Sakaryaspor’la ilgili yürüttüğü sponsorluk çalışmalarını anlatan AKP Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu, süreçte yalnız bırakıldığını belirterek sitem etti. Tüm ihtimalleri değerlendirerek sonuca varmaya ulaştığını, haftalarca aralıksız bunun için uğraştığını ancak çeşitli gerekçelerle işlerin son anda bozulduğunu anlatan Sofuoğlu, “Bütün milletvekilleri kenarda bekliyor. Açık söyleyeyim mi? ‘Kenan uğraşıyor bir şeylerle…’ Biri de kalkıp, ‘Bu çocuğa biz de destek olalım, yanında duralım’ demedi. MHP, İYİ Parti, CHP… Sanki Sakarya’nın tek milletvekili benmişim gibi… Tamam, bir söz verdim ama verdiğim söz neydi?’10 milyon, 20 milyon avro getireceğim’ değil, ‘Elimden geleni yapacağım’ dedim” ifadelerini kullandı.

Sofuoğlu, sosyal medyada tepki çeken ve bir süre ülke gündemine oturan ‘Emir erlerim’ paylaşımıyla ilgili ise olayın bilinmeyenlerini anlattı. Yoğun geçen bir günün ardından Meclis’te oylamayı beklemek için odasına geçtiğini, burada da dinlenirken olayın cereyan ettiğini aktaran Sofuoğlu, şöyle konuştu: “Odamı kapattım, ayağımı uzattım, yalan yok. Genel Kurula uzatmadım ayağımı. Zaten alışkın değilim o ayakkabılara, ayaklarım şişiyor. Kahveyle çikolatanın resmini çekiyordum, Semih sosyal medyaya resim çektiğimi zannetti, ‘Ağabey bizi de çekip atsana’ dedi. O arada Şener Şen’den bir video izliyor, ‘Emir erlerim’ diye bir şey vardı ya… ‘Ağabey emir erlerim yaz’ dedi. Paylaşmaya bastığım anda Maliye Bakan Yardımcısı aradı. Tam 4 dakika sürdü görüşme. Telefonu kapattığım anda Semih, ‘Ağabey resimde ayağın gözüküyor’ dedi. ‘Ney’ dedim, açtığım gibi sildim attım resmi.”

Kenan Sofuoğlu

Geçen gün Türk Hava Yolları Genel Müdürü’ne gittim. Bir talebim oldu sporcular için. Kendi yaşamış olduğum sıkıntılardan bir konuydu. Genel Müdür ilk başta hiç olumlu bakmıyorken bir anda değişti. Allah’ın izniyle sadece 1 ayda onu da açıklayacağız. Sporcuları ilgilendiren, çok mutlu edecek bir konu. Başarılı sporcuları özellikle... Sporcuları başarıya teşvik edecek bir şey konusunda anlaştık.

Vekilliğim süresince benim asıl yapmak istediğim şeyler, en büyük başarmak istediğim konu; sponsorluk yasasında değişiklik… Bu; yüz binlerce insana hitap edecek, gelecekteki bütün sporculara faydalı olacak bir konudur ama zor ve derin bir konudur. Bunu kötü amaçla kullanabilirler. Çünkü vergiyle alakalı bir konu.

Konuyu hem Spor Bakanı hem de Maliye Bakanı’na anlattım. Her ikisi de ‘Hazırız’ dediler. Ama tabi çok iyi bir çalışma yapmak gerekiyor. Milletvekilinin iki tane danışmanıyla olacak işler değil. Spor Bakanlığında da dile getirdim, teknik detayları onlar çalışacaklar. Sonra Maliye Bakanı’mıza gideceğiz, bunu dile getireceğiz inşallah.

Benim, Meclis’in içinde değil de dışında yapacağım çok iş var, öyle söyleyeyim. Onu gördüm. Tecrübeli bir ağabeyimiz söyledi; ‘Başarıyı içeride değil, dışarıda ara’ dedi bana… Ben orada anlayacağımı anladım. Öyle güzel bir şeydi ki o… Tanınır olmanın bir avantajı bu işte. Yaptığın işleri duyurabilme şansın var. Kötü işlerde yaptığın ufacık bir hata da çok konuşuluyor ama güzel şey çok konuşulmuyor. Türkiye’nin bir sıkıntısı da bu…

Sakarya’da mesela tek konuşulan şey ‘Sakaryaspor, Sakaryaspor… Ne anlar vekillikten…’ İddia ediyorum – vekilliğe geldiğimden beri bazı insanların dertlerine deva olduk, onları kenara koydum – toplumsal olarak yapmış olduğumuz en güzel işlerden biri; Türkiye’de motosikletçilerin hayatını kaybetmesine sebep olan bir bariyer sistemi vardı, bunu kabul ettirdik. Şu anda Bakanlık sürekli yatırım yapmaya başladı, bu bariyerlerde insanlar ölüyor. O bariyerler artık değiştiriliyor Türkiye’de. Adım adım, İstanbul’da başlamış, Antalya’ya yapılıyor.

