PKK bir terör örgütüdür, HDP de onun siyasi ayağıdır. Ortalama bir zekâya sahip her vatandaş bunun böyle olduğunu bilir. PKK nın arkasında bulunan, ona yardım ve yataklık edenlerin hedefi TÜRK DEVLETİNİ PARÇALMAKTIR.Hiç bir devlet kendisini parçalamak, bölmek isteyen oluşumlara göz yummaz. İngiltere İRA ya, ispanya ETA ya göz yummadı. Senelerdir evlatlarımızı katleden, ekonomimizi perişan eden bu örgüte ve siyasi uzantısına göz yuman, üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışanlar var. Diyarbakır’daki Kürt analar bu gerçeği fark ettiler, Ankara’daki babalar hala neyi bekliyorlar?

Özgürlük ve Demokrasi her Türk Vatandaşının sonuna kadar hakkıdır. Bu hakları elde etmek ve kullanmak, ancak yasalar çerçevesin de yapılacak bir mücadele ile mümkündür. Bu mücadele de siyaset önemli vasıtalardan biridir.HDP bu vasıtayı PKK ile işbirliği yaparak, yani yasaların dışına çıkarak yapmaktadır. Devletin elin de bu konu da yeteri kadar bilgi ve belge bulunduğunu, bizzat iktidar mensuplarının söylemlerinden anlıyoruz. Eğer kanunlar yeterli değilse, kanun yapacak güce de sahipsiniz.O hal de yapın ve kapatın bu şer odağını. Dağ da askerimizin canı pahasına verdiği mücadele, Ankara da rahat koltuklarınızda da verilirse bir anlam kazanır.

PKK bir Kürt hareketi değildir. İçlerin de Ermeniler dahil birçok farklı unsurlar bulunmaktadır. ABD den Rusya’ya,Fransadan Almanya’ya kadar birçok devletten yardım görüyorlar. Bu coğrafya da kuvvetli bir TÜRK DEVLETİ olmasını istemeyen Araplar ve İsrail gibi devletlere ait istihbarat örgütlerinden destek almaktadırlar. Bu gerçeğin Kürt Vatandaşlarımız dahil, bütün Milletimize belgeleriyle anlatılması gerekir. Abdullah ÖCALAN senelerce SURİYE tarafından himaye edildi. Suriye’den, o günkü yönetimin tehditleri yüzünden kovulunca, İtalya ve Yunanistan dan dan yardım gördü. Suriye din kardeşimizdi, diğerleri NATO da müttefikimiz. Barzani ve Talabani düne kadar PKK nın en büyük hamisiydiler. Biz bunlara zamanın da Diplomatik Türk pasaportu verdik.Anlaşılıyor’ki bu işler din kardeşliği, müttefiklik, dostça davranmakla olmuyor. Düşmanımın dostu, benim de düşmanım diyecek BÜYÜK DEVLET olmanın gerektirdiği politikaları uygulayacağız.

Bütün bunların yanın da bilmemiz gereken şey, iç barışı sağlamaktır. Aslın da Devletin kimseye farklı davranmadığını iyi anlatmamız gerekiyor. Bu ülkede ’ki eğitim de, sağlık ta ekonomi de, hukuk da, benzeri alanlarda ’ki eşitsizliğin doğuda da, batıda da aynı olduğunu çekinmeden söylemliyiz. Bu konularda çağdaş ve evrensel insan haklarına uygun yasalar çıkarmalı ve doğru uygulamalıyız. Hiç bir siyasi hesap yapmadan, ülkeyi DEMOKRATİK,ÇAĞDAŞ BİR HUKUK DEVLETİ haline getirmenin maliyeti, bu güne kadar ödediğimiz bedellerin yanın da sıfırdır.

YURTTA SULH İLKESİNİ GERÇEKLEŞTİRMİŞ TÜRKİYENİN ÖNÜN DE KİMSE DURAMAZ.

TANRININ BİZE BAHŞETTİĞİ BU MUHTEŞEM COĞRAFYA HİÇ BİR MİLLETE NASİP OLMAMIŞTIR.

BU COĞRAFYA DA SAĞLIYACAĞIMIZ BARIŞIN, DÜNYA BARIŞINA DA BÜYÜK KATKSIS KATKISI OLACAKTIR.

BUNU TEMİN EDECEK LİDER DE YALNIZ TÜRK TARİHİNE DEĞİL, DÜNYA TARİHİNE DE ALTIN HARFLE YAZILACAKTIR.

Bu nedenle iktidardan da, muhalefetten de teferruatı bırakıp gerçekçi ve olumlu adımlar bekliyoruz. PKK ve HDP konusun da atılacak adımlar toplumdan büyük destek görecektir.

ve nefret yerine, barış ve sevgi dolu günlerin geleceğini ümit ederek, sağlıklı günler dilerim….