Kaynarca Belediye Başkanı Murat Kefli ile gazetemizin belli aralıklarla gerçekleştirdiği ‘Soru Yağmuru’ dizisinde tanışmışmış, oldukça etkilenmiş ve ardından ‘Kaynarca Layığını Bulmuş’ başlıklı bir yazı yazmıştım.

Geçtiğimiz gün, bir de Kaynarcalılara soralım düşüncesiyle şirin ama atıl kalmış, özellikle doğa ve turizm potansiyelini bir türlü açığa çıkaramamış bu ilçeyi ziyaret ettim, vatandaşlarla konuştum.

En başta ifade edeyim ki artık Kaynarcalılar ‘keşke bizi Kocaeli’ye bağlasalar da adam gibi bir hizmet alsak’ kompleksinden kurtulmuş görünüyorlar.

Bu önemli bir kırılma noktasıdır.

Çünkü bu ilde yaşayanlardan biri olarak canımı en çok sıkan şeylerden biri gelişim ve hizmet noktasında komşu ili kıskanmak zorunda kalışımızdır.

Bu duyguyu da en çok komşuya sınır ilçelerimizin vatandaşları hissetmektedir.

Öyle ya önüne bakıyorsun sanki Paris, bulunduğun yere bakıyorsun Çemişgezek’ten bir farkı yok, gel de gıpta etme…

Sadece Kaynarcalılara has değildir bu gıpta meselesi…

Kaynarca’dan geçip sahile inmek isteyen hemşerilerimizin de, sadece sosyal gelişim ve kentleşme anlamında değil, doğa ve deniz turizmi konusundaki eksikliğimizden dolayı canlarının yandığını, hayıflandıklarını biliyorum.

Çoğumuz için, sahil uzunluğu ve güzelliği itibariyle komşularını ikiye katlama potansiyeline haiz bu ilçeyi sadece geçiş amaçlı kullanıyor olmak gerçekten acıdır.

Potansiyel diyoruz, yani un var, şeker var, yağ var ama helva yapılmamış bu güne kadar.

Çünkü ‘usta’ bulunamamış…

O usta bulunamayınca, bugüne kadar yerli turizmciler Kaynarca’dan, Kaynarcalılar iç turizmin getirilerinden yani helvadan mahrum bırakılmışlar ne yazık ki.

Bugüne kadar dememden kasıt, artık Kaynarca o ihtiyacı olan ustayı yani ‘layığını’ bulmuş…

Bunu ‘Soru Yağmuru’na konuk ettiğimizde anlamış ama teyit etme/ettirme gereği de duymuştum açıkçası…

İşte Kaynarca ziyareti bana bunu teyit etme imkânı verdi.

Memnun oldum, sevindim…

Yazılarımı okuyanlar ‘ sürekli eleştiriyorsun, hep mi kötü, yazacak hiç mi iyi bir şey yok’ derler.

Doğrusu buna bizim de ihtiyacımız var ki bulunca yazıyoruz, görüldüğü gibi...

Ve bir güzellik bulduğumuzda, kimden, neden, hangi partiden ayrımı yapmadan paylaşabiliyoruz.

Halkın memnuniyetini teyit ettikten sonra Belediye’ye geçtik. Yapılanlar, yapılacak olanlarla ilgili bilgi aldık.

Komşu Kerpe ve kendi sahillerimize ulaşımı sağlayan yollarla ilgili ciddi çalışmalar yapılmış, planlar Büyükşehir Belediyesi’ne sunulmuş.

İstimlak konusunda küçük birkaç pürüz var. Malumunuz Kaynarca çok eski yerleşim ve mülkiyetlerin birden fazla hissedarları var, haliyle ikna sorunu yaşanıyor ama Başkan Murat Kefli’nin, samimiyeti ve içtenliği devreye girince bunlar çözülemeyecek sorunlar değil.

Azami 3 yıl içerisinde bu yollar bitirilecek…

Sahil, Kaynarca için en önemli turizm potansiyeline haiz…

Dolayısıyla herkesin gözü orada...

