30 Kasım 2007 tarihinde İstanbul’dan Havalanan Atlas Jet Uçağı düşmüş/düşürülmüş, uçakta bulunan 7’si mürettebat 57 kişi Hakk’ın rahmetine kavuşmuştu.

57 kişi arasında Bor ve Toryum üzerine araştırma yapan 6 bilim insanın da olması olayda suikast şüphesini arttırıyordu.

Lakin, birbiri ardına şüpheli şekilde öldürülen ve intihar süsü verilmek istenen 8 ASELSAN mühendisi olayında olduğu gibi, bu olayın üzerine de gidilmedi.

Geçtiğimiz ay, CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, pek üzerine gidilmeyen bu olayın 30 Kasım 2019’da zaman aşımına uğrayacağını görerek, Isparta Uçak kazasına ilişkin Meclis Araştırması açılmasını talep etti. Sonucunu merakla bekliyoruz.

Ölen 6 bilim insanı, DPT destekli “Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları” gibi “çok özel bir projede” görevliydiler.

Türkiye için o denli önemli olan bu stratejik projenin kaderimizi değiştireceği muhakkaktı.

Dolayısıyla bu kazada, bunu istemeyen dış güçlerin parmağı neden olmasındı?

Yapmadıkları bir şey değil ki…

Uçağın düşmesinin kazadan ziyade suikast şeklinde yorumlanması için yeterli donelerde vardı üstelik.

Mesela, yitirdiğimiz Prof. Engin Arık’ın Toryum ile ilgili bütün hassas çalışmalarını yüklemiş olduğu diz üstü bilgisayarın bulunamamış olması…

Bor ve toryum üzerinde ciddi çalışmalara imza atan zamanın Uludağ Üniversitesi Rektörü Profesör Mustafa Yurtkuran’ın 2008 yılında Ergenekon’dan cezaevine atılması…

Bunlara bağlantılı olarak,Havelsan’a çağ atlatan dönemin Havelsan Genel Müdürü Faruk Yalman’ın da Balyoz davası kapsamında Cezaevine tıkılması…

Hepsi birleştirildiğinde, sizde de, Türkiye üzerinde oynanan oyunların ve kurulan kumpasların bir parçası olabileceği şüphelerini uyandırmıyor mu?

Toryumun önemini bilenler, suikastlara gerekçe teşkil edebileceğini iyi bilirler.

Nedir toryum?

Nükleer santrallerin olmazsa olmazı bir yakıt türü…

Toryumlu santrallerin patlama riski kesinlikle yok ve tam bir çevre dostu.

Bu konuda o kadar masum ki nükleer karşıtları bile bu yönü nedeniyle toryuma karşı çıkmıyorlar.

İstisnasız herkes toryumu 21.yüzyılın en stratejik elementlerinden biri kabul ediyor.

Dünya toryum üretiminden elde edilen enerji tüm uranyumdan ve petrol vb. yakıtların toplamından elde edilen enerjiden çok fazla...

Kıyaslama yaparsak 1 ton toryum 1 milyon ton petrole eşdeğermiş.

Dolayısıyla Türkiye’deki enerji sorununu çözecek ve dışa bağımlılığımızı bitirecek bir element, ki Türkiye kendine ebediyen yetecek Toryum rezervine sahip.

Daha ihtiyatlı uzmanlar 80 milyonluk bir Türkiye’ye en az 100 yıl yetecek bir toryum rezervine sahip olduğumuzu İfade ediyorlar.

Dünya toryum rezervi 1200 ton civarındaymış ve bunun 800 ton kadarı Türkiye’de bulunuyormuş.

Yani dünyadaki toryum elementinin yarıdan fazlası Türkiye’de…

Isparta’daki o sözde kazada hayatını kaybeden Prof. Engin Arık ölmeden/öldürülmeden önce yaptığı bir söyleşide Türkiye’deki Toryum rezervlerinin parasal karşılığını petrol kıstas alındığında yaklaşık 120 trilyon dolar olarak ifade etmiş.

Bunun üzerine bir başka stratejik maden olan Bor’u ekleyin, ki bor madeninin Dünya rezervlerinin yüzde 64’ü de Türkiye’de.

Yine kumpasa kurban edilen Profesör Dr. Mustafa Yurtkuran’ın ifadesiyle, bu iki madenin ederinin parasal karşılığının 129 trilyon dolar…

Ne müthiş bir zenginlik değil mi?

Ama gördüğünüz gibi bize yedirmiyorlar, gördüğünüz gibi bu stratejik madenlerimiz üzerine çalışma yapan bilim adamları ve savunma sanayinde stratejik projelerde çalışan mühendislerimiz şüpheli biçimde hayatlarını kaybediyor.

Ve yine savunma sanayimizi ayağa kaldıran çalışmalara imza atanlar, yeraltı zenginliklerimiz üzerine çalışma yapanlar, emperyalist kumpaslarla cezaevlerine tıkılıyor.

Bunun sebebi, Prof. Dr. Ali Ercan’ın, Türkiye’de Toryum Teknolojisi Gerekçesi İsimli raporunda belirttiği gibi, bağımsızlığı karakteri edinmemiş, birikimsiz ve samimiyetsiz yöneticiler mi yoksa biz mi komple teorileri üretiyoruz, yakında göreceğiz.

Ne zaman mı?

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın Araştırma Önergesinin kabul veya ret edildiği gün…