Kendilerinden önce rüşvet ve adam kayırma kaynaklı bir talanın söz konusu olduğunu ifade eden Yılmaz, “Kamerasından güvenlik elemanına kadar her türlü tedbiri aldık, ormanımızdan bir dal kaçırmaları mümkün değil” diyor. 

Yazının dün yayımlanan ilk bölümünde, Arifiye İl Ormanıʼnın yeni işletmecileriyle nasılbir dönüşüm yaşadığını anlattım. Şimdi gelelim işletmecisine... Amiyane tabiriyle Sakarya İl Ormanını baştan yaratanlar kim? Baba İbrahim Yılmaz ve oğlu Seyfi Yılmaz, aslen Rizeliler. Baba 1972 yıllarından bu yana ilimize aşina, merhum eski bakanlarımızdan Cevat Ayhan ağabeyimizin vesilesi ile yıllarca gidip geldiği ve sevdiği Sakaryaʼya ʻbir hayrımız olursa sevinirizʼ düşüncesiyle İl Ormanıʼna talip olmuş. Hayrı ve eseri ortada… Baba İbrahim Bey pek ön planda olmayı ve reklamı sevmiyor, dolayısıyla işletmeye dair oğul Seyfi Beyle konuştuk.

Sordum; İl dışından gelmiş olmaktan kaynaklanan bir dışlanma oldu mu? Seyfi Yılmaz; O anlamda bir sıkıntı yaşamadık, netice de Karadenizliyiz, her yerde olduğu gibi Karadenizlilerin yoğun yaşadığı bu ilde hiç yabancılık çekmedik. Bunlar nereden çıktı diye düşünenler de bizi tanıyıp yaptıklarımızı görünce alenen takdir ettiler. Sakarya İl Ormanı, başta ben olmak üzere vatandaş nezdinde pek hayırla anılan, tavsiye edilen bir piknik alanı değildi. Nasıl oldu da bu intibaı kırdınız, ne tür zorluklar yaşadınız.

Allah yardım etti diyelim. Tabii ki alışkanlıkları değiştirmek ve farklı niyetlerle gelen müdavimleri ikna etmek veya kovmak pek kolay değildi. Daha önce bu mekanı toplumca hoş karşılanmayan niyetlerle kullananların çoğu başkan kabullenmekte zorlandılarsa da gerek resmi makamların yardımı gerekse bireysel çabalarımızla art niyetlilerin üstesinden geldik. Sakarya İl Ormanını sade vatandaşlarımızın aileleriyle birlikte gelip eğlenebilecekleri, dinlenebilecekleri bir ortam haline getirdik.

5 yıldır buradasınız, İl Ormanını halk deyimiyle adam etmişsiniz ama benim ve kim bilir daha kimlerin haberi yok. Bu sizin kusurunuz mu yoksa bizim mi? Tanıtım ve reklama önem vermediniz mi yoksa?

-Ailece reklamı ve övünmeyi sevmediğimiz bir gerçek. Tabi ki sanal ortamda kısmen tanıtım yaptık. Onun dışında reklam işini gelenlere, gezenlere bıraktık. Malumunuz artık herkes yediğini, içtiğini, gezdiğini, gördüğünü sanal ortamda paylaşmadan duramıyor. Bizim tanınırlığımız da bu yolla arttı. Özellikle hafta sonu İstanbul, Ankara başta olmak üzere çevre illerden gelenler oluyor. Hafta sonları bungalovların doluluk oranı yüzde yüzleri bulabiliyor. Hafta için yüzde altmış yetmiş seviyesinde.

Tamam koyu bir Yeşilaycısınız ama, alkol alan vatandaşları da düşünmek gerekmez mi? Gelse ailesiyle birlikte otursa iki kadeh parlatsa olmaz mı?

