Bu yazının yayınlandığı günün ertesi RAMAZAN BAYRAMI olacak. Şimdiden Bayramınızı kutlarım. Bizim, ikisi dini, dördü milli olmak üzere altı adet bayramımız var. Bu bayramlar, bizim zamanımızda hasretle beklenir ve büyük bir coşkuyla kutlanırdı. Dini bayramlarımız küslerin barıştığı, büyüklerin ellerinin öpüldüğü, küçüklere hediyeler verildiği, ev ziyaretlerinin yapıldığı bayramlardı. Millî bayramlar da ise resmigeçit törenleri düzenlenir, bu törenlere sivil toplum kuruluşları, öğrenciler,devlet erkânı, askerler, birlikte katılır, toplumca birlikte kutlardık. Hiç kimse ne kadar çok bayramımız var diye düşünmez, yadırgamazdı. Bayramlar konusunda milli mutabakat vardı.

Sonraları bu bayramlara zoraki ve toplumun bir kısmının benimsemediği günler eklendi. Toplumsal mutabakat bozuldu. Bir kısım partiler, özellikle milli bayramlara katılmamayı tabanlarına mesaj vermek için kullandı. KEŞKE YUNAN KAZANSAYDI zihniyetiyle yetişen bir nesil gelmeye başlamıştı. Sonunda bu anlayış sahipleri iktidar oldular. Bu iktidarın en başındakiler milli bayramlara katılmamak için türlü bahaneler uydurdular. Törenlere katılım asgariye indirildi. Millî bayramlar, bir kesimin sıkı sıkıya sarıldığı, diğer bir kesimin ise aldırmadığı, hatta kutlamakta zorlandığı günler haline geldi. Zaten toplum birbirini sevmeyen, birbirinden nefret eden çeşitli gruplara bölünmüştü. Ortak paylaşımlar azaltılmış, sevginin yerini kin, saygının yerini saygısızlık almıştı. Artık bayramların ismi tatil günleri diye geçiyor. Hafta sonları da eklenerek tatili uzatmak moda oldu. Dini ve milli duyguları kullanarak iktidar olanlar, bu duygulardan yoksun bir toplum oluşturmayı becerdiler. Artık bayramlar, bayram olmaktan çıktı.

Zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir dönem de zaten kutlayacak bir şey de kalmadı. Eski günlerini unutan, halkın ıstırabına tercüman olduğu günlerden, çifte maaşlı günlere,gecekondudan, saraylara,villalara geçenler, yokluğu bilmezler, yoksulluktan anlamazlar. Türkiye de yoksulluk yok diyen, ÇALIŞMA ESKİ BAKANI görevden alındıktan hemen sonra, 40 bin lira civarında bir maaşla uzmanı olmadığı bir şirketin yönetim kurulu üyesi oldu. Deliye her gün bayram derler, aslında ZENGİNE HER GÜN BAYRAM demek daha doğru olur. Birileri bu gidişin sonunu görmüyorlar, acaba neden? İktidar körlüğü yüzünden mi, yoksa zenginlik körlüğü yüzünden mi veya her ikisinden mi? Bence muhalefet yüzünden, özellikle ana muhalefet yüzünden. Zaten iktidar bu memleketteki her kötülüğün altında muhalefeti ve dış güçleri arıyor. Bende bu kervana katlıyım dedim.

Çok partili sisteme geçtiğimiz 1950 yılından bu yana yetmiş iki yıl geçti. Ana muhalefet partisi olan CHP bu güne kadar tek başına iktidar olacak bir seçim kazanmadı. Bu yetmiş iki yılda, sekiz yıla yakın, askerlerin atadığı Hükümetler, sekiz yıla yakında CHP nine kurduğu Koalisyon Hükümetleri tarafından yöneltildik. Geri kalan elli altı yıl ,muhafazakâr dediğimiz partiler iktidar oldular, seçim kazandılar. Son on dokuz yıl AKP nin iktidar CHP nin muhalefet olmasıyla geçti. Halk halinden memnun olduğu için mi AKP yi tercih ediyor diye sorarsanız, özellikle son on yıl için hayır derim. Neden sorusunun tek cevabı var, muhalefete güvenmiyor. Halkın çoğunluğu bu günkü yönetimden şikâyetçi. Güvenebileceği bir alternatifin peşinden gitmeye hazır. Muhalefetin neyine güvenmiyor? Önce liderine. CHP, en çok reyi BÜLENT ECEVİT zamanında aldı. ECEVİT topluma güven vermişti. Zamanı geldiğinde GENEL BAŞKANLIĞI bırakmayı bildi. Sayın KEMAL KILIÇDAROĞLU geldiği günden beri seçim kaybetti, koltuğu kaybetmedi. Sosyal Demokrat Partilerin en büyük özelliği, parti içi Demokrasiye önem vermeleridir. CHP nin demokratik bir yöntemle idare edildiğini söyleyebilirmisiniz? Cumhurbaşkanlığı adayları başta olmak üzere, milletvekili, belediye başkanlığı adaylığı gibi önemli adayları kendi belirleyen, il ve ilçe başkanlarını görevde alan veya göreve atayan bir lider, partisinde demokrasiyi tatbik etmeden, toplumu demokrat olduğuna nasıl ikna edecek? Kazandığı münferit başarılar kendisine ait değildir. Ya halkın bezginliğinden, ya da iktidarın densizliğindendir. En önemli görevlere getirdikleri, istifa edip parti kurdular. Partisini bir arada tutamayan, tercihleri yanlış olan lider, kaç defa pardon diyecek. Ayrıca konuştuğum iktidar mensupları kendisinden çok memnun olduklarını ifade ediyorlar. İktidarı memnun edenler halkı memnun edemezler. İktidar halktan koptu, muhalefet halka yakın değil, güzel günlere ulaşmak, bayram yapmak zor.

Bize ne zaman bayram olur? Bu iktidardan memnun olmadığı halde, alternatif bulamayan vatandaşa, güven verecek bir muhalefet oluştuğu zaman bayram olur.

Sağlıklı günler dileğiyle…