Özellikle perakendecilik sektörünün son yıllarda parlayan üç büyük yıldızı var. Bunlar, BİM, A101, ŞOK Market zincirleri.

Sadece bu üç büyük zincirin Türkiye’deki şube sayısı 26843 adettir.

Türkiye’de 152 adet zincir mağaza firması bulunuyor. Bu üç firma zincir marketlerin %2’sini oluştururken, zincir marketler toplam şube sayısının %70’inden fazlasını elinde bulundurmaktadır.

Bu üç şirket kurumlar vergi rekortmenleri sıralamasında son yıllarda ilk yüz içerisinde yer almaktadır. Son açıklanan 2019 kurumlar vergi rekortmenleri listesinde BİM 20. sırada yer aldı.

Sadece bu üç firma, yaklaşık 150 bin insan istihdam etmektedir.

Perakendenin ulusal güçleri raporunda 250 perakende devi arasında BİM 150. olurken, A101 237. sırada yer aldı. Ayrıca bu iki şirket dünyada en hızlı büyüyen 50 perakendeci arasına girmeyi başardı.

Bu taraftan bakınca ülkemiz ve ekonomimiz açısından gurur verici bir tablo ortaya çıkarken, madalyonun bir de diğer yüzüne bakmak gerekiyor.

Bu üçlü yapı piyasada tekelleşmeyi doğurabilir mi? Perakendede oligapol bir yapı oluşur mu? Esasen bu sorular son zamanda üzerinde çok tartışılan bir olgu.

TÜİK 2021 raporlarında;

KOBİ’lerin sektörlere göre yaptığı cirolarda, toptan ve perakende sektörü %52.5’le birinci sırada.

KOBİ’lerde istihdama bakıldığında, toptan ve perakende sektörü %27.2 ile yine birinci sırada.

Yine esnaf, market gibi perakendeci KOBİ’ler Türkiye’deki girişim sayısının sektör olarak %36,3’ünü oluşturmuştur.

Büyüyen üç büyük firma karşısında küçülen bir perakende KOBİ camiası denklemi ile karşı karşıyayız. Bu problem çözülürken iki tarafı da dengede tutacak, hatta kapasitelerini arttırabilecekleri imkanlar sunmak gerekiyor.

Ülkemiz serbest piyasa ekonomisi kurallarının geçerli olduğu bir pazar. Bu pazar, Devletin hamiliğinde kontrolünde yasalarla kontrol edilir. Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır. Piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.

Bu kurallar Anayasamızın m.35 mülkiyet hakkı ve m167/ı serbest piyasa sınırları hükmünde belirtilmiştir. Ayrıca Anayasa m.173 hükmü de devletin, esnaf ve sanatkarı koruyucu ve tedbirlerini içermektedir.

Bu üç şirket veya benzerleri bu ülkenin marka değerleridir. 2021 yılı açıklanan dünyanın en değerli şirketleri listesinde ABD’li Walmart Perakende şirketi 93 milyar dolar ile 6. sırada yer aldı. Sektörün önemi ortadadır.

Sonuç olarak biliyoruz ki; KOBİ’lerimiz de bu ülkenin bel kemiğidir. Burada yapılması gereken, ülkede bu üç şirketin sektördeki payının ve kapasitelerinin sınırlandırılmasıdır. Bu şirketlerin dünya pazarlarına açılmalarına zemin hazırlanmalıdır. Dünya liginde üst sıralara çıkabilmeleri ve marka değerlerini bu şekilde büyütmeleri için destek verilebilir. Artık onlar için de hedef dünya pazarı olmalıdır.

Türkiye perakende piyasasında taşlar yerinden oynamadan, işin çivisi çıkmadan, devlet dengeyi sağlamalı, rekabet ortamını oluşturucu önlemleri almalıdır. Piyasa üçten büyüktür.

Anayasa’nın vermiş olduğu bu yetkiyle kanun koyucunun; Rekabet kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun vb. çeşitli kanunlarla rekabet ortamının teminini, bu sayede hem üreticiyi hem de tüketicileri korumaya yönelik tedbirler aldığı görülmektedir. Bu tedbirler kapsamında perakendecilik kanunda gerekli güncellemelerin yapılması önem arz etmektedir.