Milliyetçilik utanmaktır bazen…

En az milli maçlarda yaşadığın hüsran kadar, ülkenin milli gelir dağılımında kaçıncı oluşuna, yolsuzluk liginde hangi sırada bulunuşuna da hayıflanmaktır, milliyetçilik…

Milletlerarası mücadelenin milli maçlarla sınırlı olmadığını, spor dışında çok daha önemli alanlarda da bir mücadelenin sürdüğünü bilmek ve bu alanlardaki durumunu merak etmektir, milliyetçilik…

Türk bayrağını yerden kaldırıp, üç kere öpüp alnına değdirip ve katlayıp hürmetle cebine koyanları alkışlamak kadar, bu tür davranışların bazen de bir algı yönetimi gereği ve senin milliyetçilikten dolayı birikmiş gazını almaktan ibaret olduğunu bilmektir, milliyetçilik…

Görüntü güzel, hamaset tavan ama ya perde arkası diye sorabilmektir, milliyetçilik…

Mesela ekonomi…

Uluslararası alanda ekonomik durum nedir? Ekonomi liginde kaçıncı sıradayız. Paran kadar konuş devrinde ekonomik itibarımız ne seviyede? Seni yönetenler nasıl para dileniyor ve bu uğurda ne tavizler veriliyor bunları da takip edip sonuçlarına üzülmektir, milliyetçilik...

Bak, vatanı arsa olarak görüyor ve babalar gibi satarız, diyorlar…

Bırakın parayı basan alsın, alıp da ülkesine mi götürecek diyor ve promosyon olarak da vatandaşlık veriyorlar.

Kimlere veriyorlar? Mesele Rıza Zarrap…

Sırf parası çok diye, bir top mermisi ile Türk milletinin kaderini değiştiren Seyit Onbaşı’dan daha fazla rağbet görüyor bu ülkede…

Bu ülkeyi yönetenlerin büyük bir kısmı, küçülüp cebine girecek kadar, önüne yatacak kadar çok seviyorlar onu…

Sanatçısı, yöneticisi kim varsa üç kuruş ziftlenmek için kuyruğa giriyor, fotoğraflar çektiriyorlar…

Bayrağımızın dekor olarak kullanıldığı stüdyoda canlı yayında ‘ülkemizin cari açığını kapatan milli kahraman’ muamelesi çekiyorlar.

Ya sonra? Sonrası hepinizin malumu…

Rıza’nın dağıttığı ulufeden ziftlenenler bu günlerde kime ne ulufe dağıtsak da bu badireyi atlatsak telaşını yaşarken, ülkeyi yönetenlerde ulufe babından milli çıkarlarımızı peşkeş çekip, sırlarına vakıf olanların gönlünü almaya çalışıyorlar.

Son bombamız da SBK, Sezgin Baran Korkmaz…

Tamam arkadaş yerli ve milli ama işleri, iş ortakları ve işbirlikçileri?

Mesela Levon Termendzhyan, yani Lev Aslan Dermen…

Bastırıyor parayı, alıyor vatandaşlığı da promosyon olarak, aklıyor ABD’den yürüttüğü kara paraları ve paylarını alan bizimkiler maalesef etrafında pervane.

Boy boy fotoğraflar ve haliyle ilişkiler ortalığa saçılıyor.

Arkadaş da Zarrap gibi ABD’de tutuklu…

Yani konuşursa yandık dediklerimizden…

Fotoğrafta bir yabancı daha var, çok şükür onu T.C. vatandaşı yapmamışız belki de yapamamışız; Jacob Kingston…

Bizim en düzey yöneticilerimizle boy boy fotoğrafları olan bu arkadaş da SBK’nın suç ortağı ve kara para aklama ve dolandırıcılık suçundan ABD’de tutuklu…

SBK, ABD’nin isteğiyle Avusturya’da tutuklandı malumunuz ve sorgulanmaya başladı.

Arkadaş ‘Ne olursunuz beni Türk adaletine teslim edin’ diye yalvarırken, bizden birileri de ABD’ye gider ve öterse yandık diye bize iade edilmesi için çırpınıyorlar.

SBK, Türk kanı taşıdığı ve T.C. vatandaşı olduğu için değil, burada yargılanırsa Rıza Zarrap misali yargılanacağını, suçlu bulunsa dahi hepi topu 3-4 yıl yatacağını bildiği için Türkiye’yi tercih ediyor.

İşlediği suçların ABD’deki karşılığı ise yüz küsur sene, yani bir insan ömründen çok çok fazla yani müebbet…

‘Ne olursunuz beni Türk adaletine teslim edin’ demesi bundan…

Bizi yönetenlerin derdi de malum, ABD’de öterse ayvayı yedik korkusu…

Mevzu milliyetçilik ya…

Asıl mevzumuz da Solcu, Komünist ve Eyy CeHaPeli Faik Öztrak’ın son açıklaması ve olayları yorumlamasıyla hepimize verdiği milliyetçilik dersi…

Ben okuyunca utandım, bakalım sizler ne düşüneceksiniz?

“Koskoca TBMM’nin ve Türkiye Cumhuriyeti yargısının, 419 bin nüfuslu Orta Amerika ülkesi Belize’nin Parlamentosu’nun ve Belize yargısının yaptığını yapamaması bizim yüreğimizi acıtıyor.

Sezgin Baran Korkmaz’ın iş ortağı Levon Termendzhyan’ın, Belize vatandaşlığı almak için, Belize’deki bir Bakana rüşvet verdiği ortaya çıkınca, Belize Parlamentosu ve yargısı ayağa kalkıyor, rüşvet alan bu bakanda görevinden oluyor.”

Demem o ki; Futbol turnuvasından 8 gol yiyip, bir gol atabilip, sıfır puan ve na’galip unvanla dönüşümüze hayıflandığın kadar, bir küçük Afrika ülkesi Belize’den aldığımız itibar dersine ve yediğimiz gole de kahrolabilmektir, MİLLİYETÇİLİK...