Adapazarı-Sakarya halkı yazılı ve görsel medyanın öneminin farkında değil. Trollük ile medyanın gücünü ayrı yere koyamayanlar da çok şey kaybediyor.

    Sakarya’da halkın oluşturmuş gibi göründüğü sosyal topluluklar var. Kimisi Şehrin Akilleri gibi toplanır, anlatır, pırıltılı laflarla açıklamalar yapılır; Sonrası?

    Sonrası, Ülke Yönetenlerin son 25-30 yıldır pek umursamadığı Sakarya’dır! Her şey kaldığı yerden devam eder. Ama, kimileri hep Şehrin Gündem Akilidir?

    Hafta sonu Sakarya’nın TV264 televizyon kanalını açtım. Ekran nasıl karanlık. İlkin, birkaç spot şanssızlığı olmuştur diye düşündüm.

    Ama; Sakaryalı gazeteci arkadaşlar şahane bir ironi ile SEDAŞ’ın elektrik kesintilerine gönderme yapıyorlardı.   

    Sakarya’da hemen her gün; beklenmedik saatlerde ve saatlerce elektrik kesintisi yaşanıyor. Günlük hayatın ve ekonominin zararları umurda değil.

    TV264’ün Mum Işığı ironisi enerjiyi umursatacaktır. SATSO’nun elektrik kesintileri ile ilgili yaptığı açıklama sonrası, daha da vurucu bir etki yapacaktır.

   

    Çünkü, İl’in enerji sorununu şimdi yazılı ve görsel medya izleyecektir. Mum Işığı ironisini doğru yere koyan siyaset sorunu Başkent Ankara’ya taşıyacaktır.

    Siyaset, yerel medyanın enerji haberlerini bakanlıklara taşıdığında, 2023 seçimleri telaşı başlar. Tepki büyümeden enerji yatırımları da gelir.  

     Ki; Sakarya’da ne siyasi iktidar, ne de muhalefet yazılı-görsel medyayı yeterince ve etkili kullanabiliyor. Ülkede de böyle?

    Medya iki ucu keskin bıçak gibidir. Bıçak sırtı da denilebilir.

    İktidar medyası, ülkede yapılamayan, yanlış işleri-projeyi gündemine alamaz. Ülkede medyayı yanlış kullanan Yönetenlerdir. Asıl dost, hatanı söyleyendir!

    İktidar medyası, geniş halk kitlesinin en büyük 10 derdini gündeme alsa, 5 sorun çözülse kim kazanır, iktidar. Bu yapılmaz, şakası bile olamaz.

    TV264’ün Mum Işığı paylaşımının tamamını yakalayamamıştım. Ama, Bizim Sakarya Gazetemizde geniş haberi okudum.

    Mum Işığı çok güzel gündemdi; TV264’ü kutlarım. Bir çay içimi de uğrarım.

   Enerji için, yeri gelmişken, Sakarya’yı Yönetenlerle paylaşmam gerekenler var:

    Enerji Özelleştirme Sözleşmeleri, mutlaka yasalara uygun ve mutlaka da radikal şartlar ve denetim koşulları içerir.

    Her çağdaş şehrin zorunlu ilk yaşam gereksinimleri Yol, Su ve Enerjidir.

    Bu ÜÇLÜ; tüm yerleşkelerin, tüm imarların da ilk ve mutlak ihtiyaçlarıdır. Zemin etüdü de öyledir de(?); O ÜÇLÜ inşaat sektörünün kendi önceliğidir.

    Söz burada zurnanın zırt dediği yere geliyor;

    Sakarya deprem sonrası çılgınca bir imar yoğunluğu yaşadı. Adapazarı’nın dört yanındaki tarlalar bile inşaat oldu.

     Serdivan, Erenler, Güneşler, Arifiye, Yazlık, Karaman, Camili mahalle oldu.

    Şu gün, kaç Sakaryalı,” İlimizde kaç organize sanayi var?” diye sorsam, doğru değil, yaklaşık rakamı bilir? Bilmeyen esnaf ve sanayici bile çok çıkar.

    Neden bunları yazıyorum? Ben de SEDAŞ’ı günah keçisi yaparım, en kolayı bu. Ama, doğruları yazmazsam, Sakarya’ya kötülük yapacağımı biliyorum.

    Halk olarak biraz kendimizi sorgulamak zorundayız. SEDAŞ da yanlışlara katılır gibi olsa da; İl’i-Şehri Yönetenlere de soracak çok şeyimiz var?

    Sakarya’nın son 20 yılına sığdırılan şu deli imarlar yapılırken; İmar İzinleri’nde SEDAŞ’a,“ Şu İmara enerji verebilecek sistem gücün var mı?” diye soruldu mu?

   SEDAŞ’ın, her imar izninde böyle bir onay şartı vardır? Eyvah, öyle bir kuyuya öyle bir taş attım ki, işin içinden çık çıkabilirsen?  

    Sakarya’da o sorgudan kaçımız aklanarak çıkarız? SEDAŞ, OSB’lere onay vermese SEDAŞ kalır mı? SEDAŞ, evlerimize, iş yerlerimize onay vermese hayat yürür mü?

    Nasreddin Hoca hikayesi gibi oldu; Hoca,” Hırsızın hiç mi suçu yok?” der ya: -) Gerçekçi olunsun, SEDAŞ daha büyük yatırımları geç olmadan yaptırmalı!

    Ya Biz, Sakarya Halkı?

    Salgın nedeniyle bir çok fabrika ve esnaf iş yerini kapadı. Çoğu da iş yavaşlattı. Enerji tüketimi azaldı. Salgın ve kış hepimizi evlere kapadı. Okullar da kapalı.

     Soğuklarda herkes 24 saat doğalgaza, klimalara yüklendi. Paralı amcalar da sorumluluk keka, evlerde enerji tüketim rekorları kırıldı.

    Yok öyle dünya; elektrik tasarrufu için, sağlığımıza çok dikkat ederek, hepimiz özveride bulunacağız. Su için yapılan tasarruf çağrılarına elektrik de eklenmeli.

    SEDAŞ’ı, İl Yönetenlerinin tümünü; ama en başta Siyasileri göreve çağırmak hepimizin görevi. Elektrik hepimizin hayatı.

     TV264’ün Mum Işığı söyleşisi; VE Yerel Medyanın önemi dilerim doğru yere koyulur, şehir kazanır.