Ardından yine motosiklet camiası… Vergi indirimleriyle uğraştık, sporcularla alakalı altyapısını yaptığım sponsorluk yasası… Bunlar büyük şeyler ama insanlar bunları görmüyorlar. İnsanlar sadece, ‘Sakaryaspor’a ne yaptın?’ Hayatı Sakaryaspor’dan ibaret görüyorlar bizi…

Bir de şöyle bir şey gördüm. Dışarıdan gelen biriyim ben. Vekillikteki tek yetkiniz neymiş, söyleyeyim size. Meclis’in içinde elini kaldırma yetkin var, elini indirme yetkin var. Çık dışarı, neye yetkin var?

Şadi Tanış

O yetkiyi özgür olarak kullanabiliyor musun?

Kenan Sofuoğlu

O da bence şöyle bir durum: Orada kesinlikle evet, grubunuz ne yapıyorsa siz de aynısını yapıyorsunuz. Özgürsünüz, kimse size hesap sormuyor. Çünkü ben elimi kaldırırken biliyor ki ister elimi kaldırırım ister indiririm, istediğim gibi… Ama orada bir gruba tabiisiniz ve orada da bir kutuplaşma var.

Şadi Tanış

Yine yetki yok, onu demek istiyorum. Grup başkanvekili neye kaldırıyorsa ona kaldırıyorsunuz.

Kenan Sofuoğlu

Ben bunu orada da dile getirdim. Konuşmamda onu söyledim. ‘Burada hep kutuplaşma yaşamışsınız. Ben yeni geldim ve gördüm ki burada biri evet derse öteki kesinlikle reddediyor’ dedim. Hemen diğer vekiller bağırmaya başladılar. ‘AK Parti bir şeye tamam dedi mi siz kesinlikle reddediyorsunuz’ dedim. CHP’den bağırdılar, dedim ‘Durun. Ben kendi partime de özeleştiri yapıyorum.’ Çünkü aynısını yapıyor benim partim de…

Bazı konularda mesela; özellikle MHP bizim yanımızda durduğunda bile bizimkiler MHP’nin önergelerini reddettikleri zaman ben soruyorum, ‘Niye böyle yapıyoruz?’ ‘Bazı konular var, şunlar var, bunlar var’ deniliyor. Ben kendi partime de özeleştiri yaptım orada. Çünkü kutuplaşmayı hep beraber yapıyoruz orada. İçeride bir kutuplaşma var ama hep beraber yapıyoruz.

Ben yine söylüyorum, siyasetçi bunları söylemez; kendimi siyasetçi olarak görmüyorum. Ben hizmete geldim, hizmetimi yapmak için buradayım, 4 yıl daha hizmetimi yapacağım inşallah. Ben kutuplaşmaya gitmedim ki oraya… Beni CHP’li de seviyordu, ben onları düşman görmüyorum.

Şadi Tanış

Milletvekili olmadan önce sporcuyken dünya spor camiasıyla da birçok ilişkin vardı. Hakikaten senin öğrencilerin de uluslararası yarışmalarda belirli noktalara gelmeye başladılar. Daha senin seviyende değiller ama…

Kenan Sofuoğlu

Çok daha iyiler inşallah…

Şadi Tanış

Milletvekili olduktan sonra parti çalışmaları, Meclis derken dışarıdaki bu ilişkilerinde ya da sporcularınla ilgilenmende bir aksaklık oldu mu? Çalışmalar sekteye uğradı mı?

Kenan Sofuoğlu

Uğradı. Çok uğradı. O kadar uğradı ki; bir kere kendi altyapısını yaptığım bir takımım vardı, her şeyim vardı. Onlardan önemli bir dönemde çok uzak kalmam gerekti. Sporcular zorluğunu çekti, hala daha çekiyorlar. O konuyu da yürütmeye çalışıyorum. Sürekli yurt dışına gidiyorum, sürekli izin almam gerekiyor. Bir yandan da onu devam ettirmeye çalışıyorum. Çünkü ‘bırakıp gel’ mevzusu değil o yaptığım… Benim orada 15 yıllık bir yatırımım var. Yetiştirdiğim çocuklar, altyapılar, takım var.

