CHP Adapazarı İlçe Örgütü’nün geçen hafta yapılan kongresinde başkanlığa seçilen Ayşe Füsun Çetin ile seçimin üzerinden ço geçmeden ıcağı sıcağına hedeflerini projelerini konuştuk. Çetin tüm planlarını CHP’nin bir sonraki seçimde çok daha iyi sonuçlar alması üzerine yaptığını söylüyor  Söyleşide yaklaşan il kongresini bu söyleşinin dışında tutmaya gayret gösterdik. (C.Ö)

Söyleşi: Cengidost ÖNDÜÇ

-Kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?

Adapazarı doğumluyum. İlk orta ve lise tahsilimi burada yaptıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi'nde Eczacılık Fakültesi'ni bitirdim. Bitirdikten sonra iki yıl Kaynarca'da kendi eczanemi açtım. Ve 35 yıldır eczacıyım.

-CHP Adapazarı İlçe başkanlığına neden aday oldunuz, adaylığınızı aileniz ve yakınlarınız nasıl karşıladı?

Parti içinde barış, saygı, sevgi, hoşgörü ortamını oluşturmak ve bu anlayışı toplumun diğer tüm katmanlarıyla buluşturarak partinin Adapazarı’nda büyümesini sağlamak amacıyla aday oldum. Ekip arkadaşlarımızla beraber, seçimi kazandığımız gibi bunu da başaracağımızı düşünüyoruz.

Adaylık sürecimde ailemin ve yakınlarımın hepsi bana destek oldular. Çünkü bu iş biraz sevmekle alakalı... Mesleğim gereği de, siyasetteki uzun yıllarım nedeniyle de insanları çok seviyorum, insanlara dokunmayı seviyorum, insanlarla ilgili olumlu şeyler yapmayı seviyorum, yaşadığım ilçeyi seviyorum. Yaşadığım ilçeye bir şey katabileceğimi düşünüyorum bu anlamda onlarda benim görüşlerime saygı duydular ve desteklerini esirgemediler hepsi sağ olsun.

İlçe başkanımız olan Fatma kurtuluş arkadaşımız bu partiye emek vermiş, kendi bildiği anlamda değer katmış, kendi bildiği anlamda çalışmış ama bu kadar başarabilmiş.  Biz Adapazarı için elde edilen başarıları yeterli bulmuyoruz. Buradaki hakkımız sadece tek bir belediyenin meclis üyeliği olmamalı.

Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi'nin belediyeleri var Sakarya'da. Ankara, Bolu, Yalova, Bilecik, İzmit, İstanbul gibi yerlerin dışında, Rize ve Erzurum’da da CHP’li belediyeler var. Ama bizim Sakarya'da belediyemiz yok. Bu duruma sebep olduğunu düşündüğümüz eksikleri tüm yönetim arkadaşlarımla beraber düzeltebileceğimizi düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili başarılı birçok örnek mevcut... O örneklerdeki çalışma tarzını, yöntemleri ve projeleri değerlendirerek kendimize bir yol çizeceğiz. Bu yolun bizi mutlaka başarıya götürebileceğini düşünüyoruz.

-2 oy farkla kazandınız, kongre sonucunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Seçimi kazanmamızı şu şekilde değerlendiriyorum, delegenin verdiği oy çok yerinde. Demokrasinin güzel bir örneği…  İki kadın adayın Adapazarı gibi bir ilçede çıkıp demokratik yarışa katılması, seçim sürecinde hiç birbirini kırmaması, gayet seviyeli düzgün ve dostane bir kampanya yürütmesi çok önemliydi. Bizim için delege, samimi olduğunu düşündüğü listeyi seçti. Delegenin, iki yıl iktidar olmanın diğer aday arkadaşımızı yıprattığı mesajını verdiğini düşünüyorum.

Bu iki oy farkın bir başka mesajının da, seçimi kaybederek yönetimden ayrılan arkadaşlara, bu yarıştan kopmamasını, bize ise "biz şuan size inanıyoruz ama yaptıklarınızda vaatlerinizi yerine getiremezseniz, sizi oraya nasıl getirdiysek geri de alabiliriz" olduğunu düşünüyorum.

