Son iki haftadır kısıtlamalar aynen sürmesine rağmen olgu sayılarında artış olduğunu bizzat Sağlık Bakanı da söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 1 Mart’ta koronavirüsle mücadele kapsamında normalleşme sürecini başlatılacağını duyurmasının ardından gözler mart ayına çevrildi.

65 YAŞ YASAĞINDAN VAZGEÇİLMELİ

Lokanta, kafeteryalar, kahvehaneler gibi bazı işyerlerinin hizmet sunamaması, saat 21.00’den sonra ve hafta sonu sokağa çıkma yasağı ile 65 yaş üstü ve çocukların sokağa çıkma kısıtlaması gibi durumların vakaların artışını önlemediği aşikar. Özellikle hizmet sektörü battı.  

“Kısıtlamalar yürürlüğe girdikten sonra olgu ve ölüm sayılarında bir azalma oldu. Fakat son iki haftadır kısıtlamalar aynen sürmesine rağmen olgu sayılarında artış var. Kısıtlamaların bu haliyle sürmesi toplumun yalnızca belli kesimlerinin üstüne yük aktarılması anlamına geliyor ki bu haliyle sürdürülmesi mümkün görünmüyor” dedi.

SOSYAL TAM KAPANMA

Toplumun tamamının dayanışma içerisinde bu süreçte yer alacağı bir toplumsal hareketlilik sınırlandırması daha doğru olacaktır. 65 yaş üzeri ve çocukları günün belli saatlerinde dışarıya çıkartabilmesi uygulamasından da bir an önce vazgeçmek gerekir.  “Bu durum onların beden ve ruh sağlığını olumsuz etkiliyor” İller bazında epidemiyolojik ölçütler gözetilerek kısıtlamalara karar verilmesi gerekir. “Burada da üç temel ölçüt var. Birincisi son 14 günlük süre içerisinde yeni olgu görülme hızı, ikincisi nüfusa göre test yapabilme sayısı, üçüncüsü de testler içerisindeki pozitiflik oranı. Bunların üçü bir arada değerlendirilip o bölgede hangi kısıtlamaların uygulanacağına karar vermek gerekir. Büyük küçük işletme gibi düşünmeksizin ekonomik ve sosyal koşulları oluşturulmuş bir tam kapanmayı yeniden gündeme getirmek gerekir. Bir yıllık bir süreç bize şunu gösterdi: Salgını kontrol altına alamadık, nüfusa göre olgu görülme sıklığında pek iyi durumda değiliz.”

‘VAKALARLA İLGİLİ DAĞILIMI AÇIKLAYIN’

 “Şehirlerle ilgili 100 bin nüfus üzerinden bir sayı veriliyor ama her şehre ait test sayıları, önceki vaka sayıları ve bu sayıların ilçelere göre dağılımları verilmiyor. İl pandemi kurullarına hâlâ ilgili meslek örgütlerinin, tabip odalarının katılımı sağlanmış durumda değil. Covid-19 enfeksiyonu daha çok hangi mahallelerde, hangi işkollarında, hangi ortamlarda oluyor, test sayıları ne kadar, pozitiflik oranları nedir gibi bilgilere sahip olduktan sonra kapanma- açılma adımlarının neler olması gerektiğine karar verilebilir.

Özellikle topluma örnek olması gereken Cumhurbaşkanı kalabalık kongrelere katılıp salgın döneminde bile salonların dolu olmasından övgüyle söz edebiliyor. Küçük esnafın lokantalarını kapatırken kuralların hiçe sayıldığı kapalı salon toplantıları yapıyorsunuz ve kalabalık olmasıyla övünüyorsunuz, bu çok ciddi bir çelişki. Hâlâ eğitim kurumlarında yüz yüze eğitim koşulları sağlanarak yapılamazken çok elzem olmayan yerler açık tutulabiliyor. Okullar için birinci basamak okul sağlığı birimleri oluşturulmalı, salgın koşullarına uygun hale getirilmeli, her kurum kendi özelliklerine göre değerlendirilmeli ve düzenli denetlenmeli.”

En son örneğini AKP İzmir Kongresinde gördük. Çevre iller ve ilçelerden hatta köylerden otobüslerle insanlar kongre binasına taşındı. Pandemi kurallarına hiç uyulmadı. Amaç gövde gösterisi. Bu durum AKP nin bütün İl ve İlçe Kongrelerinde görülüyor. Hatta toplu yemekler düzenleniyor. Bu durum virüsün en ücra köşelere yayılmasını sağlıyor. Diğer taraftan Lokanta, Cafe vb. işletmeleri kapatmak çelişkidir. Ayrıca Oteller hınca hınç dolu ama esnaf açlığa mahkum edildi.