‘Bırakıp geldim’ dememin ülkeye, Türk sporuna zararı var. Oradaki benim sporcumun gitmesi, dünyanın her ülkesinde pistin girişine Türk bayrağını astırması demek. Yarışı kazandığı zaman Türk bayrağıyla tur atması demek… O, bir milletvekilinden daha hayırlı işler yapabilmek anlamında çok önemli… Milletvekilliğini bir kenara koyun, bir vatandaş olarak ülkeme faydalı olmak istiyorsam orayı yürütmem gerekiyor.

Şadi Tanış

Milletvekili olarak yarışmayı düşünüyor musun?

Kenan Sofuoğlu

2019 sezonunda İtalya’daki bir yarışa misafir olarak katılmak istiyorum. Artık şampiyona pilotu olarak değil de eski yarışçılar misafir olarak katılırlar, normaldir bu. Bir tane yarışa sezon içinde katılabilirler. İtalya’da bir yarışa katılmak istiyorum, orayı seviyorum. İtalya’daki yarışlar çok iyi havada oluyor. Kalabalık seyircinin önünde oluyor. Orada da beni çok seven insan var.

Bunu geçen paylaştığımda çok fazla insan yorum attı yabancılardan da çok isteyen oldu. Belki… Net bir şey değil. İnşallah kafam rahat olursa yapmak istiyorum. Şov amacıyla bir yarışa, kondisyon olarak yeterli olabilirsem katılacağım inşallah…

Şadi Tanış

Türkiye’ye uluslararası bir yarış getirme çalışman var mı?

Kenan Sofuoğlu

Onun maliyetleri yüksek. Şu dönemde biraz daha tasarruf dönemi olduğu için yok. Vekilliğe ilk başladığımda niyetim vardı. Avrupa’yla görüşmelerini yaptım, takvimde yeri ayırttırdım ama şu anda tasarruf dönemi. Onu getirmenin mali bir yükü var. Devletler getirir genelde… İstanbul Park’ı halledebilirdik ama maliyeti şu anda Bakanlığa yüklemek istemedim. Bakanlıklar normalde bunu karşılarlar. Tasarruf dönemi olduğunu bildiğim için o hayalimi biraz geriye bıraktım.

Cavit Dereli

Sayın vekilim siz zaten şampiyonsunuz, büyük bir sporcusunuz. Sponsorluk konusunda en son, ‘Yine mi gol değil?’ diye bir haber yapmıştım. Çünkü bir girişiminiz vardı. Bu da sıcak bir gündem maddesi…Sponsorluk meselesinde hangi aşamadayız?

Kenan Sofuoğlu

Sakaryaspor’la alakalı insanların bilmediği ama aklımın hep kenarında duran bir dert var. Seçim çalışmalarında bir sözüm var, hatırlayalım onu da neydi sözüm? Cumhurbaşkanı böyle bir görev tayin etti, ertesi sabah artık bir göreve girdik. Turlar başladı, 1 ay çalıştık. O 1 ayda ben hep gençlerle oturdum. Dedim ki ‘Ne beklersiniz?’ Hep, ‘Sakaryaspor, Sakaryaspor, Sakaryaspor…’ Başka bir şey istemiyorlar.

Ben de dedim ki; ‘Madem gençler bu kadar Sakaryaspor diyor, elimden gelen her şeyi yapıyorum. Bilmiyorum, milletvekili olarak ne kadar gücüm olacak, neleri yapma gücüm olacak. Ama size şunun sözünü veriyorum; çok çalışacağım. Sakaryaspor’a faydalı olmak için çalışacağım’ dedim. Şunu da söyledim; ‘Arkadaşlar, ben yarışlara hazırlanırken kazanmak için hazırlanırdım. Ama bazen kazanamazdım yarışları, bu iş böyledir. Çalışırsın, bazen kazanır bazen kazanamazsın. Aynı çalışmayı Sakaryaspor için de yapacağım ama başarıp başaramayacağımı bilemem.’

Gel gelelim ne yapmaya çalıştık… En başta, bir fırsat olarak gördüm, yıllardır çözülemeyen vergi sorunu… ‘Bunun üzerine giderim’ dedim. Maliye Bakanı’mıza da dile getirdim, ‘Dosyanı hazırla, gel konuşalım. Geri çevirmeyiz seni’ dedi. Tabii bu uzun ve büyük bir süreç. Bunu başarabilirsek hayalim, oradan Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne 100 milyon gibi ekstra bir bütçe girecekti. Bunu da başaran kişi olabilirsem şayet – Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’yla konuşmuştuk, şimdi olursa Ekrem Ağabey (AKP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem Yüce) olursa inşallah – bunun yüzde 10’unu Sakaryaspor’a değil, spora ayırın.

