Herkes doğduğu şehrin takımını sevebilir. Ama bu şehirde Sakaryaspor’a gönül verenler için Sakaryaspor sadece yaşadıkları şehrin takımı olmanın ötesinde başka anlamlar da taşıyor.
Bolu’da doğan Boluspor’u, Rize’de doğan Rizespor’u, Bursa’da doğan Bursaspor’u  tutabilir. Ama dedim ya Sakaryaspor’a gönül verenler sadece Sakarya’da doğdukları için bu takımı tutmuyor.
Sakaryaspor’u tutanlar Anadolu’da üç büyüklere Trabzonspor’la birlikte ilk kafa kaldıran takımlardan biri olan Sakaryaspor olduğu için…
İnönü’de Beşiktaş’a, Ali Sami Yen’de Galatasaray’, Kadıköy’de Fenerbahçe’ye diz çöktüren, içerde dışarda 5 atan ilk Anadolu takımı olduğu için…
Federasyon kupasını mazisine taşıyan kulüp olduğu için…
Aralarında kendi öz amcam Mustafa Şirin’in de ( Pislik Mustafa) olduğu birçok futbolcusuyla kaderin bir gereği olarak zorunlu ayrılma acılarını kalbine gömenlerin takımı olduğu için…
Deplasmanlarda gencecik evlatlarını Sakaryaspor sevdasıyla kaybetmenin acısını en iyi bilenler olduğu için…
Deplasman yolunda trafik kazası sonucu 7 canımızı kaybetmiştik. O acıyı da hiçbir zaman unutmadık.  Fırat Özdil, Masör Cüneyt Çukur, Malzemeci Fevzi Erginoğlu, Aykut Yiğit, Fethi Güntekin ve Selami Uludağ’a hürmetimizin gereğidir bizim Sakaryasporlu oluşumuz. 

55 yıl yaşanmayan utancı yaşattılar
Tarihin en büyük acısını 1999 yılında yaşadı bu şehrin insanı. En yakınlarını kaybetti. Sakaryaspor enkazın altından çıkan insanların umudu oldu bu şehirde.  
Gencecik çocukların ilk sevdasının adı olmuştu Sakaryaspor. 
Bunları bilmeyenlerin, yeşil siyah formayı gördüğünde kalp atışı hızlanmayanların anlamayacağı bir duygudur bu Sakaryaspor sevgisi. 
Ama bu takım, 55 yıllık mazisinde yaşamadığı utancı Çarşamba günü kendi sahasında yaşadı. Bodrumspor karşısında alınan sonucu buraya yazmaya utanıyorum.
Bize, bu koca şehre bu utancı yaşatanlara yazıklar olsun.
Hiç kimsenin bu şehrin çocuklarının umutlarını çalmaya hakkı yoktur. 
Koca Sakaryaspor’un düştüğü bu utanç verici durumun sorumlularını tarih affetmeyecektir. 
Alınan bu mağlubiyetle ilgili teknik bir şey yazmaya elim gitmiyor. 


Suçlular belli 
Sakaryaspor her sezon başında 15 futbolcu ile yollarını ayırıp 15 yeni futbolcuyu kadrosuna katarak sportif anlamda en büyük yanlışı zaten en başta yapmıştı.
Bize tarihi hezimeti yaşatan Bodrumspor’un kadrosundaki 18 futbolcunun 12’si Antalspor’un A2 takımından ve altyapısından gelen isimlerden oluşuyordu. Aradaki farkı görüyor musunuz! 
Bu sportif yanlışların müsebbibi acaba kimler?
Sahada dökülen bir Sakaryaspor izledik. 
Gereksiz paslaşmalar, sürekli geriye oynama anlayışı, kalitesiz ve yerini bulamayan paslar, hücum varyasyonlarındaki başarısızlıklar…
Sahada ayakta duramayan futbolculardan bahsetmeye herhalde hiç gerek yok. 
Sezon başından beri formsuz olan Muhammed Reis’e neden bu kadar sabredildiğini anlamak mümkün değil. İlk kornerini 44. dakikada bulan bir Sakaryaspor’dan bahsediyoruz. 

Herkes üç maymunu oynamakla meşgul
Sakaryaspor kulübü tarihinde 2 dakika içinde (Dk.52-53) 2 gol kalesinde görmemiştir. Kupa maçının yıldızı Abdülaziz neden Bodrum maçına kenarda başladı? 45’te oyuna alınan Hasan Bilal’i 20 dakika sonra oyundan alan İsmail Ertekin acaba ne yapmak istemiş olabilir!
Aslında yukarda demiştim, bu rezalet müsabakayla ilgili teknik çok şey yazılır ama bunun çok önemli olmadığını düşünüyorum. Asıl büyük rezalet Sakaryaspor camiasının bu hallere düşmesine neden olanlardır. 
Futboldan zerre kadar anlayan kime sorarsanız sorun bir takım sezon başı kadrosundaki futbolcuların neredeyse tamamını gönderip yerlerine 17 yeni futbolcu alırsa bu takımın kısa süre içinde başarılı olması mümkün müdür? Pek tabi ki futboldan anlayan herkesin bu soruya vereceği tek bir cevabı vardır, böyle bir şey mümkün değildir. 
Bu nedenle ortada sadece sportif bir başarısızlıktan söz edemeyiz. 
Sakaryaspor’un sorunu çok daha büyüktür. Maalesef bu gerçek sorunları sadece taraftar görüyor. Herkes üç maymunu oynamakla meşgul. Asıl sorunları ve sorumluları konuşamıyoruz. 
Ama kendini önce Allah’a sonra kamuoyuna karşı sorumlu hisseden bizler tüm gerçekleri konuşmak zorunda olduğumuzu unutamayız.