-İçene elbet de saygımız var ama bizim işletmenin kuralı bu kusura bakmasınlar. Bu mekanın eski sabıkasını incelediğimiz zaman görüyoruz ki, her türlü melanetin başı alkol ve bütün olumsuzluklar genellikle alkol sebebiyle yaşanmış. Biz de alkolü en büyük gerekçe olarak gördük ve işe oradan başladık, yasakladık. Dediğim gibi içene saygımız var ama biz içmeyip de içenden rahatsız olan müşteri kesimini tercih ettik, dizaynımızı ona göre yaptık.

İnşaat ve tadilatlar görüyorum, neler yapıyorsunuz? Öncelikle kafe ve restoranı tadilata aldık, kısmen genişlettik ve daha kullanışlı hale getiriyoruz. Kafe ile birlikte kır düğünleri, nikah, nişan ve benzeri etkinlikler için bir alan yarattık. Göl manzaralı, her türlü etkinlik için kullanılabilecek bir alan. Malumunuz pandemi sebebiyle vatandaşlarımız sosyal etkinliklerini açık hava ve açık alanlarda gerçekleştirmek istiyorlar. Biz de bu ihtiyacı karşılayalım istedik. Yaptığımız inşaat ve tadilatlarda kesinlikle doğaya ve doğal yapıya zarar vermiyoruz. Aksine üzerine bir şeyler katma çabası içerisindeyiz.

Önceleri İl Ormanında kaçak ağaç katliamı yapılıyordu, haberlerden biliyorum. Şimdi durum nasıl?

Maalesef rüşvet ve adam kayırma kaynaklı bir talan söz konusuydu. Kimseyi suçlamak da istemiyorum ama bunlar yaşandı. Biz kamerasından güvenlik elemanlarına kadar her türlü tedbiri aldık, kesinlikle ormanımızdan bir dal kaçırmaları mümkün değil. Tabi bu mekanı her türlü kötü alışkanlıklardan temizlemek isterken yaşadığımız sıkıntıları bu manada da yaşadık. Birilerinin çıkarına çomak soktuğunuz zaman haliyle rahatsız oluyorlar ama netice Hak ve haklı galip geliyor.

Son söz;Sakaryaʼya geldiğim 1994 yılından bu yana sürekli söylüyor ve yazıyorum. Geleceğe dair yatırımlar, planlamalar, projeler yapılırken Sakaryaʼnın coğrafi ve doğal özellikleri, alışkanlıkları, kültürü neyi gerektiriyor ise öyle davranılmalıydı. Sakarya, İstanbulʼun arka bahçesi bir sanayi çöplüğüne değil, tarım, turizm ve hizmet sektörüne talip olmalıydı. Sakarya, çevre, hava ve su kirliliğine sebep olan, vergisinden bile istifade edemediği sanayi kuruluşlarıyla değil, otelleri, kongre merkezleri, sosyal ve sportif tesisleri, restoranları, piknik ve mesire alanları, patatesi, mısırı ve haliyle fındığı ile gündemde olmalıydı. Bu manada başta İbrahim ve Seyfi Yılmaz beyler olmak üzere Sakaryaʼya katkıda bulunan herkesi, her işletmeciyi takdir ediyor ve teşekkürlerimi sunuyorum.  Erol AFŞAR

Ziyaretçi Yorumları

KEYİFLİ Bir Tur 07 Haziran 2017'nin güneşli güzel bir akşamında, şehir merkezine ortalama 12 km. mesafede bulunan, ayrıca Milli Park olarak da bilinen Sakarya'mızın en yakın ormanına yani İl Ormanına keyifli bol oksijenli bir tur gerçekleştirdik.

Yaklaşık 2 yıldır gitmediğim İl Ormanı çok değişmişti. Biz genelde arka kısmında yer alan kapıdan giriş yapıyorduk. Burada bir demir kapı vardı. Araçlara kapalı ama yaya, bisiklet ve motosikletlerin rahatlıkla geçebileceği bir alan vardı. Bu yıl ise bu girişi tamamen tel örgülerle kapatmışlar. Ayrıca birde kulübe ve güvenlik kameraları yerleştirmişler.

