Sevgili okurlar,
Ülke gündemi gerçekten yüklü..Bir haber ile şok oluyor, bir başka haber ile irkiliyoruz..
Gündemin bu aralığında bir şehit haberi ile yıkıldık.. Karapürçek İlçemiz halkından Piyade Er Selim Gedik, Hakkari’de yol kontrolünde, bir mayına basarak yaralanması akabinde, tedavi gördüğü hastanede şehit olması, hepimizi derinden üzdü.
Ailesi ve sevenlerine, Sakarya’mıza ve Türk Milleti’ne baş sağlığı dileriz!..
Mekanı cennet olsun!

***
Sevgili okurlar,
Araştırmacı Gazeteci, Yazar, bilim adamı Uğur Mumcu’nun menfur bir saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin üzerinden tam 28 Yıl geçti.
Uğur Mumcu, muhalif bir gazeteciydi..
“Devrin başı bozukluklarını, hırsızlığı, talanı, yolsuzluğu, adam kayırmayı, rüşveti, özgürlük gaspını, laiklik ve sosyal hukuk devletinden uzaklaşmayı” yazan bir yürekli gazeteciydi..
Yazılarını zevkle okuduğumuz, o yıllarda ilgi ile takip ettiğimiz bir gazeteci olarak, “konferanslar veren, devrin siyasi anlayışlarını eleştiren Uğur Mumcu’yu” özellikle gazetecilik mesleğine yeni adım atanlar iyi öğrenmeli, hayatını, mücadelesini iyi anlamalıdır..
Eğer Gazeteci, Yazar Uğur Mumcu ile birlikte hayatlarına kastedilen aydınlarımız,”
Muammer Aksoy(1990), Çetin Emeç(1990), Turan Dursun(1990), Bahriye Üçok(1990), Uğur Mumcu (1993), Eşref Bitlis(1993), Ahmet Taner Kışlalı(1999) ve Necip Hablemitoğlu(2002) ile birlikte yine içimizden biri Hendekli Ali Gaffar Okan’ı da” aynı yolun yolcuları, yollarındaki bir engel olarak gördükleri için şehit ettiler..
Ali Gaffar Okan 6 arkadaşı ile birlikte şehit edildi, 7 arkadaşı da bu menfur saldırıda yaralandı..
Türkiye’nin bu aydın insanları, bilim adamları gerçekten ne için ve neden katledilmişlerdi?
“Onların insan sevgisi, vatan aşkı, bayrağa olan tutkusu, emperyalizm karşıtlığı, Atatürk ilkelerine bağlılığı, özgürlük ateşi ile yanmaları, laiklik vurgusu içinde olmaları, siyaseti ve siyasetçiyi eleştirmeleri, başkaları için ayak bağı oluşturmaları”, şehit edilmelerindeki ipuçlarını veriyordu..
İşte Uğur Mumcu, Türkiye’nin 40 Yıldır başına bela olan ve adına “PKK” denilen terör örgütünün,ülkemizde “Kürtler” üzerinden estirdiği terörün ipuçlarını tespit edip, halkı ile insanı ile paylaştığı bir anda, menfurca katledilmesinin gerçeklerini, iyi anlamamız, anlatmamız gerekir..
Ya içimizden çıkan o nadide çiçek Ali Gaffar Okan’ı ise, şer güçler, niye hedef aldılar, niye şehit ettiler ki?
Görev yaptığı Diyarbakır’da, farklı bir görev anlayışı ile “yöre insanı ile bütünleşen, sevgi çiçekleri açtıran, yediden yetmişe herkesin takdirini kazanan ve bu sevgi selinin, yurdun her köşesine yayılmasına vesile olan, sevgi ve kardeşlik timsali Ali Gaffar Okan’ı” şehit edenler, üzülerek ifade edeyim ki, siyasilerin tavizleri ile serbest kalmışlarsa, bu siyasetin aymazlığı ve bizim vefasızlığımızdandır!
Ya yukarıda adlarını dile getirdiklerimiz yanında, unutmadıklarımız, “ne için, kim için, kimler tarafından hedefe kondular ve şehit” edildiler ki?
Hala sırrını koruyan bu “menfur cinayetlerin tetikçileri” yakalandı.
Yargılandılar, cezalar çarptırıldılar, ama ne yazık ki hepsi dışarıdadırlar!..
Ya bu cinayetlerin arkasındaki “gizli güç”, bu vatansever, halkın gönlünde taht kuranlardan ne istemişlerdi?.
“Halkın bilinçlenmesinden, halkın gerçekleri öğrenmesinden, bilim ışığında, mutlu yarınlar için oluşturulan çabalardan, sömürü düzenin başkaldırıdan mı, özverilerden mi” ürkmüş, korkmuşlardı!?..
Vurulduk ey halkım unutma bizi!
Söylemleri ile bizler, ülkemizin bu aydınlık yüzlerini, fikirleri ile bizlere ışık olan bu bilim adamlarını, Atatürk İlke ve devrimleri peşinden, Türk halkına yeni hedefler gösteren, “Laik, Sosyal Hukuk Devleti” vurgusuna, gönülden bağlı olanları unutursak, yuh olsun!
Onları unutmuyor, gönül bahçelerimizde, mis kokulu çiçekler, mutlu gelecekler arasında yaşatıyoruz..
Elbette onları unutmak olmaz!
“Motorları maviliklere süreceğimiz günler” yakındır!
Mekânları cennet olsun!