Mustafa SARIGÜL ile 1987 de tanıştım. Ben, 18.dönem ANAP Sakarya Milletvekili, kendisi de SODEP İstanbul Milletvekiliydi. İkimiz de TBMM Başkanlık Divanına Kâtip üye olarak üye olarak seçilmiştik. Karşılıklı iki odadan büyük olanı, makam odası olarak bana ayrılmıştı. Odayı devralmaya gittiğim de Mustafa SARIGÜL çoktan odaya yerleşmişti. Bize küçük odayı bırakmıştı. Durumu izah ettiğimde boynuma sarılarak’’ Mümtaz Abiciğim ne fark ederek bu odada senin’’ diyerek olayı oldu bittiye getirdi, ben de bu sempatik davranışı karşısında konuyu uzatmadım. Sonun da odaları gerçekten müşterek kullandık, hala görüştüğüm sekreteri Gül Hanım sıkışık zamanlarda bana da hizmet verdi, hatta evimizin kızı gibi oldu. Böylece, farklı partilerde olmamıza rağmen aramızda bir dostluk doğdu.

Yollarımız 1999 da tekrar kesişti. Şişli Belediye Başkanı seçilmişti, kendisini tebrik etmeye gittim. Esentepe Mahallesi Emekli Subaylar Sitesi diye bilinen yerin Dernek Başkanıydım. Bu siteye ait bir arsayı Çocuk Parkı yapılmak üzere Şişli Belediyesine devretmiştik. Zamanın Belediye Başkanı Fatma GİRİK bu arsayı, bir iş adamına satıp, imara açmış, sitenin yeşil alanının, kanunsuz bir şekil de kullanılmasına imkân vermişti. İş adamı İstanbullun önemli müttehitlerinden biriydi. Biz tedbir koyup inşaatı durduruyor,o da bir yolunu bulup, inşaata devam ediyordu. Bu arada davadan vazgeçmemiz için teklifler havlarda uçuyordu. Anlayacağınız yerin rantı büyüktü. İnşaat 15 katlı olarak imar almış ve üçüncü kata gelmişti. Durumu kendisine anlattım ve bu kanunsuzluğa dur demesini istedim. Benden altı ay süre istedi, peki dedim. Bu süre sonunda bir gün aradı ve sizin işinizi hallettim o inşaatı yıktırıp, arsaya çocuk parkı yapacağız dedi ve kısa süre sonra beraberce çocuk pakının açılışını yaptık. İşini iyi biliyordu. Bu olaydan sonra ilişkimiz daha sıcak bir şekil de devam etti. Bir Belediye Başkanı olarak farklı bir çalışma tarzı vardı. Hizmet etmeyi, insanların gönlünü kazanmayı seviyordu. Bunun için erken kalkıyor, spor yapıyor, sabah namazını her gün farklı bir camii de kılıyordu. Namazdan sonra o mahallenin muhtarı ve mahalleli ile simitli çaylı kahvaltı yapıyor, dertlerini dinliyor, yanında getirdiği daire müdürlerine gerekli notları aldırıp, sorunlarına vakit geçmeden çözüm buluyordu. Siyasetteki ve hizmetteki ilk muhatapları muhtarlardı. Her cuma sabahı, bir mahallenin sakinlerine araba tahsisi edip Eyüp Sultana götürüyor, namaz sonrası beraberce kahvaltı ediyor, dertleşiyordu. CEM EVLERİ Devletten görmediği ilgiyi SARIGÜL den görüyordu. Bu konu İlçe sınırların ile sınırlı değildi. İstanbul’daki bütün cem evleri ile ilgileniyordu. Muhalefet Belediyesi olmasına rağmen, kurduğu iyi ilişkiler sayesin de Büyük Şehir Belediye Meclisinden teklifleri dönmüyor, kabul görüyordu. Bir Galatasaraylı olarak Galatasaray’ın Stat sorununun çözümün de önemli rol oynadığını biliyorum. Belediyecilikte çok başarılıydı. Türkiye ye gelen birçok Devlet yetkilisini misafir ediyor, uluslarası ilişkilere önem veriyordu.

2009 yılında TÜRKİYE DEĞİŞİM HAREKETİ adında bir oluşumu başlattı. Partileşme sürecine girerken iki il konusun da benden ilgilenmemi istedi. ERZURUM ve BATMAN illerinin kuruluşunu gerçekleştirdim.

Her iki ilde de çok değerli arkadaşlar buldum. Batman da kuruluşundan üç ay sonra yaptığımız miting Güney Doğu da yapılan en büyük mitinglerden biri oldu. Bu arada kurulmak üzere olan partinin kurucusu olmamı istedi. Partinin Genel Başkanı dâhil her kademenin, üyelerin, hâkim teminatı altında yapacakları seçimlerle seçileceğini söylediği ve tüzükte bunu belirttiği için kabul ettim.19 Haziran 2010 cumartesi günü TDH Genel Merkezinin açılışını yaptık.20 Haziran 2010 pazar günü dilekçelerimizi İçişleri Bakanlığına vermek için nöbetçi görevli bırakılmasını temin eden randevuyu bizzat ben aldım. Ancak o gün dilekçe verilmedi.21 Haziran pazartesi günü sabah saat altıda telefon edip buluşmamızı istedi. Evine gittiğim de eski milletvekili ve kamuoyu araştırma şirketi olan, kuruculardan Bülent TANLA beyde ordaydı. CHP de Genel Başkan değişmiş KILIÇDAROĞLU Genel Başkan olmuştu, bu nedenle kuracağımız partinin muhalefete zarar vereceğini ön görmüş, parti kurmaktan vazgeçmişti. Bu konuda ne yapmamız gerektiğini tartıştık. Yapılacak bir şey yoktu, kurucu lider vazgeçmek zorunda kalmıştı, biz de, vazgeçmenin stratejisini hazırladık. İl Başkanlarını arayarak durumu ilettik ve bu kararın kendileriyle görüşerek alındığına dair bir bildirge yayınlattık.22 Haziran 2010 saat 12.00 da yapılan bir basın toplantısıyla kamuoyu bilgilendirildi. Zor bir karardı, kamuoyu araştırmaları partileşmeden bile yüzde 15 ler civarında bir ilgi gördüğümüzü ortaya koyuyordu.81 il de ve ilçelerinde parti binaları bile hazırdı. Ancak o günkü siyasi şartlar öyle olmasını gerektirdi.

Siz bu yazıyı okuduğunuzda TÜRKİYE DEĞİŞİM PARTİSİ kurulmuş olacak. Memleketimize, milletimize hayırlı olsun. Türkiye de bir değişime ihtiyaç var mı, elbette var. İktidardan bıktık, yorulduk. Ancak muhalefetten de o kadar bıktık. Nasıl ve ne şekilde bir değişiklik. Bu konuyu önümüzdeki hafta, daha geniş bir şekilde ele alacağım.

Sağlıklı günler dileğiyle…