Sevgili okurlarım sayın Cumhurbaşkanımız açıklama yapmıştı, ekonomik kriz yok demişti. Hatta Adalet Bakanımız Abdülhamit Gül de Cumhurbaşkanımızı destekler yönde ‘Kriz yok yaşadıklarımız tamamen psikolojik’ demişti. Bugünlerde emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili MHP gündem oluşturuyor Sayın Cumhurbaşkanımız “Ekonomik olarak Kurtuluş Savaşı verdiğimiz bu dönemde bu yükü devletimizin kaldırması imkânsız” diyerek binlerce kişinin emeklilik umudu yıkıyor. Hani ekonomimiz çok güçlüydü, yaşadıklarımız psikolojikti…

Casusluk suçuyla suçlanan hatta al papazı ver papazı denilen ortamda Rahip Brunson çeşitli senaryolarla berat ettirildi.  Elini kolunu sallaya sallaya ABD’ye gitmesine göz yumuldu. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı İstanbul’da Suudi Konsolosluğunda parçalara ayırdılar. Konsolos efendi salına salına ülkesine gitti. Adalet bakanımız kendi alanında gerçekleşen bu tip olumsuzluklara da psikolojik  diyebilir.

Gerçekten maddi manevi ülkemizde son zamanlarda yaşanan durumlar açıklanmaya muhtaç hadiselerdir. Adalet Bakanı demişken eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ (hatırlamanız için ilave edeyim mecliste FETÖ elebaşına methiyeler düzen bakan) açılım sürecinde kaldırılan andımızın, tekrar geri getirilecek olmasından rahatsızlık duyduğunu belirtmiş… İlkokul yıllarında şerefle okuduğumuz andımızdan kim neden rahatsız olabilir ki? Ülkemiz içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik bunca olumsuzlukları ancak varlığım Türk varlığına armağan olsun diyen kişiler ile atlatabilir. Yazıma çocukluğumuzdan beri başı dik bir şekilde okuduğumuz andımız ile son vermek istiyorum.

“Türküm, doğruyum, çalışkanım

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak,

Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.

Ne Mutlu Türküm Diyene!