Dün Dünya kadınlar günüydü, sembolik olarak kutladık kadınlarımızın gününü.

Çok nazik ve ince düşünenler belki bir çiçekle, kimisi bir yemekle kutladı aradan tam 1 gün geçti.

Kadının var olan adı sadece dünde kaldı, bugün kadın hakları, kadın erkek eşitliği vb. tüm sembolik terimler raflara kalktı.

Bazen bir anne, bazen kardeş; bazen eş ve bazen iyi bir dost kadınlar bize.

Her durum ve koşulda çok değerliler; değerlerinin bilinmesi gereken, en değerli varlıklarımızdan biri.. Bizi dünyaya getirmeye vesile olan annelerimiz değil mi?

Bir annenin yüreğine sığmaz mı evlat için karşılıksız sevgi, canını dişine takmaz mı saadeti için?

Var olan herkes iyi ya da kötü bir annenin dolayısıyla bir kadının eseri, Rabbim onları başımızdan eksik etmesin.

Böylesine kutsal varlıklarımız olan kadınlarımızın değer görmeleri için bir güne ihtiyaç yoktur, onlar hayatlarımızın her anında değerli olmalılar.

Şimdi bugün çevrende kimdir nedir diye düşünmeden, ne ideolojik ne mesleki ne de herhangi bir ötekileştirmeye tabi tutmadan tüm kadınları düşün.

Onları ne durumda olurlarsa olsunlar hayatın her alanında sadece "kadın" oldukları için düştükleri ayrımcılığın, eşitsizliğin farkına var.

Bu onlara çiçek vermenden, bu onlara otobüste yer vermenden, bu onlar sanki senin bakımına muhtaçmış gibi aslında "erk"ekliğinin devamı olan centilmenliklerinden çok daha önemli.

Onuruyla, emeğiyle yaşayan, tüm kadınların günüydü dün, eeee ne demişler; erkeğin adam olduğu yerde kadına her gün 8 Marttır.

Örselenen tüm kadınların, her alanda var olmak ve eril düzende insan gibi yaşamak için verdikleri emeklerinden öperim.

Korkuyorum; yazının başlığında ‘kadının adı var’ dedik ya, gün gelir de ya adı da kalmazsa.

Toplum olarak bastırılmış duyguların, öfke nöbetlerimizin sonuçlarına katlanıyor ve kadına şiddet temalı durum ortaya çıkıyor.

‘Kadın hakları konusunda erkekler hep başkalarının kadınları için konuşurlar.' diyen Ece Ayhan gelir aklıma, durum hep aynı aslında..

İçi boşaltılan gün. her yerde gördüğüm kadınlar çiçektir, böcektir, anadır yazıları ve hediye alma, alışveriş yapma telaşı nasıl da kadın hareketinin uzağında olduğumuzu anlamama neden oldu. Bugün her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçi söyleme karşı koyma günüdür.

Kadınlık sadece aile ve çocukla anlam kazanmaz! Türkiye gibi kadın sorunun ileri derecede var olduğu bir ülkede ciddiye alınması ve mücadele günü olarak algılanması gereken gündür.

Sembolik olan bu tüccar günlerin benim için bir anlamı yoktur, olmamalıdır da. Bu olay benim nezdinde ‘İNSAN’ olabilmek için Ramazan ayını bekleyen Müslümandan farksızdır.

Hayatımızın her yerinde ve her anında, sevgileri, emekleri ve fedakarlıklarıyla dünyamızı güzelleştiren başta eşim ve annem olmak üzere tüm kadınlarımızın, her gününü kutlarım. Sizler bir gün değil; her gün özelsiniz.

Sevgilerimle, hoşçakalın.