Sevgili okurlar,
Türkiye’de olup bitenlere akıl ve sır ermiyor?
Niye mi?
Nereden bakarsanız, bakınız, “gerek devlet, gerek siyaset ve gerekse vatandaş cephesinde” öyle gelişmelere tanıklık ediyoruz ki, “küçük dilimizi boş verin, büyük dilimizi yutsak”, şaşkınlığımız gitmez?
Şu minik yürek Yörük kızı Müslüme’nin acı hikâyesi ve güzelliği ile başına gelenleri, biri çıkıp izah edebilir mi?
İyi ki ilgili bakan Derya Yanık ortaya çıkıp, ailenin diğer fertlerinin koruma altına alındığını açıkladı..
Bu bile, yüreklerimizdeki o acıyı dindirmedi!
“Biz buraya nasıl geldik” diyenlere hak vermeyeniniz var mı?
Ülkenin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu çıkıp, “Evet tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadın cinayetlerinde büyük bir zikzaklık var” diyebiliyor?
Elbette zikzaklık olur?
Ülkemizin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve kadın haklarını irdeleyen “İstanbul Sözleşmesini” yürürlükten kim kaldırdı ki?
Bu ne yüzsüzlük?
Bitti mi?

ACABA NEDEN KORKULUYOR?
Kadınlarımız İstanbul’da buluşmuş, “cinayetleri, başıbozuk kokuşmuşluğu” protesto edecekler, karşısında Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun polisleri?
Acaba neden korkuluyor?
Bakanlığı mı elden gider, iktidarlarına mı bir helal gelir?
Bu nasıl çifte Standard?
Bilal Erdoğan’ın TUGVA askerleri, komando yemin töreninde, ülkede tıs yok!
Sedat Peker açıklamaları her güne damga vuruyor, duymazlıktan, görmezlikten geliniyor?
Bu nasıl hal?
Ülkeyi yangın yerine çevirecek “Euro-Dolar girdabında” mahsur kalanların tepkisi sokağa yansıyor..
İstanbul Taksim, hemen koruma altına alınıyor?
Bu korku nedir, bilen var mı?
Sokağa inenler ise, normal, anayasal ve insan hakları evrensel beyannamesi bağlamında, rutin haklarını seslendirmek için alanlardalar?..
-Vay sizi gidiler?
-Darbe kalkışması ha!?
-Sizi gidi Geziciler ha?
-Sizi gidi Sarozcular?
-Sizi gidi dış güçlerin uşakları?
-Ve dahası da sizi gidi hainler?
Bitti mi?

DEVLETİN YANINDA OLMAYANLAR KİMLER?
-Biz devletin yanındayız sloganları!
Allah aşkına, daha öncede yazdım, bu millet hep devletin yanında olmuştur..
Devletin yanında olmayanlar, sahi kimler?
Mesele, “post alttan kayıyor ya, siyasi ve ekonomik kriz sokağa, tencereye, cüzdanlara yansıyor ya” korku bu?
2023’e kalmadan gidiyorlar mı?
20 Yılda, “milleti karpuz gibi ikiye bölen bu zihniyetin” hala iktidarda ayak diremesi bile, ülke için züldür!
Artık, bu “Cumhur ittifakına güven” kalmamıştır!
Yapacakları, artık hiçbir maharetleri de yoktur!
Bu bağlamda, sokağa inme kararı alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Mersin’de alan tahsis edilmemesi ve mazeret uydurulması tam bir skandal ve korkunun ne denli büyük olduğuna işaret etmiyor mu?
Bu sokaklar kimin?
Eğer bu sokaklarda, bu alanlarda sen yürüyor, miting yapıyorsan, muhalefette, her vatandaşta gereğini yerine getirecektir!
BÖYLE İRİ, DİRİ VE BİR OLUNUR MU?
Bunun adı demokratik temayüldür!
Her şeyi kaybettiğimiz gibi, “bu tarafsızlık, adil olma, eşit siyaset yapma anlayışını da” kaybetmişsek, işimiz gerçekten zor!
O zaman, bu dilimize doladığımız, “iri olmak, bir olmak, birlikte olmak” ideallerini kiminle, nasıl gerçekleştireceğiz?..
Yandaş, mütareke basınında, akıl almaz, haberler, yorumlar ve yandaşlıklar, gammazlamalar, televizyonlarda etki ajanlarının akıl almaz salvoları, halkı yanıltma canhıraş çıkışlarına karşın, “halkın sessizliği” her şeyi anlatıyor!..
“Halkın sessizliği”, bir başka korkuların nedeni olarak, öne çıkıyor, bu gerçek!
İşte, “düğüm burada çözülecek” gibi değil!?..
Artık, halk burnundan solumaya başladıysa,beklenen son yakındır!..

