Hayatımızda her zaman vardı. Daha önce bu kadar önemlimeydi bilmiyorum. Maskenin kullanım alanı çok fazla ve sebebi değişiktir. Güzellik maskeleri vardır. Cilt güzelliği için daha çok hanımlar kullanırlar. Eğer doğru karışımlardan yapılmışlarsa zararsız, masum maskelerdir. Önce çirkinleştirirler, sonra güzelleştirirler. Zararlı maddelerden koruyan gaz maskeleri vardır. Duman, kimyasal maddeler gibi şeylerden korur. Hırsızların tanınmamak için taktıkları maskeler çok çeşitlidir. Soğuktan koruyan maskeler vardır. Palyaçoların komik maskeleri çocukları güldürür. Balolarda kullanılan maskeler, daha çok Batı Kültürüne özgüdür.1994 yılında. Maske adlı Hollywood filmi çekilmiş, o dönem için gişe rekorları kırmıştı. Antik bir maske bulup yüzüne takan banka memurunun, olağanüstü güçler elde ederek, kötülere karşı savaşmasını konu eden film de, Aktör JIM CARREY oynayarak Dünya çapında üne kavuştu. Bazı maskeleri satın alamazsınız. Onları, insanlar kendi becerileri ile elde ederler. Ustaca kullandıkları mimikleri sayesinde yüzlerine çok değişik anlamlar verirler. Bu durumu gerçek duygularını gizlemek için kullanırlar.

Bizim konumuz cerrahi maskelerle ilgili. Bir yıla yakın bir zamandır, COVİD 19 denilen bir virüsle mücadele ediyoruz. Şimdilik, aşısı yok, ilacı yok. Tek çaremiz AZAMİ MESAFE, ASGARİ TEMAS,TEMİZLİK ve MASKE. Virüsten koruyacak özellik yalnızca CERRAHİ MASKE de var. Bu maskenin standartları belli. Bu standartların dışında imal edilmiş maskeler, bırakın korumayı, salgının yayılmasına bile sebep olabilir. Ayrıca maskenin kullanılma şeklide önemli. Ağzınızı ve burnunuzu tamamen kapayacak şekilde takmalısınız. Islanmaması gerekir. Üç saatten fazla takarsanız nefesiniz ıslatır. Islak maske virüsün geçmesini engelleyemez.

Salgının ilk günlerinde maskenin önemi anlaşılamamış, tartışma yaratmıştı. Dünya Sağlık Örgütü bile maske takmanın gereksizliği konusunda bir açıklama yapmıştı. Bazı Ülkelerin Liderleri, Maske takmamakta inat etmiş, taraftarları da onları desteklemişti. Sonradan anlaşıldı ’ki, MASKE GEREKLİYDİ. Aşıdan bile fazla koruyucuydu. Bilim adamları bu konuda görüş birliği içeresindeler.

Bizim ülkemiz de maske takma ve koruyuculuk konusu baştan beri ciddiye alındı. Toplum her yolla ikaz edildi, bilgilendirildi, önemi anlatıldı. Sahte maske üreten fırsatçılara baskınlar yapıldı. Mallarına el konuldu. Eczanelerin dışında satılması yasaklandı. Yasaklar nedeniyle dışarı çıkamayan 65 yaş üstü vatandaşlara, Devlet Başkanımız tarafından, bir mektup eşliğinde, maskeler dağıtıldı.

Salgın bu günlerde hem Dünya da, hem de Ülkemiz de hız kazandı. Böyle giderse daha çok can alacak, daha çok can yakacak. Aşı bulundu, tamam. Ancak bütün Dünyaya yetecek kadar üretim yapılabilecek mi? Üretilebilse bile, saklanabilecek mi? Eksi Yetmiş derecede saklanması gereken aşı için, en gelişmiş ülkelerde bile gerekli alt yapının olmadığı biliniyor. Ayrıca ilk etapta BİR MİLYAR adet üretilecek AŞI için ZENGİN ÜLKELER şimdiden tamamını alacak sipariş vermiş durumdalar. Aşı devreye girene kadar virüsün mutasyona uğrama ihtimalide ayrı bir problem. Bu şartlarda MASKE EN ÖNEMLİ KORUYUCU. Peki, maske de ne durumdayız. Ülkemiz de üretilen standartlara uygun maskenin yüz de sekseni ihraç ediliyor. Geri kalanın büyük bölümü, tabii olarak sağlık çalışanına ayrılıyor. Bize de standartlara uymayan merdiven altı denilen yerlerde üretilmiş, yararsız, belki de zararlı maskeler kalıyor. Ceza yememek için alıp takıyoruz. Ekonomik durumumuz nedeniyle defalarca yıkayıp kullanıyoruz. Bir vatandaşın sağlıklı maske kullanımı için, günde en az üç maske değiştirmesi lazım. Kaç kişinin ekonomik durumu böyle ilave bir yükü kaldırabilir.Bu nedenle yasak savmak için sağlıksız maskelerle dolaşıyoruz. Biz salgının ilk günlerinde birçok YABANCI ÜLKE’ ye MASKE yardımı yaptık. Aynı hassasiyeti kendi vatandaşlarımız için istersek çok şey istemiş olur muyuz? Salgının EKONOMİYE ZARALARI malum. Bu Zaraları hesap ederek tam bir karantina uygulayamıyoruz.O zaman bu maske sorununu çözün. Yoksa her gün televizyonlar da yaptığınız MASKE TAKIN çağrılarınız inandırıcı olmaktan çıkar, TİYATROYA döner. Biz de takıyormuş gibi yaparak rolümüzü oynarız, ama sonunda seyredecek kimse kalmayabilir. Açıkçası maskeleri çıkarıp Halkımıza doğruları söyleyin. Salgınla da, her türlü zorluklarla da mücadele etmenin tek yolu, doğruları söylemektir.

Son günler de iyi işaretler alıyoruz. Adalet Bakanı Hakim ve Savcılara ADİL olun, kimseden korkmayın diyor. Sayın Devlet Başkanı, iyiye gittiğini ifade ettiği EKONOMİDE ACI REÇETEDEN bahsediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, ADALET ve KALKINMADA sıkıntı olduğunu nihayet anladı galiba,hayırlısı.

Sağlıklı günler dileğiyle…