Yaz mevsiminin rehavetinden kurtulduk dediğimiz anda gazetecilik açısından yine ölü bir döneme girdik.

Daha 5,5 ay var ama siyaset ve yerel yönetimler seçime endekslendi.
Belediyelerden geçmiş yıllarda gerçekleştirilen projelere ilişkin mail yağmuru var.
Her kabulden, her ziyaretten birbirini tekrar eden haber servisleri yapılıyor.

Kullanılsa okura saygısızlık, kullanılmasa gönderenin sitemi…
Seçime kadar bu döngü sürecek gibi görünüyor.

Geçen haftanın en önemli gelişmesi, Sakarya’yı da yakından ilgilendiren tasarruf genelgesi oldu.

Zorunlu olmadıkça yeni yatırımlar programa alınmayacak. Yarıda kalanların akıbeti de meçhul.

Bu gelişmeyi, Cuma günü birinci sayfamızdan ‘Hastane Hayal!’ başlığıyla, iç sayfadan da “Siyasetçiler için Mart seçimi zor geçecek, proje vaat edemeyecekler” başlığıyla duyurduk.

2015’ten bu yana yapılan tüm seçimlerde iktidar partisinin vaadi olan bin yataklı şehir hastanesi bu tasarruf genelgesiyle, en azından birkaç yıllığına rafa kalktı. Sağlığın tamamen özelleştirilmesinin adımını atan, diğer kamu hastanelerinin kapanmasının önünü açacak olan bu projenin gecikecek olması, bir anlamda Sakarya’nın hayrına oldu. Şehir Hastaneleri bu süreçte daha iyi tartışılıp, öyle karar verilmeli…

Geçen haftaya Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nun katıldığı Soru Yağmuru ile başladık. Yazarlarımızın katıldığı ve K. Utku Çolakoğlu’nun haberleştirdiği Soru Yağmurunda, ilk ve orta dereceli okullarda öğrenim gören 185 bin öğrencinin karşı karşıya olduğu tehlikeye dikkati çektik. Vali Balkanlıoğlu, 185 bin öğrencinin yer aldığı bu pazarın, uyuşturucu tacirleri başta olmak üzere kolay yoldan para kazanmaya çalışan kötü niyetli kişilerin iştahını kabarttığını belirtti. Balkanlıoğlu deprem hasarlı okullardan imar affına, Sakarya’daki mültecilerden Darıçayırı’nda kurulmak istenilen çimento fabrikasına kadar birçok konuda devletin bakış açısını da anlattı.

KÖPRÜLER VE ADLİYE BİNASI

Haftanın ikinci gününde, birinci sayfamızda önemli iki konu vardı. İlki Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun meclis toplantısında Kaynarca’daki self felaketine ilişkin yaptığın açıklamaydı. Toçoğlu, köprülerin yetersiz kaldığını kabul ederek, en kısa zamanda bu köprülerin yenileneceğini söyledi. Yenileme çalışmaları keşke böyle bir felaket yaşanmadan yapılabilseydi…

Diğer önemli haber ise önümüzdeki Pazar günü Baro Başkanlığı’na veda edecek olan Av. Zafer Kazan’ın Sakarya gündemini uzun süredir meşgul eden yeni Adliye Binasına ilişkin görüşleriydi. Adliye binasının şehir merkezine taşınması için 4 yıldır büyük uğraş veren Av. Zafer Kazan, bu kez yargının içinde bulunduğu kötü duruma işaret ederek, “İçinden adalet çıkan bir bina olsun yeter. Çadır bile olsa!” diyerek hak ihlallerine dikkati çekti. Kazan, medyayazar.com ile yaptığı söyleşide yeni adliye binasının Bölge Adliye Mahkemesi’nin yakınında bulunan araziye yapılması gerektiği yönündeki görüşünü de yineledi.