Sakarya’daki spora, sporcuya ayırın. Oradan Sakaryaspor’a da destek olun. Artık taktik nedir, nasıl olabilirsiniz, resmi yoldan direkt olamazsınız belki ama Sakaryaspor’a faydalı olacak işler yapabilirsiniz. Eskiden otoparklar vardı ya, belki onları yine Sakaryaspor’a bırakırlar. Bir desteğiniz olsun, bu tek ricam; Sakaryaspor’a belediyenin destek olması.

İlk planım bu ama bu uzun bir süreç. Şu anda Berat Albayrak (Hazine ve Maliye Bakanı), ekonomiyi iyi bir yerlere taşıyabilmek için büyük bir mücadele veriyor. Biliyorsunuz döviz üzerinde ne durumdaydık, onu toparlamaya çalışmak için bir mücadele içindeyken bu zorlu döneminde oraya gidip yük olmak istemediğim için bekletiyorum.

Burada birkaç tane çözmemizi istedikleri konu geldi. Konular, öyle çok peşinden koşulacak konular değildi. Belki dürüst değildi, belki hoş değildi, bilmiyordum, girmek istemedim. Ama aklımda tuttuğum bir plan vardı. Bir gün birinin işini, doğru anlamda çözmek için faydalı olabilirsem bir ricam olacaktı; o da Sakaryaspor’a sponsorluk…

Böyle güzel bir firma geldi, Sakarya’nın bir firması… Bürokraside takılan bazı işleri olduğunu söylediler. Ama bu torpil, şu, bu işleri değil. Mevcut işlerinin devam etmesi için başka şehirlerden siyasi adamların desteğiyle beraber bizim Sakarya şirketinin biraz ezilmesiyle bizim de siyasi güç olarak Sakarya şirketine destek olabileceğimiz bir pozisyon çıktı karşıma. Ben de kendilerinden hiç düşünmeden şunu rica ettim; ‘Eğer yardımcı olabilirsem siz de Sakaryaspor’a sponsor olur musunuz?’, ‘Seve seve’ dediler.

Görüşmelerimizi yaptık, Ankara’da onların takıldığı konularda destek olmak için bütün görüşmeleri bir yere getirdik. Aramızda anlaştık, 5 milyon liralık sponsorluk yapacaktı. Sonrasında bu görüştüğümüz şirketin başka sıkıntıları da olmaya başladı. Başka konularda da destek gerekince… Ben burada köprü gibiyim. ‘Kendi yetkimle sana yardım ettim, işini çözdüm, sen de Sakaryaspor’a destek ol’ değil işte…

Ben de birilerinden bir şeyler istemek zorunda kalıyorum. Birilerine gitmem, birilerinden destek istemem gerekiyor. Kendi yetkimde değil hiçbir şey… Dedim ya, milletvekili bir tek elini kaldırıp indirebiliyor Meclis’te… Ben zaten Kenan Sofuoğlu olarak rica ediyorum. Milletvekilliğini de bir kenara koydum artık. O randevuları hep Kenan Sofuoğlu olarak almaya çalışıyorum. Tanınan sporcu kimliğimden ötürü kapılar biraz açık olabiliyor bana…

Bu şirket tarafından başka bir istek daha çıkınca karşı tarafa, bize sahip çıkan ağabeylerimize de bunu anlatınca bu sefer onların hoşuna gitmedi. ‘Bir şeyle uğraşıyorduk, başka bir şey daha istemek ne oluyor? Bu nedir böyle?’ dediler ve tepki gösterdiler bu konuya. Tamamen olanı biteni kapattılar bu sefer. Bu tarafı da kırmak istemiyorum karşı tarafı da kırmak istemiyorum. Orada ben arada kalınca yapacak bir şeyim kalmadı.

Peşini yine bırakmadım, başka bir arayışa girdim. 3 haftadır, her yerimde sivilceler çıktı. Başka hiçbir şey yok, yatıyorum kalkıyorum ‘Ne yapacağım’ diyorum. Başka bir firma arayışına girdim. Görüştüğümüz büyükler de başka yerlerden yardım edeceklerini söylediler. Sponsor bulmak kolay bir şey değil. Ben 20 yıl bulamadım bu sponsoru… Olan sponsorların hepsi kendileri geldiler.

