Sevgili okurlar,
Her zaman söylediğim gibi, “zaman bir üflemelik, dilimin uçunda kaldı söyleyeceklerim, beni anlamaz cahil –cuhara, mazeret uyduran bildiklerim” diye, ara, sıra tekrarlamalarım aklıma geldi..
Tatil için memleketim Sakarya’dayım..
Şu Korona salgını, bizi zaten bir yılı aşkın bir süre memleketten, sevdiklerimizden ayrı koymuştu!..
Bu zaman dilimi içinde kaybettiklerimizin hüznü, hala belleklerimizdeyken, “sıla-i rahim de” bulunmak çok anlamlı..
Eşim Fatma Çetin-Cinal, kızlarım, damatlarım ve torunlarım ile Sakarya’da eş-dost, akraba ziyaretlerimizden sonra, Fethiye’de ailecek dinlenme imkanı bulduk..
Ancak ne dinlenme, yüreklerimize yangınlar düştü!
Bir Milas, bir Bodrum, bir Manavgat yangınlarını söndürme çalışmalarına katılan uçak ve helikopterleri izlemek, mavi göğe yükselen dumanlara şahit olmak, biz de bir endişe ve tedirginlik yaratmadı değil..
Dönüş yolunda bile, yangın muhabbetleri bitmedi..
Yangın söndürmek için yollara düşen görevliler, itfaiye araçları, havalanan helikopter ve uçaklar yine de yüreğimize su serpti..
Memleket sahipsiz değildi hani!


BİZİM SURİYELİLER!
Sonra mübarek Kurban Bayramı için Karaçalılık köyüne yollandık..
Sevgili dostum Bülent Kurbancıoğlu ile bayram namazını kaçırmamak üzere Adapazarı’ndan yola çıktık..
Karaçalalık Köyü Merkez Camii tanıdıklarımız ile doluydu..
Hoş-beşler arasında, bayram namazımızı eda ettik..
Elbette sonrası, toplu bayramlaşmada, tokalaşmasakta, yüz sürmesek te gözlerimiz, o bayram heyecanını yansıtıyordu..
Ama, caminin bir başka konukları da vardı..
Suriyeliler...
Giyimleri ile bayramlaşma sahneleri ile farklıydılar..
Caminin çıkışında bir araya gelip, onlarda vatanlarından, sevdiklerinden uzak bayram sevincini birlikte yaşadılar..
Karaçalılık ve Alaağaç köyü sakinleri, gençleri onlara uzaktan bakmakla yetindiler..
Onlar çoktan kendilerini ötekileştirmişlerdi..
Görüntü, yani fotoğraf bunu söylüyordu..
“Kim bunlar” dediğimizde, aldığımız cevap;” Suriyeliler” olmuştu!
Suriye hakkında, bilginiz var mıdır bilmem!
Bildiğimiz, baba Esad’dan sonra Oğul Esad’ın ve ülkesinin hedef alındığıdır!
Ismarlama oluşturulan terör örgütü İŞİD(DEAŞ) ve diğerleri bu oğul Esad’ın ülkesini alt-üst etmişti!
Bu canilerin, kelle kesenlerin önünden kaçanlar Türkiye’ye, Irak’a, İran’a, Ürdün’e, Lübnan’a sığınmıştı..

HANİ SADDAM’IN CEHENNEM TOPLARI VARDI?
Hani “Saddamın cehennem toplarını” bahane edenler vardı ya, Saddamı’ın ülkesine “demokrasi, insan hakları, hak, hukuk, adalet..” getireceklerdi ya, Esad’ın ülkesi için de aynı  teraneler sıralanıyordu..
Kardeşim Esad, bir anda “Katil Esad “ oluvermişti!
Kimse sormuyordu,”onu katilyapan neydi” diye!?
O günleri hatırladınız mı?
Türkiye, bu “Arap Baharı” denilen operasyonlarda, Amerika ve çok uluslu güçlerin yanında yer aldı..
Almaya da devam ediyor!..

 

MÜSLÜMAN’I MÜSLÜMAN’A KIRDIRIYORLAR!
Başımıza neler geldiğini, bilmeyenimiz mi var?
İşte bu Suriyeliler, o savaştan kaçıp, canlarını kurtaranlardan bir bölümü!..
“Ege denizinde boğulanları, savaş kurbanlarını, yakılan, şehit edilen askerlerimizi, tabutunu alıp kaçtığımız Ertuğrul Gazi hazretlerini” hatırladınız mı?
Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım, “bu savaş tam, tamları kime yaradı, mik kazandı, kim kaybetti” dersiniz?
Amarika, “Müslüman’ı, Müslüman’a kırdırdığı” gibi, “11 Eylül Terör saldırnısının da öcünü aldı”, almaya devam ediyor!
Farkındasınız değil mi?

