Telefonu sürekli çalıyordu. Biliyordu, arayan oydu. Bazen kendini tutamayıp telefonu açmak istiyordu fakat yapamıyordu. Bir süre sonra dayanamayıp telefonuna baktı. Bir sürü cevapsız arama ve bir sürü mesaj vardı. Ağlaması durmuştu fakat mesajları okuduktan sonra tekrar ağlamaya başladı. ‘’Suçum ne?’’, ‘’Seni sevmekten başka ne yaptım?’’ gibi belirsizliklerle dolu, cevabı çok zor olan soruları gördü. Telefonu masaya bıraktı ve sevdiği müziği açtı. Kanepeye uzandı. Tavanı izlerken hayallere daldı. İlk zamanlar ne kadar güzeldi. Seviliyordu, ilgi görüyordu. Kim bilirdi ki bir gün o sevginin, o ilginin onun kaçma sebebi olacağını. Her sevginin, her gidişin ve her yaşanan olayın bir tecrübe olduğunu öğrendi. Aşkın üzücü tarafı, çok sevilmenin zararı da buydu. Bir aşk hikâyesi de böyle bitmişti. Geri dönmemek üzere ve bir daha bu kadar sevilmeyeceğini bilerek…

Dört Saat Önce…

Koşar adımlarla gidiyordu. O kadar hızlı yürüyordu ki adamın yetişmesi zor görünüyordu. Adam arkasından ıslık çalıyordu, bağırıyordu, seni seviyorum çığlıkları atıyordu ama o kararlı bir şekilde gidiyordu. Seviyordu ama gidiyordu. Artık canına tak etmişti olanlar. Aslında büyük bir hata yoktu ortada fakat adamın büyük sevgisinden bıkmış ve usanmıştı. Bu o kadar büyük sevgiydi ki kadının ufacık ve narin yüreği bu sevgiyi kaldırmak için çok uğraşmış ama başaramamıştı. Her insanın hayatında bir kere başına gelecek kadar seviliyordu. O da biliyordu bunu fakat devam ettiremiyordu. Bir ara kalbini dinler gibi oldu ve ayakları yavaşlamaya başladı fakat mantığı devreye girip tekrar hızlı adımlarına devam etti. Caddenin köşesine geldiğinde bir taksiye atladı ve ‘’olay yerinden’’ uzaklaştı. Artık o bölge, adamın evi, sokağı, caddesi, bulvarı onun için bir cinayet mahallinden farklı değildi. Çünkü artık o da bir aşk katiliydi. Taksi de ağlamamak için zor tuttu kendini. Evinin önüne geldi, kapıyı açar açmaz kendini yere attı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Büyük sevginin ardından gelen bir yıkımdı bu. Bu bir isyan, bu bir haykırıştı. O sırada şiddetli bir şekilde gök gürledi. Gözünden akan yaşlarla, dışarıdaki yağmur birbirine karıştı.