KUYRUKLARI PROTESTO ETSENİZ?
Uzun petrol kuyruklarından yansıyanlar da, çok enteresan!..
Bir petrolcü,” burada kuyrukta çile çekeceğinize, zamları protesto etseniz, bu fiyatlar başını alır gitmez, Reis’de bu zamları yapamazdı” diye, gülerek, acı gerçeği yüzümüze haykırıyorsa, bunu herkesin bildiği bir gerçektir..
Yine gazeteleri yansıdı, bir başörtülü genç bayan, ekonomik sıkıntıları dile getiren ve eleştirenlere
"Ben devletin içindeyim, mesleğimi söylemek istemiyorum. Röportajdan sonra bilgilerinizi alacağım, dedikleriniz çıkmazsa, hakkınızda işlem başlatacağım" şeklinde tehdit etmesi, akıllara durgunluk verdi..
Rüzgâra karşı, çiş yapmalar başladı!
“Tehdit, korku ile Milleti sindirmek” mümkün değildir!..
Bu millet, yeri geldi mi gereğini yapar!..
Bundan hiç endişemiz yok!..
Bize de;”bu tür tehditler, sataşmalar, akıllı ol takılmacaları “gelmiyor değil!..
TOPRAĞIN KARABAĞRINDA
SIRA DAĞLAR GİBİ DURANLAR!

Siz kim, biz kim Allah aşkına?!
Bu ülke birilerinin çiftliği değildir!..
Bu ülke için,” kanla, irfanla mücadele eden, bu bayrağı ebediyete kadar dalgalandıran yiğitlerin, kahramanların evladı” olarak, bunlara pabuç mu bırakacağız?!
Unutmayınız ki Türkiye, Türklerindir!..
Bu uğurda can veren Mehmetlerin, şehitlerin, gazilerin, kahramanların çocuklarınındır!..
“Keşke Yunan kazansaydı” diyenlerin,”İskilipli Atıf’a övgüler, anmalar düzenleyen ve Cumhuriyet reklam arası” diyenlerin, hiç değildir!
Merak edilmesin, bu millet herkesi yola getirir!
Onun için,” Türkiye’yi ucuz işgücü cenneti yapmaya kalkanlar, Çin’e çevirmeye çalışanlar, paramızı pul edenler” bilmelidir ki, bu memleket sahipsiz değildir!..
İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy ne güzel dile getirmiş,“ Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır!”
Şair Orhan Şaik Gökya’ın dizelerinde belirttiği gibi, bilmeyenler varsa, öğrensinler;
” Bu vatan toprağın karabağrında, sıra dağlar gibi duranlarındır!”
Selam olsun onlara!
Yusuf Cinal,29 Kasım 2021 Brüksel

TAZİYE
Sakarya’nın yetiştirdiği değerlerden Sakarya sporlu Vural Eyisoy’un vefatını üzüntü ile öğrendim.
Ailesi ve sevenlerinin, spor camiamızın başı sağ olsun!
Allah rahmet-cennet mekân eylesin!