Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Dermatoloji Kliniğinden Doç. Dr. Bahar Sevimli Dikicier, 1 Ekim Dünya Ürtiker Günü dolayısıyla ürtiker hastalığıyla ilgili bilgiler verdi. Dikicier, halk arasında “kurdeşen” olarak bilinen ürtikerin kaşındıkça kızarık, kabartılı bir görünüm alan; aniden ortaya çıkıp aynı gün içinde kendiliğinden kaybolan bir hastalık olduğunu dile getirdi. Yanma, kaşıntı ve ağrı gibi belirtileri olan ürtikerin her dört kişiden birinde hayatlarının bir noktasında görüldüğünü söyleyen Dikicier “Birçok insan soğuk rüzgâr, sıcak bir banyo, terli sporlar gibi günlük durumlara şişmenin eşlik edebildiği kaşıntılı bir döküntü ile tepki verir. Dört kişiden biri hayatlarının bir noktasında ürtikerden etkilenir. Çoğu durumda, birkaç hafta içinde iyileşir (akut ürtiker), ancak dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1’inde semptomlar daha uzun sürer ve hastalık kronikleşir. Nüfusun yüzde 1’i olarak bildiğimiz bu sayı giderek de artmaktadır.” dedi. 
Kronik ürtikerin genellikle 30 ila 60 yaşlar arasında, kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha sık ortaya çıktığının kaydeden Doç. Dr. Bahar Sevimli Dikicier, hastalığın hastada ne kadar süreceğinin ise kestirilemez olduğunu belirterek 25 yılı bulabilen ürtiker rahatsızlıklarına dikkat çekti. Ürtikerin günlük yaşamda ağır bir yük olduğunu ifade eden Dikicier, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kronik ürtiker kişinin sosyal yaşamını, uyku kalitesini, konsantrasyonunu ve performansını olumsuz yönde etkileyebileceği gibi psikolojik etkilenmelere de neden olabilir. Ne yazık ki, bu hastalık hala kamuoyunda çok az ilgi görüyor. Bu nedenle 2014'ten beri her yıl 1 Ekim'de Dünya Ürtiker Günü kutlanmaktadır. Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Uluslararası Ürtiker Mükemmeliyet Merkezi üyesidir. Dünyadaki tüm ürtiker mükemmeliyet merkezleri adına, dünya ürtiker gününü her yıl olduğu gibi 1 Ekim’de kutlarken ürtikerde, doğru tanı ve tedavinin önemini insanlara hatırlatıyoruz. Ürtiker hastalığının altın kuralı, doğru tedavi ve düzenli doktor kontrolüdür. Günümüzde kronik ürtiker tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Tedavide amacımız semptomsuz tedaviye ulaşmak böylece de yaşam kalitenizin etkilenmesinin önüne geçmektir.”

Editör: TE Bilişim