Sevgili okurlarım yarın ülkemiz için önemli bir gün geleceğin büyük Türkiye’si için karar alacak olan kişileri seçeceğiz. Sizlerden isteğim hangi siyasi görüşe mensup olursanız olun vatandaşlığın bir gereği olan oy kullanma işlemini yapınız. Türkiye Türk-İslam Devletleri’ne her anlamda öncülük etmektedir, bunun bir örneği de Türkiye’de uygulanan demokrasidir. Demokrasi birden çok insanın ortak bir toplumsal uzlaşı ile birlikte yaşamasına imkan veren karar alma yönetimidir. Tabi bu sisteminde kendi içerisinde çelişkileri bulunmaktadır. Örneğin en büyük çelişki şu şekilde yaşanmaktadır. Bir grubun %60’ın ortak rızasını alması kalan %40’ın temel haklarını elinden alınması anlamına gelmemelidir.

Demokrasi, bir toplumun geleceği için en iyi olanı seçmesi üzerine oluşturulmuştur. En çok kişinin istediği toplumun tamamını kucaklamalıdır. Seçilenler, toplumu ötekileştirmeden tabanda milli menfaatler doğrultusunda her kesim tarafından saygı ile anılmalıdır. Seçimde kazanan veya kaybeden olmamalı kazanan Türkiye olmalı…

Türkiye’de 1945 yılında başlayan çok partili siyasal yaşam, bizleri demokrasiye ulaştırmak yerine mahalleyi, sokakları ve camileri ayırarak ülkede bir kargaşa yaşanmasına yol açmıştır. 1961 yılında özgürlüklere geniş yer veren bir anayasa ile aşırı özgürlük neticesinde ülkede anarşi ortaya çıkmıştır. Arkasından gelen darbeler ile Türkiye’nin gelişmesi engellenmiştir.

Bu sebeble en başta yapılması gereken Türkiye’nin varlığını ve çıkarlarını korumak için demokrasiye sahip çıkarak vatandaşlık hakkımızı kullanmamız gerekmektedir. Sonra bu bağlamda batının yarattığı yapay sorunları gündemin dışında bırakıp ülkemizin gerçek sorunları ile ilgilenmeli o doğrultuda kararlar almalıyız. Ülkemizdeki tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, sanayi hamlesi ile ülkenin büyümesini tartışmalıyız. Üreten bir topluluk olmalıyız tüketmeyi alışkanlık haline getirmiş bir nesil yetiştirmemeliyiz.

Demokrasiye sahip çıkmanın önemini komşularımız Suriye ve Irak’ta yaşananlara bakınca daha iyi anlayabiliriz. Ülkelerinde demokrasi olmadığı için ülkelerinden kaçan ve ülkemize sığınan insanlar bulunmatadır. Kendi kaderlerini belirleyemeyen bu insanlar hak talep ettikleri için topraklarından çıkmak zorunda kalmışlardır. Demokrasi hava, su gibi insanlara gereklidir.

Bu bağlamda sözlerime Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sözüyle son vermek istiyorum; “Egemenlik Kayıtsız, Şartsız Milletindir” yani bizlerindir…