Zafer Kazan, Sakarya Baro Başkanlığı sırasında mükemmel izler bırakmıştı.  Serdivan Belediye Başkanlığı’na özveri gösterip aday oluşuna çok sevinmiştim.

   Çünkü, Sakaryalılar Serdivan’a Geleceğin Yaşanılır Şehri diye bakıyordu. Oysa, son yıllardaki yanlış imarlarla Serdivan çağdaş şehir şirazesinden çıkıyordu.

    “ Belediyeye her yıl deli kira getirecek!” masalları, Serdivan’ın yüreğini, akciğerlerini imara açıyordu. O kararlar bence Sakarya’da da verilmiyordu : -)

    Sakarya, yıllardır tepeden inme kararlarla lime lime ediliyor. Sakaryalı da şu güne kadar sustu. Gelecek kuşaklar bunu hepimizden soracaktır.

   Şehre ve Serdivan gibi cennet köşelere ŞEHREMİNİ seçerken çok düşüneceğiz.  

                                                               ***

    Zafer Kazan’ı, Sakarya’nın her sorununa sahip çıkan Hukukçu ve Düzgün kimliği ile tanıdım. Serdivan için büyük umut diye de destekliyorum.

    Serdivanlı da Zafer Kazan’ı öyle gördü. Serdivanlının çözüm arayışı epeyce telaş yaratmış. İYİ Parti ile CHP arasında çomak sokma telaşı da o kaygıdan mı?  

    Zafer Kazan ile CHP de, İYİ Parti de, Serdivan da çok şey kazanacaktır. Çomak sokma nedenlerini herkes anlasın. Siyaseti izleyin, tuzağa da düşmeyin.

                                                                  ***

    Geçen hafta sonu Serdivan’da saatlerce dolaştım. Öyle böyle değil; dere tepe demeden. Tepedeki mezarlıklara kadar. Dört yana plansız, savruk, darmadağın!

   Serdivan’ın YAYILMASI, çok iyi bir planlamayla savruk arazi kıyımından kısa sürede kurtarılmalı. Arabalar, insanlar bir güruh halinde bir yerlere koşuşuyor.

    Sorun bakın; koskoca Serdivan’da kendi iş yerinde üreten ve Serdivan’a kazandıran kaç kapı kalmış. Birkaç istisna hariç; gıda bile dışarıdan geliyor.

     Serdivan; işinden, okulundan çıkıp, akşam bahçeler içindeki tertemiz havası olan evine gelip, yarına çok iyi dinlenerek, arınarak geçilen yer olmaktan çıkıyor. 

    Zafer Kazan, Serdivan’ı, “ Eğitim Kenti, Sağlık, Gıda, Spor-Yaşam Kenti yapacak bir İŞ EHLİ’dir. 10 Yıl önceki Serdivan’ı bile özlüyorsak, bence çözüm de O’dur.

    Bakın; Eski Stat’a da gittim. Akşam üstü spora, yürümeye gelen Serdivanlıları aradım. Sokaklar amaçsız insanla dolu. Stat; taş yığını ve Dev bir çukur olmuştu.                                                        

   Onca yola, kavşağa karşın; arabayla girmek çile; çıkmak ayrı bir çile. Huzurlu-asude yaşanan, O üretken, bereketli Serdivan’dan da hiç eser kalmıyor.

    Serdivanlı kalmamış;“ Serdivanlı, arazisini kat karşılığı müteahhide verdi, bir sürü dükkan daire aldı. Verdi kiraya, yan geldi yattı, gül gibi yaşıyor.” gafleti var.  

                     

                                 BELEDİYELER, MESLEK OLUŞUMLARI;

                               FAALİYET VE TANITIM YAYIN GİDERLERİ !..

   Yazı başlığımdaki büyük kuruluşlar kuşkusuz kendi gerçeklerini bilirler ve yapacaklarına tam bağımsız kendileri karar vererek yaparlar.

    Ben yine de yaşarken öğrenerek, tanık olduklarımı yazıyorum. Benim yazmamla kimse kendi yolundan dönmez, ama kimi gerçekler düşündürür.

                                                           *** 

    Günümüzde, olduğumuz yer-konum, itibarı ile bizi bazen pahalı arzulara taşır.

    “ Başkanım, olmaz valla Size bu yakışır!” dendi mi akan sular durabilir. “ Sizin gibi dünya- veya ülke-çapında bir kuruluşa böyle bir Tanıtım Kitabı yakışır.”

Gibi sözler, önünüze koyulan güzel-paha’lı yayınlar sizi bile alıp götürebilir! Ama, ödediğiniz deli paralar bazen vurduğunuz kuş kadar değerli ol(a)maz.

     Sözü kısa keseyim. Yerel Seçim geldi. Şimdi akıl almaz paralarla basılan, kalitesi asla tartışılmaz güzellikte olan, Proje Vaat Kitapları sahneye çıkacak.

    Gelin, şu anda kitaplığımda olan, eski seçimlerde başkanların vaat kitaplarını birlikte konuşalım. Kimse okumaz, etkilenmez. Ama, deli paralar ödenir.

    O kitapların kaç adet basıldığını başkanlar bile bilmez; ama O deli para ödenir.

                                                             ***

     Meslek Oluşumları ve büyük şirketler de, kısmen, sözlerimi düşünsünler diye hatırlatayım. Yayın ayrımı da yapmıyorum:

     O çok kaliteli bavul gibi kallavi, bin tane fotoşoplu resimlerle şişirilmiş yayınların yarı parası ile Yerel Basın İlanları vererek geniş kitlelere ulaşırsınız.

    Yerel Gazeteler hiç satılmadığı günlerde bile her yerde vitrinlerde, şirketlerde, iş yerlerinde bir şekilde verdiğiniz ilanları insanlara gösterir, okutur.

   Asla,“ Tanıtım Kitabı bastırmayın, broşür ve faaliyet kitapları, dergileri yaptırmayın!” gibi bir şey söylemiyorum. Verimliliğini ve formunu düşünün.

    “ Zengin görünsün, yazı değil görseli çok olsun!” demek işlev değil. Bizde buna dolgu denir. Şişirme haber ve fotoğrafla 200 sayfalık kitap-dergi olur. 

   Meslek kuruluşları, Belediyeler faaliyet raporu, stratejik plan, sergi, fuar, etkinlik, anma kitapları bastırıyor. Çok sayıda ve pahalı. Okuyanı, işlevi var mı?

   Kitaplığım bunlarla dolu; Yönetim Kurulları, Meclisleri bile şöyle bir okur mu?  

  Yerel Basın her gün sizin etkinlikleriniz, sizin işlevleriniz ile halkın önünde. Deli bütçeler harcanan işler yarı bedelle olur. Kalan bütçe de Yerel Basını güçlendirir.