Bu konuda Başkan “Bizim 9 kilometre uzunluğunda yaklaşık 2 buçuk km derinliğinde bir kumsalımız var. Bu kumsalın üzerindeki mülkiyetin büyük bir kısmı Milli Emlak’a ait. Diğerleri davalı olan yerler var. Geçmiş davalarda hak edilmiş yerler var. 1970 yılında parsel olarak satılmış yerler var. Bizim sahilin büyük kısmı hazineye ait arazi. Biz bu süreç içerisinde de arazileri alıp kaydını geçirdikten sonra akabinde almak isteyenler oldu. Biz buna müsaade etmedik. Şu an da bin 471 dönüm Sakarya'nın en büyük kamu arazilerinden bir tanesi. Bu arazi üzerine prefabrik koyma sevdası başladı. Biz bunu şiddetle durdurma niyetine girdik. Şehircilik bakanı Murat Kurum'la görüştük, İl Emlak Genel Müdürüne talimat verdik. Kaynarca'da hiçbir hazine yeri satılmayacak diye sözünü aldık. Şu an da böyle bir satış yok. Biz geldiğimizde de birkaçı satıştaydı, onları da durdurduk” diyor.

Başkanının niyeti, Kaynarca’yı, Kocaali ve Karasu’da yaşanan yağma, talan ve düzensiz yapılaşmaya geçit vermemek.

Kaynarca’nın önemli sorunlarından bir tanesi ciddi sel felaketine maruz kalabilmesi…

Bu konuda da dere yatağı genişletme, ıslah ve köprü çalışmaları yapılıyor.

Kaynarca için Acarlar Longozu da önemli bir turizm potansiyeli ve maalesef Kaynarca’nın fosseptiği ile kirleniyordu. Bu konuda da önemli gelişmeler bugün yarın yaşanacak.

Arıtma için gerekli istimlak çalışmaları başladı.

Başkan Kefli, bütün bu yapılanların pansumandan ibaret olduğunu, kalıcı tedavinin kanalizasyon ve yol bittikten sonra başlayacağı müjdesini verdi.

Longoz konusunda en büyük handikap İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak üzere planlanan ve ÇED sürecinde ilçede gerilime neden olan Yırtmaçdere Barajı ki, yapılması durumunda longoza su tedarikini olumsuz etkileyeceği muhakkak.

SASKİ’nin bu projeye olumlu rapor vermemesi büyük şans ama inşallah yerel siyaset lobimiz Ankara’yı ikna ederek bu doğa katliamına izin vermez.

Başkan Kefli, longoz konusunda biraz dertli ama umutsuz değil;

“Longozda çok ciddi bir kuruma vardı. Devlet su işleri, Orman Genel Müdürüyle sürekli engellenmesi için birlikte mücadele verdik. Orada kurumlar arası da sıkıntı var. Bizim bilimsel heyetlerimiz -maalesef Türkiye’nin bu konuda çok sıkıntısı var- kademeler birbirinden biraz kopuk. Biz bunu anlatamadık. Çoğu sorunumuzu kendi imkanlarımızla hallettik. Göreceksiniz önümüzdeki süreçte Kaynarca’nın longozu da aynı Orman Park’taki gibi dev güzel dış budak ağaçlar ve diğer ağaçlarda canlanacak” diyor.

Siyasi ve mafyatik rant canavarlarına izin vermeyeceklerinin altını çiziyor.

Görünen o ki Kaynarca ve Belediye Başkanı, bu sütunların sık sık misafiri olacak.

Bu bizim için de büyük bir zevk…

Başkan, benim için de bir gurur kaynağı ayrıca çünkü onda Arifiye Öğretmen lisesi hamuru var.

Kendisiyle okuldaş olduğum gurur duyuyor, bu vesile ile, önce köy enstitülerini, sonra köy öğretmen okullarını ve en son öğretmen liselerini kapatan arkadaşların yedi ceddini bir kez daha rahmetle anıyorum!