CHP’de, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin ilk başkanı merhum Aziz Duran’ın isminin şehirde yaşatılması için bir ön alma yarışı başladı.

   Birkaç hafta önce CHP İl Başkanı Ecevit’in benzeri bir öneri yapmıştı. Ben de;   

   ” Şehrin karakteri olmuş alan, mekan, mahalle, cadde isimlerinin değişmesi kent tarihine saygısızlıktır. Yarın şehrinde kimse kendi geçmişini bulamaz!   

   Yaşanan Şehir; halkıyla paylaşıp, şehre yapılan yeni bir esere istenen ismi vermeli!” önerisi yaptım. Daha bir hafta geçmedi, n’oldu?

    CHP’nin Adapazarı Belediye Meclisi üyesi Haluk Akbay,” İzmit caddesindeki Alt Geçit’e Aziz Duran’ın ismi verilsin!” diye önerdi.

    

    İzmit Caddesi’nin ismi, Yaşayan Adapazarı’nın ve halkının tarihine işlemiştir.

    Osmanlı’nın başkenti İstanbul’dan, Cumhuriyet’in başkenti Ankara’ya yüzlerce yıldır İzmit Caddesi ile Ankara Caddesi’nden gelip gidilmiştir!

    İzmit Caddesi’nin iki yanında yüzlerce yılda kurulmuş-oluşmuş çok canlı bir sosyal ve ekonomik hayat vardı. Önce ismi yok edildi;

     Adnan Menderes’i seven, takdir eden halka şirin görünmek için bir siyaset anlayışı İzmit Caddesi’nin ismini değiştirebilir mi? Bu şehre vefasızlıktır.

    Yeni bir dolu bulvar yapıldı, niye.” Adnan Menderes Bulvarı.” denmedi? Şu gün yöneten siyaset, değişen isimlerden halk evini bulamaz. Olur mu öyle?   

    CHP Adapazarı Belediye Meclisi Üyesi Haluk Akbay’ı iyi tanırım. Meclisteki şehir sorumluluk örneği olacek önermelerini de beğenirim, amaa;

     Doğup-büyüdüğüm İzmit Caddesi’ndeki yarım yüzyıllık sosyal ve ekonomik hayatı da iyi bilirim.

   İlk küçük sanayileri İzmit ve Ankara caddelerinde kurulmuştur. İstanbul ile Ankara’yı bağlayan O yollar Adapazarı’nın ortasından geçen Kent Tarihleri’dir.

   Tüm hayatımız İzmit Caddesi’nde geçti. Baba evimden caddeye çıkışın sol köşesinde bir küçük sanayi vardı;

   Karşı kaldırıma çıkıp Yenicami’ye 100-150 metre yürüyünce de küçük bir oto sanayi çarşısı vardı. Ankara Caddesi ile birlikte, sanayilerimizi bunlar kurmuştur.

     Hepsinin öncüsü ise Cumhuriyet’in Vagon, Traktör ve Şeker, Ağır Bakım fabrikalarıdır. “ Donatım Kent Park!” ismini değiştirmek gaflet olmaz mı?  

    

   İzmit Caddesi’ndeki Alt Geçit ise çok daha farklı ve de büyük yanlış İŞ’tir; niye?

   Hiçbir büyük şehrin merkezine ana caddelerden hiçbir motorlu araç 70-80 km hızla girip geçemez! Dört yönden gelen araçlar tüm yaya-araç trafiğini felç eder.

    Bugün Yenicami ve Orhancami kavşaklarındaki tıkanmayı önleyecek çözümü bulabilen bir deha var mı? O trafik ışıkları olmasa yaya şehir yaşamı olabilir mi?

    “ İzmit Caddesi’ndeki Alt Geçit harika oldu.” diyen birisi, yaya olarak hiçbir aile ferdinin oradan geçmesini istemez. Ee, biz orada yaya büyüdük?

    Yenicami ile Devlet Hastanesi arasında; İzmit Caddesi’ndeki sosyal ve ekonomik hayatın son 50-60 yılını avucumun içi gibi bilirim;

     

    O Alt Geçit şehrin o gün ihtiyacı mıydı, işsiz kalan bir müteahhide iş miydi bilmem. Ama; orada var olan iş dünyası da, karşı karşıya yaşanan hayatta bitti.

    Alt Geçit’ten sonra:

   Karşılıklı oturan kardeşler, akrabalar, komşular caddeye çekilen yüzlerce metre çelik bariyerlerle görüşemez hale getirildi. Arkadaşlıklarımız bitti.

  Babamın, Yenicami’den 250 metre uzaktaki evi karşı sokaktaydı. Annem hasta,  hastaneye götürmemiz gerek diye telefon geldi. Arabama koştum.

    Annem 150 metre karşımdaydı; arabayla İzmit caddesindeki Otogar kavşağına nasıl geldiğimi, Annemi özel hastane’ye nasıl götürdüğümü unutamam.

    ATSO’da (SATSO); orada Alt Geçit yapmak yanlış; Üst Geçit yapılması tartışılmalı dendiğini biliyorum. Öyle de olmalıymış, ki;

    Yazılarım arşivimdedir. Adapazarı GAR’ına kadar gelen Demiryolumuzun;

   1.ve 2. OFİS ile Donatım Geçitlerinin hepsinin çevresi Deprem sonrası Yonca Kavşak olabilecek kadar boştu, bomboş! Çok uyardım, ama;

    1. Geçit yangından kaçırılır gibi ve yola sıfır imara açıldı. Az sonra 2. Geçit de. 

    Sayfalar dolusu yazsam bu imar yağmalarının sonu gelmez. Şu gün de, bir metre boş alan görülse Abime-Amcama bir kulübe demeye devam ederiz?

   Eski Vilayet Meydanı’na, şimdiki Kent Meydanı’na, Atatürk Parkı’nın dört yanına, Orhan Camii meydanı; Bahara çıkarsak, Tabureli Şehir olacak mı?