Urfa denilince kebap, Mardin denilince taş evler, Giresun denilince fındık, Rize denilince çay, Antalya denilince deniz akla gelir. Bunları çoğaltabiliriz. Peki Sakarya denilince aklımıza ne geliyor?

Sakarya yüz bin üniversite öğrencisi ile bir üniversite şehri. Fındık üretiminde Türkiye’nin ikinci, mısır üretimiyle Türkiye’nin beşinci, tavuk üretimi ile Türkiye’nin 4’üncü vilayeti. Peki bir tarım kenti mi, Gelişen OSB’leri ile bir sanayi kenti mi, limanı İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısı olması sebebiyle bir lojistik merkezi mi?

Hendek, Pamukova, Taraklı’daki yaylaları

Taraklı, Akyazı’daki termal kaynakları

Kocaali, Karasu plajı ve longozuyla tatil ve dinlenme merkezi

Poyrazlar, Sapanca gölü ile su sporları ve piknik alanı

Sapanca, Kırkpınar, Kurtköy ile trekking parkuru

Kocaali, Maden deresi ve şelalesi ile bir doğa harikası

Taraklı tarihi evleri ve el sanatları ile bir Osmanlı kasabası ile

Allah tarafında bu bölgeye ve bu bölgede yaşayanlara torpil geçilmiş. Peki bir bu güzelliklerden ve nimetlerden ne kadar istifade ediyoruz? Kaçımız bu yerleri gezdik ve gördük? Bu yerlerin kaçında sosyal tesis ve konaklama imkanları var? Bu yerlerden çevre illerin ve Türkiye’nin haber var mı? Bu imkanları harekete geçirsek, hem şehir hem bölge insanları sunacakları hizmetle hem kendileri para kazanır hem şehir ekonomisi hareketlenir.

Şehri yönetenlere sesleniyorum. Gelin 2019 yılını Sakarya’da turizm yılı ilan edelim. Yazdıklarımın dışında benim de bilmediğim bu güzellikleri tanıtalım. Valilik, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve basın bu yerlerin tanıtımında, yollarının tanıtımında, sosyal tesislerinin yapımında görev alsınlar. Basın, bu yerlere ve bu yerlerde yapılan faaliyetlere daha çok yer versin. Türkiye’deki turizm şirket yetkililerini buralara davet edelim. Önce yerli turizmi daha sonra yabancı turizmi geliştirelim. Yerel ürünlerin üretimine destek olalım.

Sizce Sakarya’ya gelen bir misafir evine dönerken götüreceği, Sakarya’yı hatırlatan bir ürünümüz var mı? Üstelik, balkan mutfağı ile, Kafkas mutfağı ile, Karadeniz mutfağı ile, manav mutfağı ile çok zengin bir portföyümüz varken.

Ülkemiz ekonomik bir krizden geçiyor. Her şeyi devletten beklemek yerine, bu elimizdeki potansiyeli harekete geçirerek refahımızı arttırabiliriz.