Sevgili okurlar,
Sarı, sarı sonbahar yaprakları yere düşerken, insan şöyle iki elinin arasına başını alıp ta, karlı dağlar ötesine gitmiyor değil..
Hani hep merak edersiniz ya, şu gurbet kuşları nereden gelip, nereye giderler diye?
Onun gibi?
Ya da; bir masal gibi, “bir varmış, bir yokmuş” misali bir hayat!
Yaşanmışlıklar, güzellikler, sıkıntılar, acılar, aşklar, fırtınalı günler depreşir yüreğinizde..
Bir Orhan Veli şiirindeki gibi;
“Bekliyorum..
Öyle bir havada gel ki,
Vazgeçmek mümkün olmasın!”
Şimdi bizim oralarda mevsim Sonbahar..
Kar beklenir tepesine Keremali’nin..
Yüksekten uçar kuşlar, ürkek mi, ürkek!
İncir ağacının son yaprağı da düştü, düşecek..
Ne çabuk geçti, şu yaz mevsimi…
Herkes evine döndü, bir yalnızlık aldı, sardı beni..
Kuzine sobasının üstünde gözlerim..
Kestane mevsimi ya, kebabı ne güzeldir bu mevsim..
Bilirim şimdi çok uzaklarda Akyazı dağları..
Her Adapazarı-Akyazı gidişlerinde göz attığım sıra dağlar..
Boz bulanık akarya Sakarya..
Sapanca Gölü üzerenden uçup gider umutlarım..
Ah be Sakarya, ah be İstanbul, ah be Türkiye!
Hayat dediğin ne ki, bir üflemelik işte!
Kasım ayları alır,beni bir On Kasım sabahına götürür..
Ertelenemez, sonraya bırakılmaz duygular..

GÜN YENİ BAŞLADI!
Bir arkadaşım gönderdi..
Yazının başlığı şöyle;
”Gün yeni başladı..ve.. Saat şimdiden akşamın altısı.. Pazartesi henüz gelmişti ki, Cuma oldu.. ve ay çoktan bitti.. ve yıl neredeyse bitti.. ve hayatımızın şimdiden 40, 50 veya 60 yılı geçti..ve ebeveynlerimizi, arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi kaybettiğimizi anlıyoruz..ve geri dönmek için çok geç olduğunun farkındayız.. yinede deneyelim, kalan zamanı en iyi şekilde, değerlendirmeye çalışalım.. Sevdiğimiz aktivitelerin peşinden koşmayı bırakmayalım..Hayattaki kalplerimize merhem veren küçük şeylere gülümseyelim..Ve her şeye rağmen bize kalan zamanın sükunetiyle yararlanmaya devam etmeliyiz. Sonrasını ortadan kaldırmaya çalışalım..

SONRA GÜN BİTER!
Sonra yaparım..
Sonra söylerim..
Sonra düşünürüm..
Sonra bizimmiş gibi her şeyi sonraya bırakıyoruz..
Çünkü anlamadığımız şey şu;
Sonra kahve soğur..
Sonra öncelikler değişir..
Sonra büyü bozulur..
Sonra anne, baba yaşlanır..
Sonra sözler unutulur..
Sonra gündüz, gece olur..
Sonra hayat biter. .Ve sonra genellikle çok geç olur..
O halde hiçbir şeyi sonraya bırakmayalım..
Çünkü hep  daha sonraya kadar bekleyerek, en güzel anları kaybedebiliriz..En iyi deneyimler, en iyi arkadaşlar, en iyi aile, gün bugün..
Şimdi an..
Hemen yapılması gerekenleri, yarına ertelemeyi göze alacak yaşta değiliz!”
Yazı Tony Yurkoviç’in..

ATATÜRK VE KASIM AYI!
Bizi, bugünü, hayatı, yaşamı anlattığı için paylaşmak istedim..
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybettiğimiz Kasım ayı içindeyiz..
Yarın Türkiye’de bir kesime inat Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, ölüm yıldönümünde yad edeceğiz!..
Dile kolay tam 83 yıl geçmiş!
Mavi gözlü, altın sarısı saçları ile bizleri özgürlüklerle, eşitlikle, bağımsızlıkla, insan hakları ile Türkiye Cumhuriyeti ile tanıştıran Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ne kadar minnet duysak azdır..
Biz Cumhuriyet,  Atatürk Türkiyesi’nin çocukları  onun sayesinde okullu olduk, kula kulluk etmemeyi, millet kavramının bilincini, vatanı sevmeyi, bayrak ve namus kavramlarını, bu ülkenin şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamayacağını, bir gün ülkenin tersanelerine girileceğini, siyasetin cılkının çıkacağını, sen ben didişmesinin başlayacağını, egemenliği bir zümrenin ele geçirmeye çalışacağını hep Atatürk ile öğrendik..
Belli ki daha öğreneceklerimiz var..

UMUTSUZLUK YOK!
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında söylenenler bizi umutsuzluğa düşürmesin, Atatürkçülük, bir yaşam biçimidir, bir hayat öğretisidir, bir demokratik duruş, tavır ve anlayıştır..
Bugün şunu iyice anladık ki, Atatürk ve Cumhuriyet’ten ne kadar uzaklaşıyorsak, başımıza gelmeyen bela kalmıyor!
İçte ve dışta bu öğretilere, bu dik duruşa, barışa, sevgiye, saygıya ne kadar ihtiyacımız olduğu apaçık ortada değil midir?
Dönüp, bugünün Sakarya’sına, hatta Türkiye’sine baktığımızda, Atatürk’ü iyi anlamamış olanların varlığı yanında, Atatürk’e bağlılığın hala büyük olması bizleri gelecek adına umutlandırıyor.
Atatürk Türkiye’dir..
Atatürk Cumhuriyet’tir..
Atatürk özgürlük, eşitlik, kardeşlik, sevgi ve barıştır..
Atatürk’ten öğreneceğimiz daha çok şey olduğunu, bugünlere de onun fikir ve düşüncelerine borçlu olduğumuzu  cesurca söylemek gerek..
Atatürk’ü putlaştıranlar, heykellerine saldıranlar bilsinler ki, Atatürk ve Atatürk düşüncesi, insanımıza ne cennet vaat etmiştir, ne de her eve bir sevap yazılmasını emretmiştir..
Atatürk’ü sevgi ve saygıyla, minnetle anıyoruz..
Ruhu şad olsun!
İyi ki Türk Milleti’nin Atatürk gibi bir Atası var!
Yusuf Cinal yazıyor, 9 Kasım 2021 Brüksel,www.bizimsakarya,com.tr