Sponsora gittiğiniz zaman sponsor olmuyor insanlar, onların size gelmesi lazım, kanun budur. Aldığım reklam filmlerini de sponsorlukları da hep böyle aldım. Kime gittiysem alamadım, kendim ya da sporcum için. Kim geldiyse onlarla çalışma fırsatı buldum. Sakaryaspor’a da kimse şu an gelmiyor. Ama birilerine gittiğin zaman da vermiyorlar. Taraftar ya da eleştirenler bunu bilmiyor. ‘Getir de getir, getir de getir…’

Bizim de bir şeyler yapmamız gerekiyor. Milletvekilliği görevi verilmiş. Halk bir şeyler bekliyor. Sporcu kimliğinden dolayı verilmiş bu görev ve spora faydalı olmam bekleniyor. Cumhurbaşkanı da bana ‘faydalı ol’ dedi, onun için elimden geldiği kadarıyla hatta fazlasıyla koşturuyorum. Ben kimseden bir şey istemek için kolay kolay arayamam. Çünkü hayatım boyunca benden hep bir şeyler istediler, isteklerden yorulmuşum. Onu bildiğim için birilerinin kapılarında bir şeyler istemek zor geliyor.

Kendim adına bir şey istemeye gitmiyorum, işin avantajlı bir kısmı bu… AK Parti’nin içindeki üst kademedeki kişilere de söyledim, bakanlara bile gittiğimde talep ederken, ‘Eğer şahsımı ilgilendiren ya da şahsım için bir şey istersem beni hemen reddedin. İsteğimi kabul etmeyin.’

Türk Hava Yolları’nda Genel Müdür’le görüştüğümüzde Cumhurbaşkanı, ‘2 sporcuna sponsor olsunlar’ dediği halde ben, ‘Kendi sporcuma sponsorluk istemiyorum’ dedim. Ben onların sponsorluğunu yaparım, onlara destek olurum çocuklara… ‘Ben, tüm Türk sporcularını ilgilendiren, onları mutlu edecek bir şey istiyorum sizden’ deyince hemen değişti.

Bu iş böyle… Yine gittiğimde şahsım adına hiçbir şey istemiyorum, Sakarya halkı adına… ‘Sakarya’da birçok yatırım yaparsınız ama bu Sakaryaspor’a destek olmak, yapacağınız pek çok iyi işten daha önemli insanlar için. Bunu gördüm’ dedim. Beni çok eleştirmelerinin başlıca sebebi Sakaryaspor’dur. Onun dışında bana çok eleştiri duymadım. Genelde hep Sakaryaspor üzerinden yürüyor.

Mücadelemi veriyorum. Cumhurbaşkanı Toyota fabrikasına gelirse orada özel görüşmeye çalışacağım. Fırsat olur mu, bilmiyorum. Çok kalabalık oluyor. Yanında bakanlar varken de, ‘Müsaade edin, Cumhurbaşkanıyla görüşeceğim’ demek de yakışmıyor. Sporcuyken bunu diyordum ama milletvekiliyken bazı çizgiler var. Bakana, ‘Sen dur kenarda, ben Cumhurbaşkanıyla görüşeceğim’ diyemiyorsunuz. Çizgiyi geçemiyorsunuz.

Sporcuyken her yere girebiliyordum ama milletvekiliyken bazı çizgiler var, onlara da çok dikkat etmek gerekiyor. Özellikle siyasi çerçevede onlar bu işlere çok önem veriyorlar. O yüzden fırsatını bulabilirsem yine talebim Sakaryaspor için destek olacak.

Cavit Dereli

Süreç de belli… 31 Ocak transferin son günü…

Kenan Sofuoğlu

Kulüp yönetimiyle de görüşüyorum. Biraz böyle olumlu, net bir cevap alabilseydim görüştüğüm taraflardan… Kulübe dedim ki, hazırda durun, transfer hazırlığınızı yapın. Bana ‘Kenan tamam, biz size destek olacağız, sponsor olacağız ya da sponsorluk getireceğiz’ deselerdi takımı hemen arayacaktım. Ama net değiliz, net bir şey duyamıyoruz.

Başka ne yapabilirim? Ya evimi, arabamı, bilmem neyimi satacağım… Başka yolu kalmadı artık… Ben, kazanmış olduklarımı, canımı ortaya koyup da kazandığım şeyi satacağım, Sakaryaspor’un futbol takımına mı vereceğim? Oraya mı getirdiler insanları?

