1980-81 sezonunda tarihinde ilk kez (Şimdiki süper lig) birinci lige çıkan Sakaryaspor’un efsane başkanı Tuncer Tepe ile düne ve bugüne dair bir röportaj gerçekleştirdik. Öncelikle şunu açık yüreklilikle belirtmek isterim ki, 79 yaşındaki Tuncer Tepe’nin 40 yıl önceki olayları sanki dünmüş gibi anlatmasına hayran kaldım. O heyecanı, Sakaryaspor sevgisini hala kalbinde yaşadığını hissettim. Yapılan transferleri, şehirdeki havayı, şampiyonluk yolunda karşılaştığı ilginç olayları, kulübe destek için kapısını çaldıkları isimleri anlatırken gözlerinde beliren parıltıyı tüm Sakaryaspor taraftarlarının görmesini isterdim. İstanbul’da Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı, Galatasaray’ı dize getiren, kimse almasın diye bonservisi 5 katına çıkarılan oyuncuları transfer eden, üç büyüklerin peşinde koştuğu A Milli takım oyuncularının yönünü Sakarya nehrine döndüren EFSANE EKİBİN BAŞKANINDAN bahsediyoruz.

Umuyoruz ki Sakaryaspor en yakın zamanda yeniden o günlere dönecektik. O mutluluğu, coşkuyu bu şehrin insanlarına yaşatacaktır.

Sakaryaspor’un efsane başkanı Tuncer Tepe, Sakaryaspor’u anlatırken zaman zaman hüzünlenirken zaman zaman da gözlerinin içi gülüyordu.

Sakaryaspor’un şu anki durumunu nasıl buluyorsunuz?

Bir şehrin spor kulübünü o şehrin gücünden bağımsız değerlendirmemek gerekir. Yani Sakarya’nın durumu nasılsa Sakaryaspor’un durumu da öyledir. Bunlar birbirinden çok farklı şeyler değildir. Sakarya şehir olarak tüm potansiyeliyle ne kadar güçlü olursa Sakaryaspor da o kadar güçlü olur.

Sakaryaspor’un güçlü bir kulüp olması için ne yapması gerekiyor?

Öncelikle şunu söylemeliyim, Sakarya halkı için Sakaryaspor çok önemlidir. Bu halk takımını seviyor. Sakarya halkı Sakaryaspor’un başarılı olmasını istiyor. Bunun için öncelikli olarak halkın Sakaryaspor’a sahip çıkmasının sağlanması gerekir. Bütünlüğün tesis edilmesinden bahsediyorum. Halkın Sakaryaspor etrafında yeniden kenetlenmesi sağlanmalıdır.

3-Sakaryaspor’un başarısı hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan ve Tuncer Tepe başkanlığındaki Yeşil-Siyahlı yönetim kurulunda Rauf Batuboylu, Burhan Dal, Özcan Öner, Zafer Demircioğlu, İbrahim Şirin, Mustafa Özekmekçi ve Fikret Şen gibi önemli isimler bulunuyordu.

Sakaryaspor’un size göre en önemli problemi nedir?

Nasıl oldu, neden oldu tartışmasına pek girmeden söylemek istiyorum, öncelikle Sakaryaspor’un bu ligde olması kabul edilemez. Bulunduğumuz ligde mücadele ettiğine inanamıyorum. Olacak şey değil. Süper lig, PTT lig ve şimdi bizim bulunduğumuz lig. Geçmişteki üçüncü lig. Böyle bir şey olabilir mi? Koskoca Sakaryaspor’un üçüncü liglerde mücadele etmesi çok büyük bir problem.

Teknik direktörü Ali Şen önerdi

Sakaryaspor tarihinde önemli bir yere sahipsiniz. Şampiyon olup birinci lige çıktığımız yılın kulüp başkanısınız. Biraz o yıllardan bahseder misiniz?

Kulüp başkanlığımdan önceki yönetim beni bir gün ziyarete geldi. Bizim Tepe Tesislerinde benden kulübe destek için formalara göğüs reklamı istediler. Benim Sakaryaspor ile ilk temasım bu şekilde oldu. 100 bin tl civarında bir destek sağlamıştım. Daha sonra bu yönetim istifa edince bana devam eder misin dediler. Ve böylece adım atmış olduk.

