Virüs salgını nedeniyle evlere kapandığımız bugünlerde en yakın dostlarımızdan biri kuşkusuz kitaplar olacak.
O yüzden Cuma günleri ‘Haftanın Seçkisi’ olarak yer alan bu köşeyi her gün yayınlayamaya, okurlarımızdan gelen kitap önerilerini paylaşmaya devam edeceğiz.

Bugünkü kitap seçkisi Anayasa Mahkemesi Üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım’dan...
İyi okumalar.

Ölüm Bir Varmış, Bir Yokmuş
Portekizli yazar Saramago bu eserinde, ülkenin birinde ölümün faaliyetlerini durdurmasından hareketle, ölümün olmadığı bir dünyanın nasıl bir yer olacağından hareketle ölümsüzlüğün toplumsal ve bireysel sonuçlarını mizahi ve ironik bir üslupla okuyucularına aktarmaktadır. Ölümsüzlük ilk başta büyük bir heyecanla karşılanır ama zamanla neden olduğu sorunlar siyasi, iktisadi ve sosyal çalkantılara yol açar. Örneğin, ölüm yoktur ama hastalıklar devam etmektedir. Hastaneler, sigorta sistemi bu yeni durumdan olumsuz etkilenir. Ağır hastalar eziyet çekmekte ama ölmemektedir. Komşu ülkede ölüm normal seyrine devam ettiğinden, ölmek isteyenler ve hasta yaşlı akrabalarına bakmakta zorlananlar için ölüm kaçakçılığı başlar ve büyük bir mafya teşkilâtı bu işi üstlenir. Kitap, insanı düşünmeye sevk eden ama bunu yaparken eğlendiren, keyifle okunan başarılı bir romandır.
Yazar: Jose Saramago
Çevirmen: Mehmet Necati Kutlu
Yayınevi: Kırmızı Kedi

Kütüphanedeki Beden
Tıp, insan aklının ve zekasının hastalıklara karşı verdiği amansız mücadelenin bir diğer adıdır. Bir antoloji (seçki) olan kitapta çeşitli edebiyatçıların eserlerinden örneklerle tıbbın hastalıklarla olan savaşımını nasıl kurguladıkları ve insanın hastalık ve ölümle olan ilişkilerini nasıl deneyimledikleri anlatılmaktadır.

Yazar: Iain Bamforth, Çınar Yayınları

Dar Koridor
Biri iktisatçı, diğeri de siyaset bilimci ve antropolog olan iki yazar tarafından kaleme alınan çalışmada, geniş bir tarihsel perspektiften hareketle neden bazı toplumların demokrasi ve iktisadi kalkınmada başarılı olurken, diğerlerinin bunu başaramadığı dünyanın dört bir tarafından verilen örneklerle anlatılmaktadır. Kitap bunu yaparken dar koridor metaforunu ( benzetmesini) kullanmaktadır. Ünlü düşünür Thomas Hobbes'in Eski Ahit'de adı geçen deniz canavarından mülhemle Leviathana benzettiği devleti, yazarlar, despotik leviathan, namevcut leviathan ve prangalanmış leviathan olarak üçe ayırmıştır. Devletin olmadığı durum anarşi ve kaostur. O nedenle devlet gereklidir ama devlet gücünün toplum tarafından denetlenmesi, zapt edilmesi, yani prangalanması gerekir. Aksi taktirde devlet baskıcı bir yapıya bürünecektir. Dar koridor, toplumların bu üç yapı arasındaki rotasını anlatır. Devlet ve toplum birbirlerini dar bir koridor içinde dengelemelidir. Bu özgürlük ve refah için en iyi sonucu sağlar. Ülkelerin bu koridora girmesi ve orada tutunması kolay değildir. Kritik tarihi eşiklerde verilen kararlar bu süreçte büyük önem taşır. Bu çerçevede farklı toplumsal kesimlerin çıkarlarının dengelenmesi gerekir. Bunun içinde her kesimin, kendi kırmızı çizgilerinden belli bir oranda taviz vermesi beklenir. Bunu başarabilenler özgürlük ve refah koridoruna girebilirken, başaramayanlar dışarda kalır. Dar koridora girmek sürekli orada kalınacağının da garantisi değildir.

Sonuç olarak kitap bizi çağlar öncesinden günümüze keyifli bir düşünsel seyahate çıkartmakta ve bunu gayet akıcı, jargonu az bir dil ve üslupla başarabilmektedir.

Yazar: Daron Acemoğlu, James A. Robinson
Çevirmen: Yüksel Taşkın Yayınevi: Doğan Kitap

Editör: TE Bilişim