Serdar Gül

Sporcuyken herkesin gönlüne giriyordunuz, şimdi AK Parti seçmeninin gönlündesiniz. ‘Halk TV’de, Sözcü’de eleştiriliyorum’ dediniz ya, yapı olarak biraz da duygusal gördüm sizi… Sakaryaspor’a destek olun tabii ki de ama asla şahsi birikiminizi ortaya koyup bir şeyler yapmanızı istemem. Sakaryaspor sorunu hepimizin sorunu, sizin başımıza bıraktığınız bir sorun değil. Çözersek hepimiz çözeriz.

Bu konuda Sakaryaspor’la ilgili; Başakşehir, Kasımpaşa gibi takımların lobi faaliyetleri var ve desteği bir şekilde sağlıyor. Bizim buradaki eksiğimiz ne sizce? Bir tek sizin mücadelenizle olacak gibi de gözükmüyor. Sizin Sakarya’da, Sakaryaspor’la ilgili eksik gördüğünüz şey ne?

Kenan Sofuoğlu

Bütün milletvekilleri kenarda bekliyor. Açık söyleyeyim mi? ‘Kenan uğraşıyor bir şeylerle…’ Biri de kalkıp, ‘Bu çocuğa biz de destek olalım, yanında duralım’ demedi. MHP, İYİ Parti, CHP… Sanki Sakarya’nın tek milletvekili benmişim gibi… Tamam, bir söz verdim ama verdiğim söz neydi? ‘Elimden geleni yapacağım’ dedim. ’10 milyon, 20 milyon avro getireceğim’ değil, ‘Elimden geleni yapacağım.’ Orada da çalışıyorum, karşıdaki firmadan söz aldım, işlerini halletmeye de çok yaklaştım ama bir anda karşıma başka işler çıktı.

Nitekim şimdi ben mücadelemi yine veriyorum, elimden geleni yapıyorum. Dediğim gibi bugüne kadar benim hiç kimseden bir talebim olmadı. Cumhurbaşkanı, hamdolsun, iyi ilişkimize değer veriyor. Bakanlar değer veriyor. İlk defa kapılarında bir şey istemeye gittim. Hayatımda ilk defa… Sporculuk kariyerim boyunca hiçbir şey istemedim. Ne ihtiyacım vardı, ne gerek vardı, değil mi?

Bir bakın hayatıma, kendim için yıllarca çile çektim, sıkıntı çektim, sponsor ihtiyacı duydum, para kazanamadım, zorluk çektim, istemedim; şimdi sürekli istiyorum. 50 kere mesaj atıyorum. Bazı bakanlara defalarca mesaj attım.

Cavit Dereli

Sayın vekilim rahat olun, neticede şehrin takımı için istiyorsunuz.

Kenan Sofuoğlu

Beni teselli eden tek şey o… İnsan kendine isteyemez ya, işte toplumsal bir isteğe karşılık verebilmek için istemek, tek tesellim…

Orhan Topçu

Toplumsal olaylar dediniz de Sakaryaspor değil bu şehrin tek sorunu… Bir milletvekilisiniz. En nihayetinde 1 milyon nüfuslu bir şehrin sizden beklentileri var. Sadece sizden değil, diğer milletvekillerinden de…

Kenan Sofuoğlu olarak Sakarya’da Şeker Fabrikası’nda yaşanan bir süreç oldu, sonra Tank Palet var. Bir sürü konular yaşıyoruz, tarımda da geriliyoruz. Bu konulara bir ilginiz yok mu? Ya da ‘Tank Palet satılsın’ kararında, ‘Satılmasın’ diye el kaldırabilir misiniz? Bir Sakaryalı olarak böyle bir refleksiniz olabilir mi? Ya da bu konuda görüşünüz nedir?

Kenan Sofuoğlu

Tank Palet konusunda Cumhurbaşkanını çok net dinledim. İşin sonunda neye bakarım biliyor musunuz? Hani dedim ya ‘Sakaryalı şirkete bürokraside yaşadığı zorluklar için yardım etmek istiyorum’ diye… Binlerce insana ekmek kapısı olan bir şirket olması, benim onlar için elimden geleni yapmamı gerektiriyor.

Tank Palet konusunda, 10 bin kişiye ekmek kapısı olmak söz konusuysa daha fazla işsiz insana iş kapısı olmak söz konusuysa Tank Palet’e ben takılmıyorum. Orada tabii takdir büyüklerimindir diye görüyorum. Ama bir vatandaş olarak söylüyorum, milletvekilliğini hiç muhatap almıyorum, Kenan Sofuoğlu olarak diyorum ki; benim için önemli değil.