-CHP’nin ilçe kongresinde oy kullanan delegasyonun yaş ortalaması 50'nin üzerinde. Türkiye'nin nüfus yapısı ile çelişen bu parti delege yapısı ile büyümek ne kadar mümkün?

CHP ile ilgili önemli bir sıkıntı da yaş ortalaması. Şu an Adapazarı merkez ilçede oy kullanan delegenin yaş ortalaması 54, ki bu durum, bizim gençlik kotamız olmasına rağmen gerçekleşmiş.

Bunun ilk sebebi iktidar partisinin hayatın her alanını, siyaseti kendine yontarak kullanması. İşe girmek için, bir yerden bir yere tayin olmak için, bir görev değişikliği için, her şey için üyelik arıyorlar. "Gidin partiye üye olun gelin" denildiğini çok duyduk. Başka partilere üye olanların çocukları da bir şekilde iş imkanına sahip olduğunda bile diyorlar ki, "gidin ebeveynleriniz kayıtlarını sildirsin" En önemli sebep bu.

Diğer sebebin ise gençlerin farklı düşünüyor, farklı yönlerden bakıyor olması ve bizim buna uyum sağlayamayışımız olduğunu düşünüyorum. Parti olarak biz biraz değil, baya geride kalmışız gençlik konusunda. Gençlerle ilgili bir yenilenmeye gitmezsek, projelerle, hedeflerle onlara partiyi cazip gösterici bir şeyler yapmazsak niye gelsinler ki?

Ben İl Kadın Kolu Başkanlığım zamanında 55 öğrenciye (33 erkek / 22 kız) 2 yıl barınma imkanı sağladık. ANNE-DER'i kurduk. O zaman biz gençlere, "böyle bir katkı sunuyoruz siz de gidin partiye üye" olun demedik. İstediğimiz tek şey onlara doğru örnek olmaya çalışarak, yarın hayata atıldıklarında, hayatın hangi tarafında yer alacaklarını göstermekti. Bu anlamda da çok doğru yapmışız. Gençlerimizle irtibatımız sürüyor. Onlar gerçekten hayatın doğru tarafında yerlerini alıyorlar. Bu durum bize yetiyor, mutlu oluyoruz.

-Bundan sonrası için de gençlerle ilgili farklı projeleriniz var mı?

Yapacağız ama gençlerle yapacağız. Beklentilerini bulmamız lazım. Örneğin yüz bin tane üniversite öğrencisi var Sakarya'da. Partimizde öğrenci üye sayısı ise çok az. Bu durumu önce onlarla paylaşalım, niye olmuyor diye. Bizim tespitlerimiz dışında belki onlar bize çok farklı şeyler iletebilir. Belki gençlerle ile ilgili çok ciddi hatalarımız vardır, hatalarımızı görmemiz lazım.
Partinin büyümesi için gençler çok önemli. Sadece üniversite gençliği de değil, mesela işçi gençlik var, çocuk işçiler var, lise öğrencileri var, işsiz gençler var, atanamayan gençler var! Bir dolu genç var. Toplumun tüm katmanıyla buluşmak derken bundan bahsediyoruz. Onların sorunlarını öğrenip, doğru çözüm önerileri ile gittiğimizde ilgileneceklerini düşünüyoruz.

-Peki, gençlere hitap edecek projelerle ilgili program ve takvim oluşturmayı düşünüyor musunuz?

Biz daha dün mazbatayı aldık, yarın ilk toplantımızı yapacağız. Görev dağılımlarımızı yapacağız. Sadece 16 kişi olarak da çalışmayacağız, mahallelerde komiteler kuracağız. Hayatın her alanındaki topluluklarla ilgili yardım almak zorundayız. Çünkü ben sadece kendi mesleğimle ilgili sorunları, kadın olmamdan gelen sorunları bilirim. Bu sorunların çözümlerini bilirim. Bir üniversite öğrencisinin yaşamını bilemem, bir işçi gencin yaşamını bilemem... Bunları hep doğru kaynaklardan öğrenirsek, doğru bilgilenirsek çözüm üretebiliriz. Doğru çözüm noktaları içinde görüşeceğimiz çok insan var. Zaten şimdiden bu yardımlarını teklif ediyorlar sağ olsunlar.