ANI SÖYLEŞİ

Çarşamba günleri, artık okurlarımızın merakla beklediği ‘Anı Söyleşi’ günü oldu. Özgür Arık bu kez sadece Sakarya’nın değil, ülke çapında sanat camiasının çok iyi tanıdığı organizatör Hamdi Özarutan’ı konuk etti. Özarutan’ın ülkenin tanınmış sanatçılarıyla olan anılarının yanı sıra Sakarya’nın 1960’lardan günümüze olan kültür-sanat yaşamını da anlatan bu söyleşi de, öncekiler gibi büyük ilgi gördü.

Perşembe gününün dikkati çeken haberlerinden biri eski Bakan Ersin Taranoğlu’nun muhtarlarla ve Müteahhitler Birliği’nde yaptığı toplantılara ilişkindi. Taranoğlu, Mayıs ayında açıkladığı projeleri, her platformda anlatmaya devam ediyor. Henüz üyesi olmadığı AKP’den Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olduğu yönündeki yorumları önceden olduğu gibi reddetmeyen ve görev verilirse adaylığı kabul edebileceğini ima eden Taranoğlu, önümüzdeki günlerde gündemi meşgul etmeyi sürdürecek gibi görünüyor. Medyanın kendisine ambargo uyguladığını da iddia eden Taranoğlu’nun bu çalışmalarını yakından izlemeyi sürdüreceğiz.

2019 TURİZM YILI

Cuma gününün manşeti bizden, yani gazetemiz yazarı Şadi Tanış’tan geldi. Şadi Tanış geçen hafta Vali İrfan Balkanlıoğlu’nun katıldığı Soru Yağmurunda dile getirdiği bir öneriyi köşesine taşıdı. Sakarya’nın geleceği açısından önem taşıyan Tanış’ın bu önerisini, “2019 Yılını Turizm Yılı İlan Edelim” başlığıyla manşetimize taşıdık. Sakarya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini tek tek sayan Tanış, yazısında şunları söylüyordu:
“Şehri yönetenlere etenlere sesleniyorum. Gelin 2019 yılını Sakarya’da turizm yılı ilan edelim. Yazdıklarımı
n dışında benim de bilmediğim bu güzellikleri tanıtalım. Valilik, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve basın bu yerlerin tanıtımında, yollarının tanıtımında, sosyal tesislerinin yapımında görev alsınlar. Basın, bu yerlere ve bu yerlerde yapılan faaliyetlere daha çok yer versin. Türkiye’deki turizm şirket yetkililerini buralara davet edelim. Önce yerli turizmi daha sonra yabancı turizmi geliştirelim. Yerel ürünlerin üretimine destek olalım.”

Kenti yönetenlerin bu öneriye nasıl yanıt vereceklerini henüz bilmiyoruz. Araya hafta sonu tatili girdiği için henüz bir tepki de alamadık ama görmezden geleceklerini de sanmıyorum. Olumlu ya da olumsuz gelecek tepkileri okurlarımızla paylaşacağız.

Cuma gününün gazetesinden söz ederken, Hülya Bilgin Çolakoğlu’nun söyleşisinden söz etmeden geçmek olmaz. Sağlık alanında yaptığı söyleşilerle Bizim Sakarya okurlarını bilgilendirme görevini yapan Çolakoğlu, bu hafta da Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr.  Mustafa Güder ile yaptığı söyleşide, çok sık rastlanılan ama adı gibi tatlı olmayan ‘Çikolata Kisti’ne dikkati çekti.

Cumartesi günü, SASKİ’nin son 9 yılda yaptığı çalışmalara ilişkin basın toplantısını geniş şekilde verdik.

Aynı gün birinci sayfamızda küçük bir haber daha vardı. Önceki Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş, Kuyumcu Ahmet Uzak’ın cenaze töreni sonrasında gazetemizi ziyaret etti. Sakarya’da görev yaptığı günlere ait anıların ağırlıklı olarak konuşulduğu sohbette kendisinden söyleşi talebinde de bulunduk. Bu talebimizi değerlendireceğini söyledi. Gerçekleştirebilirsek, Coş ile yapacağımız söyleşinin, Sakarya’nın bir önceki dönemine ışık tutacağını ve çok ses getireceğini düşünüyoruz.

Dolu dolu gazetelerde buluşmak üzere hoşça kalın.

Tuncer Kalaycı