Bunu yaşım ilerleyince gördüm. İnsanlara ekmek kapısı olmak çok önemli bir şeymiş. Sporcu dönemimde göremedim. Öyle bakıyorum. İnsanlara daha fazla iş imkanı sağlayacak bir şey söz konusuysa…

Orhan Topçu

Büyüklerin bakış açısı yanlışsa? Halkı dinlemek, olayların içine girmek lazım. 3-5 sene sonra bir pişmanlık olursa?

Kenan Sofuoğlu

Bir vatandaş olarak Tank Palet’le alakalı düşüncem şu: Çok fazla tepkinin olduğunu biliyorum, duyuyorum. Bizimkilere bunu dile de getirmek istedim. ‘Sakarya’da böyle bir sorunumuz var’ diye. Ama bizimkiler çok iyi duymuşlar onu. Cumhurbaşkanının uzun uzun bu konunun üzerine konuşması, beni bir vatandaş olarak ikna etti. Belki sizi etmedi ama beni etti.

Mesela ben Berat Albayrak’a da bu konuyu söyledim. ‘Sakarya’da biraz tepki var’ dedim. ‘Niye tepki var ki, orada insanların faydasına, Sakarya’nın yararına olacak bir şey yapıyoruz. İnsanlar niye böyle bakıyor?’ dedi. Bakın, siz olmamış olabilirsiniz ama ben tatmin oldum. Kendi adıma söylüyorum.

Şehrin diğer sorunlarıyla alakalı… İlk günden beri benim yol haritam belli. Benim her şeye hakim olmam mümkün değil. Düne kadar siyasetin s’sini bilmeyen bir adam, her şeyi bilemez, bilme şansı yok. Şehirde çıkın sokağa, bir milletvekili yürüsün. Halk bu milletvekilini çok nadir tanır. Milletvekillerinden beklenen; her şeyi çözmeleri…

Ama milletvekillerinin benim gördüğüm en başlı görevi; Meclis’in içindeki kanun tekliflerinde oy haklarını kullanmak. Onun dışında şehrin tabii ki sorunlarına çözüm olabilecekler ama çok fazla yetkilerinin olduğunu inanın ki görmedim.

Kamil Özkan

Sayın vekilim, içten değerlendirmeleriniz için gerçekten teşekkür ederim. Sizi; zeki, çevik ve ahlaklı bir sporcu olarak bütün Türkiye seviyoruz, sizinle gurur duyuyoruz.

Kenan Sofuoğlu

Çok teşekkür ederim, sözünüzü kesmek için demiyorum ama son bir şey daha söylemek istiyorum. Bizim bir ‘masa-ayak’ mevzusu vardı ya, belki bilmek isteyen insanlar vardır, onu da dile getireyim. Oradaki resmi insanlar kötü tarafa çektiler. Az çok burada beni tanıdınız, tarzımı anlamışsınızdır. O kare, beni yansıtan bir kare değil. Benim, Kenan Sofuoğlu karakterimi yansıtan bir fotoğraf karesi değildi. Ne oldu da o kareye düştük?

Yapmadım demiyorum, yaptığımızı yaptık. Onu ahlaksızlık olarak görenler oldu. Semih (Danışmanı), benim teyzemin oğlu… Vekillikle alakası yok, yıllardır yanımda olan bir kardeşimdir. O gün biz, Ulaştırma Bakanlığında ve Maliye Bakanlığında, Bakan Yardımcısı ve Bakanla görüşmeler yaptık ve her görüşmede bir çözüm olduk.

Katil bariyeri Antalya’da başlattık, yapıyoruz. Bir çocuk öldü orada, oraya yaptırıyoruz, açılışını Bakan Bey’le birlikte yapacağız. Emniyette polis motosikletleriyle alakalı bazı konular vardı. Süleyman Soylu’nun direkt talimatı var, benimle görüşmelerini söyledi ve onlarla uğraştık. 3-4 tane çok güzel devlete faydalı işler yaptık. Devletin kasasına da faydalı, insanlara da faydalı işler yaptık.

Bitirdik, yemek yeme fırsatım olmadı. Gece oylama var, çok geç vakitte, odamda birkaç saat dinlenme fırsatım var. Geldim, odamı kapattım. Akşam oldu. Semih, odada bir yerde tek başına oturuyor. Ben de ayağımı uzattım, yalan yok. Genel Kurula uzatmadım ayağımı. Sanki Genel Kurul masasına ayak uzatmışım gibi…

Odanızı kapattınız, kimseniz yok. Zaten alışkın değilim o ayakkabılara, ayaklarım şişiyor. Sonra kahve söyledim. Kahvemi içerken kahveyle çikolatanın resmini çekiyordum, Semih o arada sosyal medyaya resim çektiğimi zannetti, ‘Ağabey bizi de çekip atsana’ dedi. O arada Şener Şen’den bir video izliyor, ‘Emir erlerim’ diye bir şey vardı ya… ‘Ağabey dur, oraya emir erlerim yaz’ dedi.

