Rektör Fatih Savaşan’ın, Kıbrıs’ta öğrenim gören kızını özel öğrenci statüsü ile Sakarya Üniversitesi’ne aldırmasıyla ilgili yazımıza herhangi bir cevap veya açıklama gelmedi.

Gelmemesi başlı başına ‘minareye uygun kılıf bulunamaması anlamına geliyor.

Açıkladık işte kardeşim, sana özel açıklama mı göndereceğiz diye düşünüyorlarsa yanlış yapıyorlar.

Yanlış yapıyorlar çünkü bahsettikleri açıklama ‘minareye kılıf’ olmaktan çok çok uzak, yeterli değil, hatta üniversiteyle bağlantılı okurların belirttikleri gibi ‘komik’ bir açıklama.

Üzerlerine atıl suçla ilgilisi olmayan, asıl soruyu cevapsız bırakan ‘herkes özel öğrenci oluyor işte, benim kızımın neyi eksik’ babından bir açıklama.

Dolayısıyla kamuoyu halen aydınlatılmış değil.

Kamuoyunun aydınlanabilmesi ve ikna olabilmesi için, kızınızın, ilgili yönergenin hangi maddesine göre kabul edildiğini, hangi şarta haiz olduğunu açık açık belirmediğiniz sürece kamuoyunun ikna olması mümkün değil.

Herhalde siz bizi anlamadınız.

Madem anlamadınız, biz de atıfta bulunduğunuz kendi yönergenizden yola çıkarak madde madde soralım.

Kızınız da ‘Bağımsız yaşamı engelleyen ve bu nedenle ailenin mutlak desteğinin gerekli olduğu fiziksel veya ruhsal kronik hastalığı bulunan ve durumunu tam teşekküllü bir hastaneden alınan heyet raporu’ mu var?

Kızınız ‘Eşi, çocukları, annesinin veya babasının sürekli bakıma muhtaç olması halini tam teşekküllü hastaneden aldığı bir resmi sağlık kurulu raporuyla’ mı belgelemiş?

Kızınız, birinci dereceden şehit yakını mı?

Milli sporcu mu?

Afete mi maruz kaldı? Can veya mal güvenliği tehdit altında mı?

Bir de şuradan sorayım ki bilelim, aydınlanalım;

Kızınız, yine sizin yönergenizde ifade edilen ‘özel öğrenci’ tanımına ne kadar uygun?

Kızınıza ‘özel öğrenci’ statüsü kazandıran özel durumu ne?

Yoksa Allah korusun raporla belgelenmiş bir sağlık durumu mu var?

Pandemiye sığınıyorsanız ve onu gerekçe gösteriyorsanız eğer gerçekten komik bir savunm olur. Çünkü kızınızı pandemiden önce yanınıza almışsınız. Pandemi gerekçe olabiliyorsa da, bu bütün öğrencilerin ‘özel öğrenci’ sıfatıyla evlerine en yakın üniversiteye kabulü anlamına gelir ki, yer yerinden oynar.

Dolayısıyla rektör bey, kamuoyu, kızınızın ne sebeple babasının rektör olduğu üniversiteye ‘özel öğrenci’ statüsüyle kabul edildiğini anlayamadı.

Kamuoyu, “Özel öğrenci olma ile ilgili herhangi bir kontenjan sınırı da yoktur. Bu kapsamda yapılan işlemlerin kişiye özel ve istisnai işlemler gibi servis edilerek medyanın ve kamuoyunun yanıltılması doğru değildir” şeklindeki muğlak ifadelerinizden hiçbir şey anlamadı.

Ve kamuoyu sizden, açık, net, aydınlatıcı bir açıklama bekliyor.

Aksi halde başta ben olmak üzere kamuoyu sizi mertçe istifaya davet ediyor.

İlgili yazımız özellikle üniversite camiasında büyük ilgi gördü.

Gerçi artık nasıl bir iklim yaratıldıysa korkudan beğeni bırakamadılar, yorum yapamadılar ve paylaşamadılar bile ama bırakın üniversite müştemilatını, dışarıdaki kafelerdeki masalarda bile bu konu konuşuldu.

Mesela neredeyse bütün üniversite mensuplarının müdavimi olduğu o meşhur kafenin bir yuvarlak masasında, konu tartışılırken şu konuşmalar geçiyor ve konunun açıldığı her yerde şu yorumlar yapılıyordu.

Rektör hile yapmaya çalışmış. Muhtemelen kızına zemin hazırlamak için yedinci ayda senato kararı aldırmış. Fakat bu madde de gerekçe ve belge istiyor. Rektör kızını hangi gerekçe ile aldı. Hangi belgeyi sundu. Çıksın açıklasın.

Tabi tabi, yönergeye 17.07.2020 de ilave ettiği Ğ maddesini de açıklasın da görelim.

Açıklamasında, başvuran herkesi alıyoruz gibi bir cümle kurmuş. Hadi canım sen de! O zaman bu yıl kaç öğrenci başvurdu ve kaçı kabul edildi, isim isim açıklasın.

Açıklama diye yaptıkları laf kalabalığından ibaret. Özel öğrenci şartları var ve bu şartlar çok ağır. Bu açıklamadan rektörün kızının şartları tutuyor mu tutmuyor mu anlaşılmıyor.

E anlaşılmasın diye böyle bir açıklama yapmışlar zaten.

Rektör bey işi pandemiye bağlamış. Yersen! Rektör bey kızının kaç yıldır SAÜ’de okuduğunu da bir açıklasa, daha inandırıcı olurdu. Birde kızından başka tıpta özel öğrenciyle okuyan var mı?

Sayın rektörün kızı, Türkiye’de her hangi bir yer kazanamamış ve paralı üniversiteye gitmiş, sınavı kazanamamış ve ücretli göndermiş. Şimdi Sakarya Tıp’ı mı kazanmış ki gelebiliyor.?  Birde muhafazakar görünüp bunları yapmaları yok mu? Dinimize en büyük zararı mal ve makam düşkünleri veriyor.

Eğer inanıyorsan ve gerçekten inanıyorsanız ama bu yerin altı da var.

Bu memlekette parası ve makamı olana her şey helal ve mubah mı? Ayıp, ayıp!

Vatandaşa, garip gurabaya mevzuat, rektör hocaya gelince teferruat. Yok öyle yağma!

Özel öğrenci olarak öğrencilik yapmanın bir mazeret şartı var öyle rektör beyin dediği gibi basit değil. Keşke rektör hoca hangi mazereti baz aldı bunu deliliyle açıklasaydı.

Neyin hakkından adaletinden bahsediyorsunuz. Adam iki yıl önce sıfırdan yaptırdığı lojmanı şimdi yeniden sil battan kırıp yaptırdı. Kendi evi olsa böyle bol keseden savurur muydu? Nasıl olsa para devletin parası...

Çocuğunu buraya almış çok mu? Görev ömrü vefa ederse o çocuğu burada öğretim elemanı olarak da görürüz. Merak etmeyin.

Evet, üniversite ve kamuoyu bunları konuşuyor, konuşmakla kalmıyor bir açıklama bekliyor.

Ya o açımlamayı yapmanızı ya da istifa erdemini göstermenizi bekliyor.

Karar sizin!