Bizim dilimizde 40 sayısının 40 bin anlamı vardır…
40 sayısı hem uğurludur, hem de uğursuzdur….
Bu sayı bazen korkunç anlam içerir; bazen de insanı doğruya doğru sevkeder…

***

Sözgelimi?..
Kırk katır mı, kırk satır mı, diye soru sorulur?…
Anlamı nedir?..
Artık bir işin mevcut haliyle gitmeyeceğini anlatır; bir yol ayrımı aşamasını vurgular…

Sözgelimi?..
 Kırk bir buçuk maşallah, derler…
Anlatılmak istenen nedir?..
40 sayısı ya bir gizlilik ya da ince bir alay içeriğindedir…

Anne çocuğunu doğurur, hamama gitmesi için 40 günün geçmesi beklenilir…
Ölümüz olur, kırkıncı gün lokma dağıtırız…
Eskiden düğünlerin en görkemlisi 40 gün, 40 gece sürenidir…
Lafı uzatmadan söyleyecek olursak bizim dilimizde 40 sayısı esrarengiz bir sayıdır…

***

31 Mart seçiminden sonra herkesin dilinde bir soru dolaşıyor?..
- Sakarya’da muhalefet var mı?...
Bu soruyu sormak bile muhalefetin ne halde olduğunu gösterir…
Ülkede siyaset değişim sürecine girdi; ama, Sakarya’da muhalefet tosladı…
Fosladı…
Çuvalladı…
Belediye başkanlıklarında sıfır çekti…
Peki, ne yapmalı?...

***

Soru yaman…
Yanıtı zor…
Bize göre yerel siyasal muhalefet, mazerete sığınmamalı…
Ona buna fatura çıkarma çabası içine girmemeli…
Kırk kişiden oluşan ‘kırklar meclisi’ oluşturmalı…
Milletvekilinden il başkanına, ilçe başkanlarından yönetimlere, en uçtaki üyeliklere kadar özeleştiriden geçip sorunu aramalı, taramalı, bulmalı…
Ve neşteri vurmalı!..

***

Muhalefeti oluşturan CHP ve İYİ PARTİ bunu başarırsa ne ala…
Biz bu işe kırk bir buçuk maşallah deriz…
Başaramazsa eğer, her iki partiyi çekip çevirenlerin ‘kırklara karışması’ kaçınılmazdır…
Ve yakındır…
Çünkü biz ‘kırk kişiyiz ve birbirimizi biliriz…”