Ortam yine güzel sessiz ve sakindi, yeşilliğin her tonunu burada görmek mümkündü, doğası ve kokusu ise muhteşemdi. Artık burası eski İl Ormanı değil yenilenmiş süslenmiş yepyeni bir doğa ve imkanlara sahip harika bir yerdi. Bu yıl eskiden gençlik merkezinin kamp olarak kullandığı alanın atış poligonu olarak değiştiğini gördük. Bunun yanı sıra birçok Milli Parkta olan konaklamak için muhteşem yepyeni bungalov evler yapılmıştı.

Bu evleri öyle güzel yerlere konuşturmuşlar ki büyülenmemek elde değildi. Fiyatları hakkında maalesef bilgimiz yok. Ama konaklamaya hazır olduğunu söyleyebilirim. Artık burada kamp yapabilir bungalov evlerde doğa ile iç içe güzel günler geçirebilirsiniz. Milli parkın bir çok yerinde güvenlik kamerası, wc, çeşme, piknik alanları, oyun alanları, mescit, büfe ve yeme içme tesisi gibi imkanlarda mevcut.

İftarını bu büyüleyici doğa harikası yerde açmak isteyen aileler buraya gelmişlerdi. Onların yerinde olmayı çok isterdim. İnşallah bizlerde en kısa zamanda burada bir organizasyon yaparız. İl Ormanın iç kısmında ulaşım tamamen asfalt yol olup, birçok kısmında patikalar, toprak yollar ve mtb parkurları vardı. Burası için huzurun adresi diyebilirim. Tam İl Ormanından çıkmak üzereydik ki birde ne görelim. Buraya birde Göl Teras Cafe diye göl manzaralı yeni bir tesis açmışlar. Buraya kadar gelmişken burayı da görmemek olma diyerek hemen mekana gidiyoruz. Mekan çok güzel saat 23.00'a kadar açık, iftar veriliyor. Sapanca Gölüne çok hakim yükseklikte olup güzel bir manzaraya ve muhteşem bir gün batımına sahip.

Normalde iftara yetişmeyecek olsaydım eğer kesinlikle gün batımını buradan çekerdim. Tesis ve çevresi çok temiz, yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye edebilirim. Unutmadan İl Ormanına giriş ücretli, ama girişte Göl Teras Cafe'ye gideceğim derseniz girişte ücret ödemiyorsunuz. Uyanıklık düşünmeyin her yerde kamera var. Burada 6-7 tane bisiklette var ve bu bisikletleri kiralayarak İl Ormanında özgürce dolaşabiliyorsunuz.

Tek kelime ile HUZUR...

Sapanca karayolu üzerinde Adapazarıʼna 12 km. mesafede keşfedilmemiş harika bir park ve piknik alanı. Havanın güzel olmasına rağmen, hiç kimse yoktu diyebilirim. Yemyeşil doğasıyla insana huzur veren bir yer. Yürüyüş yapabilir, ormana zarar vermemek şartıyla ateş yakabilir, mangal yapabilir ve çardaklarda oturabilirsiniz. Bir de etin kokusu çıkar çıkmaz bir sürü davetsiz misafiriniz olabilir, kedi, köpek, kuş, vs hepsi size hemen ziyaret edip yalnız bırakmaz. Sakın ola ki okur yorumlarını salladığımı düşünmeyin. Bütün bunları ve daha fazlasını internet ortamında bulmanız mümkün.

Oksijen,manzara, ve mangal :)

Sakarya'da vakit geçirmek için il ormanına gitmemek olamaz... Sakin, oksijen bolluğu olan, yeşilin her tonunu barındıran, sapanca gölü manzaralı memnun kalabileceğiniz yerlerden biri... Her mevsim keyif alabileceğiniz mekanda mangal için çeşitli yerler bolca var, çardaklar var.

Editör: TE Bilişim