Sevgili okurlar,
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurmayları ile Brüksel’e çıkartma yapması, elbette son Rusya ziyareti ve Putin görüşmesinden sonra büyük önem arz ediyor.
Neden diyeceksiniz?
Nedeni şu;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’ya  ziyareti, 36 şehit verdiğimiz İdlip acısı üzerine gerçekleştirildi..
Yani ziyaret talebi bizden geldi..
Türkiye ısrarla İdlip’te, en azından bir “ateş-kes” sağlanması ve oradaki” savaş şartlarının” tekrar gözden geçirilmesi için görüşme talebinde bulunan taraf idi..
Hala ziyaretle ilgili tartışmalar sürüyor..
Unutulmasın ki, insan yaşamı için hayati önem taşıyan “ateş-kes” konusunun bile, özde sağlanması büyük başarıdır..
İnsanlar ölmesin, askerlerde ölmesin!
Elbette tarihçiler, bu ziyarete notlar düşerek, buluşmanın artı ve eksi yönlerini irdeleyecektir..
Şimdi bizim asıl söylememiz gereken şudur:
Türkiye, sağlanan “ateş-kes” sonrası bölgede nasıl bir dizayn istiyor, Suriye topraklarının geleceği ne olacak, Esat rejimi ile arasındaki buzlar ne zaman eriyecek ve en önemlisi Amerika kontrolündeki PYD-PKK’nın konumu, Suriye’nin kuzey doğusundaki toprakların geleceği ne olacak?
Gelişmeleri bekleyip göreceğiz..

***
Sevgili okurlar,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Brüksel ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik kendisine eşlik etti.
Geçtiğimiz hafta sonu “mülteciler” ile ilgili gelişmeler üzerine, başta Avrupa Birliği(AB) kurum ve kuruluşları ile NATO Genel Sekreterliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’e gelmesinin iyi olacağını ve yüz, yüze konuları enine, boyuna masaya yatırmanın daha faydalı olacağı kanısına vardılar..
İşte bu minvalde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mültecilere sınırların açılmasından sonra, kendisine yapılan daveti kabul etti ve Brüksel’e uçtu..
Bir kere Belçika’nın, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kurmaylarını çok iyi karşıladığını, gerek havadan, gerek karadan olağanüstü tedbirlerin alındığını söylemeliyim..
Hatta Belçika tarafı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelişi sırasında, Türk kökenli vatandaşlar tarafından karşılanmasını da hoş karşıladı. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin AB nezdindeki Büyükelçilik Binasının giriş, sol yanındaki yol trafiğe kapatıldı ve vatandaşlara bir alan hazırlandı..
AK Parti’nin Belçika’daki arka bahçelerinden, Uluslar arası Avrupa Türk Demokratlar Birliği Belçika Şubesi Başkanı Basir Hamarat ve arkadaşları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip erdoğan’ı bayraklı ve coşkulu karşıladılar..
Karşılamada, Türk ve AK Parti bayrakları ve Erdoğan posterleri ile vatandaşlar yerini aldı. Klasik AK Parti müzikleri çalındı ve “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atıldı..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyükelçilik kapısında kendisini bekleyenlerle buluştu ve onlara seslendi. “Cumhur ittifakına sahip çıkmalarını, iri, diri, bir “olmalarını isteyerek, coronavirüsünden korunmalarını istedi..
Resmi temaslara bir göz atarsak, bu ziyaretin başarısını daha iyi anlamış oluruz..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmi temasları kapsamında geldiği Belçika’nın başkenti Brüksel’de, Türkiye'nin AB Daimi Temsilciliğinde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bir araya geldi.
Alışılmışın dışında bir buluşmaydı bu?
Zira, NATO Genel Sekreteri, Türkiye’nin AB Temsilciliği’nde ağırlandı desek doğru olur. Baş, başa görüşme oldu. Hazır bekleyen Türk ve Belçikalı gazeteciler önünde, coronavirüs nedeni ile eller sıkılmadı, espriler yapıldı. Yüzler gülüyordu, görüşmeler olumluydu.
Ardından, Türkiye’yi yıllardır Brüksel’de bir otelde bekleten Avrupa Birliği Konsey Başkanı, Belçika’nın eski Başbakanı Charles Michel ve daha sonra Avrupa Birliği komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen ile görüşme gerçekleştirildi.

Erdoğan, “Suriye'de yaşanan insani drama,  Avrupa'nın kayıtsız kalamayacağını” belirtip, 'Hiçbir Avrupa ülkesinin Suriye'deki çatışmalara ve insani drama kayıtsız kalma lüksü yoktur' diyerek, Avrupalı yetkilileri bir kez daha uyardı ve konunun önemine dikkatlerini çekti.
“Türkiye'nin NATO'ya, NATO'nun da Türkiye'nin gücüne güç kattığını” vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği muhataplarından Komisyon Başkanı Von Der Leyen, "Göçmenlerin yardıma ihtiyacı var, Yunanistan'ın yardıma ihtiyacı var ama, Türkiye'nin de yardıma ihtiyacı var” diyerek, Türkiye’ye yapıcı bir dille mesaj vermeyi yeğledi.
 Hatta,”Türkiye ile ileriye dönük bir yol haritası çizilmesi gerektiğini de” ifade eden Von Der Leyen, tarafların "açık, yapıcı ve samimi" bir görüşme gerçekleştirdiğinin altını çizmeyi ihmal etmedi..
Kısacası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzaktan, basın aracılığı ile değil, bizzat Brüksel’e gelerek, muhatapları ile görüştü.Türkiye’nin üstlendiği ağır yüke ve içinde bulunduğu şartları da  muhataplarına anlattı..
Bu elbette ki diplomaside olması gerekendir..Bu kapılar sürekli açık tutulmalı ve ilişkiler koparılmamalı..Bunu Brüksel’deki çalışma ziyareti bir kez daha bizlere gösterdi..
Türkiye’nin ne kaybı oldu ki?
Bence Türkiye, yapıcı duruşu ile büyük bir takdir topladı..
Bu konuda Türkiye Cumhuriyete Brüksel diplomatik erkanını da kutlamak gerek.. Her şey güzel geçti, düşünüldüğü gibi, planlandığı gibi  zamanlamalarda mükemmel idi..
Bu arada elbette olumsuzluklarda vardı!?
Belçika’nın ırkçı söylemli, “Vlams Belang Partisi”(Flamanların Geleceği Partisi) başkan ve yetkilileri, ellerinde bayrak ve pankartlarla,Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçiliği  önüne geldiler..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel ziyaretini kınayan ve “Stop Şantaj” yazısı altında, Erdoğan’ın resminin taşınması ve yapılan konuşmada, Erdoğan’ın eleştirilmesi olayı Belçika’daki Türkleri ziyadesiyle üzdü.
Maalesef Brüksel’de bu tür tatsız gösterilerde olabiliyor..
Bence, gezi amacına ulaşmıştır..
Bu gezinin asıl yansımaları, önümüzdeki günlerde olacaktır..
Karşılıklı konuşulanların, verilen sözlerin ve daha önceki anlaşmaların güncellenmesi, Türkiye-AB ve Türkiye NATO gelişmeleri ve geleceği açısından büyük önem kazanacaktır..
İnşallah taraflar, verdikleri sözleri tutarlar!?