Devamında süreç nasıl işledi?

İyi bir yönetim oluşturduk. Futbolu seven, Sakaryaspor’un şampiyon olmasını isteyen isimlerdi. Rauf Batuboylu, Burhan Dal, Özcan Öner, Zafer Demircioğlu, İbrahim Şirin gibi yöneticilerimiz vardı. İhsan Ayhan’a mali işleri teslim etmiştik. Tüm hesaplar ondaydı. Birde muhasebecimiz vardı, Behçet Pektezol. Ardından Necdet Niş’in teknik direktörlüğü getirilmesiyle transferleri yapmaya başladık. İnanılmaz bir enerjiyle çalışıyorduk. Yönetici arkadaşlarımızdan İbrahim Şirin’in o zaman 80’lerde 280 Mercedes arabası vardı. O arabayla futbolcu transfer ediyorduk. Arkadaşlarımız çok cesurdu. Bir futbolcuyu Sakaryaspor’a getirmek için yollarda resmen uçuyordu arkadaşlarımız.

Sakaryaspor’u şampiyonluğa taşıyan Efsane kadro…

Şampiyonluğun ardından Necdet Niş ayrılmıştı değil mi?

Evet. Birinci lige çıktıktan bizim iyice kendimize güvenimiz gelmişti. Hedefleri biraz daha yukarıya koyduk. O dönem Necdet Niş’in ayrılmasının ardından Gürcan Berk diye bir hoca gelmişti. Fakat biz yabancı bir hocayla çalışmanın iyi olacağını düşündük. Geçmişten tanıştığım Ali Şen ile görüştüm. ‘Ali abi bize hoca konusunda yardımcı olur musun’ dedim. Ali abi olur dedi. Fenerbahçe için düşündüğü bir ismi bana önerdi: Milan Jivadinoviç. Yugoslavya milli takımında oynamış önemli bir isimdi. Biz hocayla anlaştık ve Sakaryaspor’a getirdik. Hatta daha sonra biz Fenerbahçe’yi de yenmiştik. Ali Şen de açıklama yapıp, ‘Tuncer Tepe benim arkadaşım. Onlara hoca önerdim, geldiler o hocayla bizi yenip, şampiyonluktan ettiler’ demişti.

 

Tuna’yı getirdiğimizde o figürandır dediler

Şampiyonluktaki başarının sırrı neydi?

Bu başarı benimdir diyemem. Bu başarının sırrı bizdeydi şeklinde de bir şey diyemem. Eğer ortada bir başarı varsa bu başarının sırrı Sakaryaspor’un başarısı için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Yönetim Kurulu üyeleri ve Sakarya halkıdır. Sakarya halkının takımına sahip çıkmasındadır. Çok önemli oyuncular aldık. Kulübe ekonomik destek sağlamak amacıyla alternatif kaynaklar geliştirdik. O dönem ampul bulmak zordu. Biz Sakaryaspor’a para bulmak için ampul sattık. Şehrin zenginlerinin adlarını yazıp plaketler satmıştık. Yüz zenginin kapısını çalıp o plaketleri takdim edip kulübe maddi destek sağladık. O büyük topçuları kulübe kazandırmak hiç kolay olmadı. Mesela Tuna’yı almak için ne büyük pazarlıklar yaptık. Hiç unutmam Tuna’yı ikna etmek için ayrıca Fulya’da bir ev almıştık. Tuna’yı getirdiğimizde o gerçek Tuna değildir, figürandır demişlerdi. Nezihi transferinde de çok ilginç şeyler yaşamıştık. Bazı zorluklarla karşılaştık ama Nezihi’yi almayı kafaya koymuştuk ve aldık. Oğuz Çetin’i bizden almak için Turgut Özal’ın bakanları aramıştı. Ama ben futbolcu satmam deyip bunları geri çevirdim. Araya kimler kimler girdi, biz Sakaryaspor’un geleceğini düşündüğümüz için bu teklifleri reddediyorduk. Şenol’u almak için Metin Oktay devreye girmişti. Metin Oktay’a da o zaman Şenol’u vermeyeceğimizi söylemiştim. Sonra farklı bir takım gelişmeler oldu. Galatasaray’dan kaleci Eser’i aldık, Sinan’ı aldık. Fenerbahçe’den Özcan’ı aldık. Büyük Turgay da önemli transferlerden biriydi.

