Koronavirüs sayesinde unutmuş olduğumuz tarihimizi de öğreniyoruz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koronavirüs Tedbirlerini açıkladığı konuşmasında “Tekallif-i Milliye Emirlerinden bahsetti!

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında; Devletimiz milleti ile el ele vererek ülkenin tüm imkanlarını, salgın döneminin yol açtığı sıkıntılar ve tehditlerle mücadele için harekete geçirmiştir, diyerek Türk Milletinin kendi arasında sağladığı birlik ve beraberlikle, devletiyle kenetlenmesinin mesajını vermiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Her ne kadar bazı kafalar, bu dayanışma kültürünü kavramakta zorlanıyor olsalar da hamdolsun ki milletimiz üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor, diye konuşarak CHP’ yede mesajını gönderdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Koronavirüs salgınıyla mücadelede halkına çok güvendiğini görüyoruz!

“Biz Bize Yeteriz Türkiyem” Kampanyası, halkın güvenini test etmede Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yardımcı oldu!

Biz Bize Yeteriz Türkiyem kampanyası bir anda Milli Dayanışma Kampanyasına dönüştü ve kısa sürede 2 milyar TL’ye yakın para toplandı!

Bu paralar hiç zorlama yapılmadan, gönüllülük esası içinde toplandı!

Türk Milletinin devlet, vatan, bayrak, millet sevgisi ve yardımseverlik duyguları anlatılması gerekirken, bir anda Tekallif-i Milliye Emirleri ülke gündemine getirildi!

Tekallif-i Milliye Emirleri tartışmasını gündeme taşıyanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kendini Başkumandan Atatürk sanıyor, diye suçlamaya başladılar!

Onlara göre Devlet Bahçeli de İsmet İnönü gibi…

Atatürk olmak için yeni bir Kurtuluş Savaşı yaşamak gerekir!!!

Ortada bir kurtuluş Savaşı yok, fakat Kurtuluş Savaşından daha tehlikeli bir savaş var!!!

Koronavirüs denilen düşman, İtilaf Devletlerinden daha tehlikeli!

Bu düşmana karşı ülkenin dört bir yanında cepheler açıldı!

Sağlık Çalışanları Ordumuz, cepheden cepheye koşuyor!

Onlarda cephenin en önünde savaşıyor!

Sağlık çalışanlarının bu savaşta verdikleri insan üstü mücadeleyi tarih yazacaktır!!!

Tarihi zaferlerle dolu Türk Milleti Koranavirüs Savaşından da zaferle çıkacaktır!...

Gün birlik olma günüdür!

Siyasi kavgalara ve husumetlere ara vererek birlik olarak, koranavirüs belasından kısa sürede kurtuluruz!

Elbette ki siyaset yapma zamanı da gelecek!

İşte o zaman herkes eteğindeki taşları döker ortaya…

Fetö konuşulur ve Fetö ile mücadelenin kaldığı yerden, devam edip etmediğine bakılır!…

Ülkeyi soyan eski bakanlar ve onların dostları eski siyasetçiler, Devleti zarara uğratan iş adamlarının neler yaptıklarına bakılır!

Cumhur İttifakının icraatları, Millet İttifakının duruşu incelenir inceden inceye…

Ve gereken yapılır demokrasi kuralları içinde…

Biraz Yusuf sabrı lazım herkese…

Hz. Yusuf’un sabrı, onu kuyudan çıkartarak, Mısır’a SULTAN yaptı!

Muhalefete Yusuf sabrı gerekir koronavirüslü günlerde…

*****

TEKALLİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ…

Tekallif-i Milliye Emirleri, Kurtuluş Savaşının dönüm noktalarından olan, Sakarya Meydan Muharebesi öncesi Türk ordusunun ihtiyaçlarını karşılamak ve Sakarya Savaşına hazırlanmak için Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın kanunla kendisine verilen yasama yetkisini kullanarak yayınladığı Ulusal Yükümlülük Emirleridir.

Tekallif-i Milliye Emirleri 7 Ağustos 1921 tarihinde 10 madde olarak yayınlandı.

1-Her ilçede bir Tekallif-i Milliye Komisyonu kurulacak.

2-Halk elindeki silah ve cephaneyi 3 gün içinde orduya teslim edecek.

3-Her aile bir askeri giydirecek.

4-Yiyecek ve giyecek maddelerinin %40 ‘ına el konulacak ve bunların karşılığı sonra ödenecektir.

5-Ticaret adamlarının elinde bulunan her türlü giyecek mallarının %40’ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra ödenecektir.

6-Her türlü makineli aracın %40’ına el konacak.

7-Halkın elindeki binek hayvanlarının ve taşıt araçlarının %20’sine el konacak.

8-Sahipsiz malların hepsine el konacak.

9-Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahipleri ordunun emrinde çalışacak.

10-Halkın elindeki araçlar aylık 100 km askeri ulaşım yapacaklar.

Tekallif-i Milliye Emirleri incelendiğinde, el konulan malların karşılığı savaş sonrası ödeniyor!

Bu yazımı okuduktan sonra, Savaş kazanılmazsa ne olur? Sorusuna cevap arayanlar olabilir.

Bağımsız bir devletim, özgür bir vatanım olmadıktan sonra, mal mülk neye yarar?

Koranavirüs bize, Kurtuluş Savaşı yıllarını da hatırlattı ya!

Demek ki bir musibet, bin nasihat tan iyiymiş…