-Hedefleriniz neler, neleri değiştirmeyi düşünüyorsunuz, nasıl bir ilçe başkanı olacaksınız? Kentle ilgili planlarınız neler?

Planlarımız demin bahsettiğim şeyler. Bu iki yılımızı doğru değerlendirip, partimizi dışarıdaki insanlara da umut haline getirebilirsek, doğru kadrolarla politikamızı halkla bütünleşerek anlattığımızda, zaten bize inanacaklar ve bizi destekleyeceklerdir. Hedefimiz bizim yerel ve genelde iktidar olmak. Yerel iktidarı çok önemsiyoruz.

-31 Mart 2019 yerel seçimlerini, Sakarya ve Adapazarı üzerinden değerlendiriyorsunuz? CHP Adapazarı’nda aday çıkarmıştı, ancak beklenenin çok altında bir oy aldı. Bu durumu başarısızlık olarak değerlendiriyor musunuz? Eğer başarısızlık görüyorsanız bu durumu nasıl değiştirmeyi düşünüyorsunuz?

Son yerel ve genel seçim çalışmalarıyla ilgili şunu diyebilirim, büyük diyebileceğimiz beklentilerimizi oya çeviremiyoruz. Hatayı bulmamız lazım. Yöntemlerimizde hata var, kimseyi değil kendimizi sorgulamamız lazım.
31 Mart seçimlerine ben de okulda görevliydim. Sonuca çok üzüldük. Neden üzüldük, bizim partimiz Adapazarı’ndaki üçüncü parti. Çok yeni kurulan bir parti ikinci oluyor, biz neden üçüncü olalım. Bunun sebeplerini hepimiz araştırıyoruz.
Oralarda stratejik bir hata yapıldığını düşünüyorum. Çünkü Büyükşehir Belediyesi İYİ Parti'ye bırakılmış. Merkezde ise İYİ Parti ve CHP ayrı adaylar çıkarmış. Bir şekilde iletişime geçip, doğru bir ortak akıl yürütülmeliydi. Sonuç farklı olabilirdi diye düşünüyorum. Bu durumu başarısızlık görüyorum. Çünkü bir belediye Meclis üyemiz var diye ben övünmek istemiyorum. Neden 17 belediye başkanımız yok diye sorgulamak istiyorum. İyi niyetle yapılmış hatalar vardır, stratejik hatalar vardır, bunları aşmak lazım. Yani yerelde ve genelde iktidarı hedeflemek lazım… Belki de hedefler konurken bazı şeyler gözden kaçırılmıştır diye düşünüyorum.

-1980 öncesinde CHP işçilerle ve yoksullarla daha güçlü bağlar kurabilen bir parti görünümünde idi. Bugün bu bağlar daha zayıf. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Bunu aşmak için farklı siyasi partilerde siyaset yapmış isimlerin CHP listelerinden aday gösterilmesini, ya da sağ seçmene hitap ettiği düşünülen kimi söylemlerin tercih edilmesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

-Evet 80 öncesini yaşayanlardan biri olarak, CHP’nin gerçekten akılcı sloganlar kullanmasını önemli bir etken olarak görüyorum. "Toprak İşleyenin, Su Kullananın", "Ak Günler Göreceğiz"...

CHP’nin o dönem  doğru sloganları doğru örgütlenmesi ve o zaman ki siyasi konjonktür gereği doğru şeyler söylemesinin oylarını yükselttiğini düşünüyorum. Adapazarı bu anlamda çok daha muhafazakar yapıda. Bu muhafazakar yapıyı kırmanın da yolları var. Bu şehirde hep beraber yaşıyorsak, hep beraber çözüm üretmemiz lazım. Bunun için diğer partilerden siyaset yapmış isimlerin aday gösterilmesi, partinin genelinde bir daha sorgulanıyor. Ben de o sorgulayanlardan birisiyim.

Editör: TE Bilişim