AFGANLI GENÇLER?
Şimdi öbek, öbek, grup, grup, küme, küme, ülkemize doğudan kaçak giriş yapan Afganlı genç delikanlıları anlatmaya gerek var mı?
Evet, onlar nereden ve kimden kaçıyorlar ki?
Talibandan değil mi?
Kim bu Taliban?
Amerika’nın Rus işgali sırasında desteklediği, oluşturduğu terör örgütü değil mi?
Memleketimize akın eden Iraklı, Suriyeliler az geldi, şimdi Afganlı Amerikan işbirlikçilerine kapı araladık!?
Siyasi iktidar, tepkilerden çekindiği için gerçeği açıklamakta zorlanıyor ya, güya doğu sınırımıza duvar örüyoruz!
Bunca yıllar, başımıza gelmeyen musibetlere karşı duvar ha!?
Vay be!
Nereden, nereye?
Köprüler, yollar yaptırdık, gelip geçmeye?
İktidara getirdik, birilerini zengin etmeye?
İçte aldandık, dışta yandık!
“Karakaş gözlerin elmas, bu dünya sana da kalmaz!”
Böyle bir türkü söylenirdi, 1970’lerde değil mi?
Hatırlatmadan olmaz!?
Söylemenin tam zamanı değil mi?

HAKİKATİN PEŞİNDE!..
Bu bölümde biraz da “Hakikatin Peşinde bir Ömür” adlı kitaptan söz etmek istiyorum..
Sevgili meslektaşım, yazar Fahri Tuna ile birlikte hazırladığımız bu kitabın baskısı Kurban Bayramı sonrası bitti..
Dağıtım ve tanıtım için Fahri Tuna ile  olduğu kadar, kardeşim Hüseyin Cinal, arkadaşlarımız ile seferber olduk..
Önce basın mensubu arkadaşlarımız ile bir araya geldik..
Onlarla, kitabın öyküsünü paylaştık..
Sonra, Adapazarı Sait Tanış Kültür Merkezi’nde yine sevgili Fahri Tuna(TYB Sakarya Şubesi) kardeşimizin öncülük ettiği bir tanıtım toplantımız oldu..
Orada da, bizi basın mensubu arkadaşlarımız ve dostlarımız yalnız koymadı..
Ardından, Akyazı’da öğrencilerimiz Sabiha Lina Coşkun ile Engin Şenol ve kardeşim Hüseyin Cinal’ın öncülük ettiği bir tanıtım günü tertiplendi..
Bütün bu güzellikleri yaşadıktan sonra, Adapazarı’nrda ve Akyazı ‘da bir dizi ziyaretimiz oldu..

DOSTLUKLAR YAŞATILIRSA ANLAMLIDIR!
Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı, iş adamı Erol Öztürk Eyüpoğlu, Akyazı Belediye Başkanı Bilal Soykan, Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şinasi Bayraktar, Sakarya Ziraat Odaları Genel Başkanı Ali Şener Bayraktar ziyaret ettiklerimiz arasında yer aldı..
Ayrıca eski Sakarya Anavatan Partisi milletvekili sevgili Mümtaz Özkök ile de bir araya geldik..
Bütün bu toplantılarda, bizleri yalnız bırakmayan gerçek dost, kitapsever, kültür insanlarının dokunuşları, beni çok duygulandırdı..
Okul arkadaşlarım; Hasan Bilmiş, muhterem eşleri Nejla Bilmiş, Mustafa İyiyazıcı, Halil Duru, futbolcu arkadaşım Ahmet Birinci, öğrencilerim Şefika Zamanisoğlu, Mustafa Karasan, Zeynep Güleç, Gülhayat Karakaş, Azize Genç, eşi Mehmet Genç, Tamer Şimşir, Celal Karaçayır, Turgut Cankır, Ozan Ceyhan Erdem ve meslektaşımız Songül Ağ’a, bütün dostlara teşekkür ederim.
Şüphesiz, böyle bir kültür eserinde birliktelik yapmak çok önemli..
Keşke böyle eserler ortaya koyanların sayısı çok olsa..
Onları desteklemek,yanında yer almak herkese nasip olsa!
İnşallah o da olur!..
Şimdilik, Sakarya’da Eylül keyfini dostlarımız ile yaşamaya devam ediyoruz..
Bütün bu güzellikleri birlikte yaşamak ta bir başka güzel..
İyi ki varsınız!
Sağlıklı güzellikler dilerim..
Yusuf Cinal yazıyor, 8 Eylül 2021 Sakarya,
www.bizimsakarya.com.tr