Geldi, resmi çektim, paylaşmaya bastığım anda Maliye Bakan Yardımcısı, motosiklet ÖTV’siyle alakalı eksik dosya için aradı beni… ‘Stoplarla alakalı dosyalarda eksiğiniz var’ dedi. Tam 4 dakika sürdü telefon görüşmesi. Telefonu kapattığımız anda Semih dedi ki, ‘Ağabey resimde ayağın gözüküyor, kaldır’ dedi. ‘Ney’ dedim, açtığım gibi sildim attım resmi.

Aldılar bu resmi, oradan oraya vur, buradan buraya vur, ‘Ahlaksızlık, şuydu, buydu…’ Affedersiniz yolsuzluk yaparken yakalanmadım orada… Ya da kimseyle bir şey yapmadım, yanlış bir şey yapmadım, hırsızlık yapmadım ben orada yahu… Kapalı odamda ayağımı uzattım. Tek hatam orada; sosyal medyaya ayağımla beraber düşmesi…

Emir erime takmışlar, ayağıma takmışlar, milletin masasına takmışlar, aldığım maaşa takmışlar… Ben maaş almıyorum ki… Evrakları var. Vakti gelsin yapacağım bunu; 1 yılda aldığım maaş ve yaptığım yardımı göstereceğim. Maaş karşılığı benim yaptığım yardımlar... İnsanlara yardım yapmak için bir yetkim yok elimde. Devlet bana, ‘Al şu 200-300 bin lirayı, yardım yap’ diye para da vermiyor. Hamdolsun, imkanım var.

Evraklarını tutuyorum. Yarın öbür gün konuşacaklar ya ‘Maaş alıyor’ diye, evrakları göstereceğim, diyeceğim ‘Alın bakalım. Ben bu maaşı almış mıyım, almamış mıyım?’ Herkese göstereceğim Allah’ın izniyle… İnsanlar eleştirecek öyle yerler bulmuşlar ki, o fotoğraf karesine öyle bakmışlar ki; ağzım açık kaldı.

Özgür Arık

Ama bunu eleştirenler bunu anlamak zorunda mı? Sizin 4 dakika bakan yardımcısıyla görüştüğünüzü, böyle bir niyetiniz olduğunu anlamak zorunda mı? Bu sizin dikkatsizliğiniz değil mi? Siz bir gazeteci olsanız bu bir haber değil mi? Ben, okuyan bir vatandaş olarak buna tepki gösterme hakkım yok mu? Siz olsanız tepki göstermez misiniz? Yargılamayı yanlış yapmıyor musunuz?

Kenan Sofuoğlu

Haklısınız. Beni üzen aslında şuydu; ‘Çok seviyordum, artık nefret ediyorum.’ Sevdiğin bir insanı sen bu şekilde yargılamazsın. Adam, ‘Çok seviyordum, nefret ediyorum’ diye yorum yazmış. ‘Kalk, halktan özür dile.’ Bu ülkede neler neler yaptılar yahu… İnsanlar ne rezilliklerle piyasalara çıktılar, şu bizim yaptığımıza da ‘rezillik’ gözüyle bakıyorsanız…

Ahmet Hakan kadar eleştiren, ağır yazılar yazan olmadı. 6-7 dakika telefonla konuştuktan sonra, ‘Bu işi düzeltmemiz lazım o zaman Kenan kardeşim’ dedi bana… Tanımıyorum kendisini. ‘Bir yazı hazırlayayım, sen de oku, hoşuna giderse paylaşalım’ dedi. ‘Ağabey senin vicdanına bırakıyorum, okumama gerek yok’ dedim. 180 derece dönüş yapma şansı yok, onu da çok seven bir kitle var yani…

Ona rağmen bir gün sonra bir daha yazı yazınca paylaştım, ‘Yiyecek misiniz beni?’ gibi bir başlık atmış. Neymiş, ‘Kenan’a teşekkür ettim diye bana saldıracak mısınız?’ Tabi bir kutuplaşma var ülkede. AK Parti milletvekili olmanın da bir dezavantajı var.

Editör: TE Bilişim