Çok önemli transferler yapılmıştı değil mi?

Tabi ki. O dönem iyi topçu kim varsa talip oluyorduk. Hiç kimseden çekinmiyorduk. Herkesin kapısına gidip bu topçuyu alacağız diyorduk. Herkes Sakaryaspor’u konuşuyordu. Kimleri almadık ki? Şenol Çorlu’yu aldık Ordu’dan. Yanında diğer milli oyuncu Küçük Turgay’ı da aldık. Üç büyükler bu oyuncuların peşinde ama bunları biz alıyoruz. Kolay değil. Kocaelispor Ceyhun’u vermemek için fiyatını 5 kat artırdı, kimse almasın diye. Ama biz onları da aldık. Zeki vardı, yanında onu da aldık. Küçük Aykut’u da 125 bin liraya aldık. Aykut Yiğit’i Eskişehir’den getirdik. Nejat Ersin’i Mersin’den. Sakaryalı çocukları da topladık. Sadun’u aynı şekilde.

Tuncer Tepe döneminde Sakaryaspor Altyapısından Türk futboluna damga vuracak sayısız Milli futbolcular ve gol kralları çıkmıştı.

Şehrin takımına sahip çıkması çok önemli.

Tabi ki. Nereye gittiysek bizi boş çevirmediler. Mesele Orhan Kurtuluş’a gitmiştik. Babası Ahmet Kurtuluş. Vilayetin yanında askerlik şubesi vardı, hemen büroları oradaydı. Ziyaret ettik, Sakaryaspor’a destek olmalarını bekliyoruz. Sohbet uzayınca hiç unutmuyorum içeriden Ahmet amca seslendi; ‘Orhan ne bekleteysunuz, hadi çekleri kessenize dedi. Sakaryaspor’a böyle sahip çıkıyorlardı, sağolsunlar. Ahmet amca çok değerli bir insandı. Bilal Demirel’i ziyaret ettik. Üç katlı binası vardı. Gittik, bizi yukarı çağırdı ve dedi ki; ‘Biz Trabzonluyuz. İki kardeşimle birlikte her yıl Trabzonspor’a destek veriyoruz. Ama bundan sonra Sakaryaspor’a da destek vereceğiz. Şehir Sakaryaspor’a böyle sahip çıkıyordu.

Türk futboluna damgasını vuran 1984-85 kadrosunda K.Turgay, Ceyhun, Sinan, Özcan, Aykut Yiğit, Mustafa Özbey ve Aykut Yiğit gibi isimler bulunuyordu. 

Unutamadığınız bir maçtan söz edebilir miyiz?

Sakaryaspor tarihinde efsane futbolcular vardır. Nezihi de bu isimlerden biridir. Nezihi’yi transfer ettik. İlk maçına çıkıyor. Karagümrük’le oynuyoruz, Vefa stadında. Bizde kale arkasında tribünde maçı izliyoruz. Top geldi, yere çok yakın bir şekilde, baktım Nezihi uçtu. Eyvah dedim, adamın yüzü parçalanacak. Birde baktım, bizim Nezihi o yerdeki topa uçarak kafa vurdu ve gol. Maç o golle 1-1 bitmişti. Çok ilginç maçlardan biriydi. Ve Nezihi’nin o sahnesini asla unutamam. Ayrıca bizim için en özel maçlardan biri de, Kırklareli maçıydı. İkinci ligde şampiyonluğu elde ettiğimiz sezon, ligin bitmesine 4 hafta kala, Kırklarelispor’u 4-1 yendiğimiz maçta Sakaryaspor olarak birinci lige çıkmayı garantilemiştik. O maçı asla unutamam. 

Editör: TE Bilişim