,“ Atletizm tüm sporların olmazsa olmaz ilk adımıdır!” der:

   Sakarya nehri kenarındaki şahane Atletizm Sahamızı çok yazdım. Bir Spor Şehri’nde Atletizm Pisti 5 dakika boş kalabilir mi?

    Hemen orada, sporcuların zamanlarını en keyifli geçirecekleri sosyal bir tesis yapabilmeliyiz! Belediyelerle hiç şaşmayan ulaşım imkanları sağlamalıyız.

    Öncelikle, okullar ve Spor kulüpleri İl-İlçe Koordinasyon Kurulları’nca  Atletizm ve Yüzme sporları için mutlaka; ulaşım, çalışma, yarışma koşulları sağlanmalı.

     Öğrenci ve tüm gençlik orada olmalı; hatta Yaşlı-master-sporcular bile: -)

     Yeni Atatürk Stadı’nın altında kurulan, eşsiz mutluluk duyduğum, Kapalı Atletizm Pisti ve bir dolu spor ve dinlenme alanları rüya gibidir. En ilk zamanda gidip gezerim: -)

     Sporcuların buluştuğu, görüştüğü, dinlendiği, spor birikimi paylaştığı; her türlü keyifli koşullara sahip O mekanlar; İşte Spor Şehri varsa, O gün vardır!

     Kamunun o gün en büyük derdi nedir peki? Eleman Kadrosu ve Bütçedir!

   Sakarya’yı Yönetmeye talip olurken önünüzde bin takla atan siyasilerin önüne işte O gün onları da koyarsanız, Sakarya tam bir Spor Şehri olur!

     Tesis, Kadro ve Bütçe yoksa; şimdi bile yapılan her şey 5-6 ay içinde çöpe giden yazık işler olabilir!

     Sadece Sapanca’da ölmeye bırakılan tesisler bile canımı acıtır; gerisini siz düşünün. 15-20 yıl öncesi kadar spor yapan insan yoksa, çok düşünürüm!